Bölüm yazarı:tenakatyongskitty
"gidiyor musun hyung?"
jaehyun kendisine kafa sallayan bedene bakıp sırıttı ve kapıyı açtı. jaehyun sırıtan kardeşine yandan bir bakış sunup kaşlarını çattı. "eve birini mi atacaksın yoksa?" jaehyun'un sorusu ile keyifle kahkaha attı jaemin. "bilmem belki" jaehyun jaemin'in karnına hafifçe vurup işaret parmağını doğrulttu. "kafanı kırarım"
"şakaydı" jaehyun geri çekilip yanaklarındaki çukurları göstererek gülümsedi ve evden çıktı. "uslu dur" jaemin sırıtmaya devam ederken jaehyun'u izlemiş arabasına bindiği an kapıyı kapatmıştı. "senin getirdiğin kızları unutmadık sanki" kendi kendisine mırıldanıp mutfağa adımladı.
dolabı açıp biraz göz gezdirdi ve gördüğü meyve suyu dolu şişeyip alıp kafasına dikti. elini cebindeki telefonuna attığında şişeyi dudaklarından ayırıp tezgahın üstüne koydu. mesaj bölümüne girip jeno'ya mesaj attı. "renjun'i de çağırsam mı?" kendi kendisine düşünmeye başladığında boş verip telefonu cebine koydu ve mutfaktan çıktı.
adımlarını odasına çevirdiğinde nefesini dışarı verdi. jeno ile beş seneyi aşkın arkadaşlığı vardı. bütün hayatı onunla geçmişti ve her saniyesinde beraberlerdi. her şeyi birlikte yapmışlardı. ilk okulu asışları ve ilk kavgalarıyla başlamıştı bu. ama bir müddet sonra jaemin'den uzaklaştı jeno. kendi halinde takılmaya başladı. bir sürü sevgili yapıp yarını yokmuşçasına eğlendi kendi aklınca.
jaemin ise her zaman bekledi. kendisine kızdığı oluyordu arada. jeno her şeyden habersiz sevgililer yaparken jaemin'in onu beklemesi kimine göre aptallık sayılırdı fakat jaemin için öyle değildi. kendisini jeno dışında birisiyle düşününce ona ihanet ediyor gibi oluyordu.
bu huyundan vazgeçmek istediği gün jeno'nun çıktığı kızlardan birisiyle ilişkiye girdiğini öğrendi jaemin. o an yaşadığı hayal kırıklığı dün gibi aklındaydı fakat kızamıyordu. yıllarca platonik olan kendisiydi. ağlamaktan başka bir şey gelmemişti elinden.
jeno'yu kendisinden bile kıskanırken başkasının dokunmasından nefret ediyordu jaemin.
jeno'ya karşı olan duygularını sayfalarca yazıyordu her gün. duyduğu o tutkulu aşkın azalmasını bekliyordu jaemin ama her geçen gün daha da bağlanıyordu jeno'ya. kalbine söz geçiremiyordu.
çalan zil ile oturduğu minderlerden kalktı ve kapıya doğru ilerledi. güzel gülüşünü yüzüne yayıp kapıyı açtığında gülümseyen gözleriyle kendisine bakan jeno'ya baktı. kollarını iki yana açıp jeno'ya sıkıca sarıldı
"bizim jeno'muz bizi unutur hale gelmiş. ne arıyor ne mesaj atıyor hatta evi yanımızda olmasına rağmen uğramıyor bile. eskiden bu kadar umursamaz değildi bizim jeno'muz"
nefes almadan konuşmasının ardından geri çekilmiş ve gözlerini deviren bedene bakmıştı jaemin. yanaklarını avuçları arasına alıp dudaklarının öne doğru büzüşmesini sağladıktan sonra sevimlice konuşmaya başlamıştı. "bizim jeno'muz bizi unuttu mu yoksa?"
jeno jaemin'in ellerini çekip içeri adımladığında jaemin kapıyı kapatıp sırtına atlamıştı. "konuşsana" jaemin'in yüksek çıkan sesine rağmen bir şey dememiş ve odasına doğru ilerlemişti sarı saçlı olanın.