SAKLIMDASIN

1. TERLİK

Tatlı telaşların olduğu, yardımseverliğin unutulmadığı, sıcak ve samimi insanların bir arada yaşadığı mahalleme bisikletimle giriş yaptım. Evimin bulunduğu sokağa girmeden önce bakkal Hüseyin abiye uğrayıp en sevdiğim üç çikolatadan aldım. Bisikletin sepetine yerleştirdiğim çikolataları bir an önce yemek adına evime doğru yola çıktım.

Evimin arka bahçe kapısına doğru bisikletimi sürüp bahçenin içinde yer alan ağacın altına yakın olan demire zincirledim. Değer verdiğim şeyler arasında ilk ikiye giren bisikletimi öylece güvensiz bir şekilde oraya bırakamazdım. Mahallede ki herkes onun sahibinin ben olduğumu bilir gerekmedikçe dokunmazlardı bile. Gözümden sakındığım bisikletime herkes dokunamazdı.

Sepetteki çikolataları elime alıp ceplerime yerleştirdim. Arka kapıdan eve girip ayakkabılarımı çıkardım. Annemin her daim hazırda beklettiği terliklerden birini giyip salona doğru yürümeye başladım. Evin sesizliğini bozan televizyonu kumanda yardımıyla kapatım. Pazar yerinde kaybolan çocuklar gibi "Anne !" diye bağırdım. İki saniye içerisinde gelecek olan cevabı bekleyen kulaklarım istediği sesi alamadılar. Dış kapıya doğru yürüyüp huysuzluğumu yüzüme yansıtır şekilde kapıyı açıp eşikten dışarı baktım. Annem her zaman yaptığı gibi yine ilk fırsatta evimizin karşı tarafında kalan üç katlı, mavi boyalı evin önüne firar etmişti.

" Ah kızım sen evde miydin? " diye şaşkınca soran anneme gözlerimi devirmemek için üstün çabalarımdan sarf edip yüzüme küçük, zoraki bir tebessüm kondurdum. "Evet, anneciğim. Seni bekliyorum," deyip bakışlarımı bana sıcacık tebessümlerinden sunan Perihan teyzeye çevirdim.

" Sürekli annemle vakit geçirir oldun. Gözün artık beni görmüyor. Valla sana çok kırılıyorum Peri'm," deyip dudaklarımı büzdüm.

" Önce babanı aldın, şimdi de ahiretliğime mi göz diktin ? Gelirsem oraya ayağımın altına alırım seni." Annemin sözlerini duymamazlıktan gelip omuzlarımı silktim.

" Duyuyor musun Peri'm, anne diye bağrıma bastığım kadının şiddet içerikli sözlerini ?" Kınarcasına anneme bakıp " Seni babama söyleyeceğim," dedim. Saçlarımı nispet yaparcasına savurmayı da ihmal etmedim.

Perihan teyze annemle olan atışmalarımı her zaman imrenerek izler odundan halice olan iki oğlundan dert yanardı. "Güzel kızım sen gel benim yanıma. Leyla senin değerini bilmiyor," diyen kadına doğru ayağımdaki terlikleri umursamadan koşup sarıldım. Sevdiğine kavuşan aşıklara benziyordum. Aman Ahmet amca duymasındı ! Beni alnımın çatından vurur, Peri'sine kıyamazdı. Bu aşk hikayesinde yanan ben olurdum.

"Bu kızı hep sen şımartıyorsun," diyen anneme dil çıkartıp Perihan teyzenin koları arasına daha çok sığındım.

" Bak bak hareketlere bak ! Dilini kopartırım senin." Annemin tehditkâr çıkan sesinden az buçuk ürksem de kendimden ödün vermeyip " Bırakma beni Peri'm," dedim.

Perihan teyze başımı üstüne küçük bir öpücük kondurdu. Sığındığım kollardan istemeyerek de olsa ayrılıp annemin koluna girdim. Başımı omzuna yasladım. "Seni de seviyorum eli maşalı anniş."

" Tamam kızım yalvarma affettim," diyen annemin yüzüne bakmak için başımı omzundan kaldırdım. Üniversite sınavında milyonlarca rakibini eleyip birinci olmuş öğrenci tipi vardı suratında.

" Aç kediler gibi sırnaşıp durma," diyen annemin suratına sulu öpücüklerimden bahşedip " Doyur beni kadın," dedim.

Perihan teyzenin kahkahasına eşlik edercesine güldüm. Yalandan kaşlarını çatan anneme baktım.  "Edepsiz edepsiz konuşma!" dedikten sonra kulağımı canımı acıtmayacak şekilde çekti.