tanımadığımız insanlar yönetir dünyayı

147 11 11
                                    

Harry Potter, kendisini büyük bir problemin çözümüymüş gibi hissetmemişti, uzun zamandır. Seçilen Kişi, ölmemiş olmak neydi, nasıl becermişti bilmiyordu. O güne kadar. Karşısındaki kişi bir o kadar tanıdık, bir o kadar yabancıydı. Harry o konuşmasını başlatacak diye hiçbir şey söylemiyordu da.

'Muhtemelen benim kim olduğumu tam olarak bilmiyorsun. Ama benim için çok önemli olan insanları tanıdın. Sirius'u, Remus'u. Keşke James ve Lily'i de tanıyabilseydin. Her zaman seni çok sevdiler. Benim adımı biliyorsun. En dağınık anlarda bile duydun ismimi. R.A.B? Hm, bunun açılımını biliyorsun zaten Harry. Ben Regulus Black ve hayatın boyunca seni korumak için bugüne kadar yaşadım. Seni bu saçmalıktan kurtarana kadar da ölme planım yok.'

'Dumbledore'un güvenilir gözüktüğünü biliyorum Harry fakat seni kullanmaktan başka bir şey yapmadı. Bu hiçbir zaman senin savaşın olmadı. Hiçbir taraf kazanmadı, kaybetmedi. Yıllar önce olan her şeyin acısını, yapamadıklarını sana yüklüyorlar fakat sen sadece bir çocuksun. Bunlara katlanmak zorunda kalmamalısın. Ağırlığını biliyorum. Ben de hissettim. Voldemort'un işini bitirmek istiyorsan bitirebilirsin ama her türlü sana yardım etmek için orada olacağım.'

Harry, Sirius ile ilk tanıştığında yaşadığı duygu karmaşasını yaşıyordu. Tek bildiği vardı. Karşısındaki kişi kendisi yaşındayken Voldemort'u ve tüm büyücü dünyasını öldüğüne inandırmıştı. Ve bu kişi tüm savaşın seyrini değiştirecekti.

Tanrıların kendi kaderini yönettiği çizgi ilk kez bozulmuştu. Ve bir daha yola girmeyeceği kesindi.

--
Ron Weasley sabah uyandığında çadırın dışında Harry'nin bu kadar yakışıklı bir adamla bir arada olmasını beklemiyordu. Hermione ile çok iyi anlaşmışa benziyordu.

Regulus Black, en son 18 yaşındayken bu kadar uzun süre dışarıda açıkça durmuştu. Kendisinin ölümünü tezgahlamak kolaydı. Fakat, arkadaşlarına Peter'ın toplantılara katıldığını söylemesine rağmen onlarda olan güven yüzünden bir sürü kişiyi kaybetmişti.

Dorcas. Marlene. Pandora. Lily. James. Sirius.

Bellatrix'i görmek için sabırsızlanıyordu.

Harry ilk doğduğundaki halini biliyordu. Dumbledore onu teyzesine verdiğindeki halini de biliyordu. Sırf Dumbledore'un gözetimi altında diye Harry'ye yaklaşamamıştı fakat şimdi dönüp baktığında keşke onu yanına alabilseydi.

Fakat okulda başına bir şey geldiği zaman her zaman yanındaydı. Regulus Black, Harry'yi herkesten korurdu ve korumuştu da.

Çapulcuları özlüyordu. Harry'nin James ve Lily ile büyümesi, evinden Sirius ile Remus çıkmadığı günler geçirmesi gerekiyordu. Eğer ki annesi ve babasının arkadaşlarıyla tanışsaydı onları seveceğini düşünüyordu.

Regulus'un kurtarması gerektiği biri daha vardı. Harry için önemli olan biri. Harry'nin gözünü kırpmadan onu korumak için kendini feda edebileceği biri.

Draco Malfoy.

Black ve Potter dinamiği zaman çizgisi boyunca bozulmuyordu. Birbirlerini bir şekilde buluyorlardı.

O kadar çok kişiyi kaybetmişti ki Regulus. Birini daha kaybetmeyi düşünmüyordu.

Voldemort, bazı geceler tedirgin hissediyordu. Bunu hiç kimse anlamazdı fakat kan kokusunun baskın olduğu yerlerde gezinirken bir şeyler doğru değilmiş gibi hissederdi. Halbuki güç onun elindeydi. En güçlüsü oydu.

Öyle miydi gerçekten?

Adını duymaktan korktuğunuz insanlara karşılık unutulmaya yüz tutmuş isimlerdi.

Kötüler hep kazanırdı fakat Voldemort karşı tarafın iyi taraf olduğundan bu kadar da emin olmamalıydı.

Her şeyini yitirmiş bir insandan daha tehlikeli bir şey varsa o da elindeki tek şeyi korumak için dünyayı yakabilecek kişidir.

Regulus Black, Voldemort'un peşindeydi ve bitirene kadar durmayacaktı.

--
VE REGULUS BLACK<33
Hikayenin asıl kurtarıcısı filan, finale doğru yaklaşıyoruz artık. Birkaç bölüme savaş olur artık yani. Biraz üzücü bu fici bitirmek ama özel bölümleri var filan falan daha uzatırım kesin.

Bölüm nasıldı??? Marauders erayı seviyor musunuz??

Kendinize iyi bakın!! Bu haftanın 3.bölümünü de yakında atacağıım

chef-d'oeuvre• drarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin