SAKLIMDASIN

30.ANNEMİN GELİNİ

30.Bölüm

" Annemin Gelini "

Cennet'ten

Annemi kaybettikten sonra tutunamamış ordan oraya savrulmuştum. Bazen yurt dışına kaçmış, bazen de farklı şehirleri dolaşmıştım. En sonunda yine babamın dizinin dibinde oturmuştum.

Başka bir kadınla evlenmesini başta kaldıramamıştım. Annemin yerini almaya çalışan kadını kabul etmemiştim. Onun hep açığını ya da kötü bir özelliğini aramıştım. Ya gizleme konusunda çok ustaydı ya da ben bulmak için fazla zeki değildim.

En nihayetinde pes etmiştim. Babama ve eşine mutluluklar dileyip aradan çekilmiştim. İki yıl önce şans eseri tanıştığım ve bana iyi bir dosttan öte abilik yapan adamın arkasına takılmıştım. Övdüğü ve çokça sevgiyle bahsettiği mahallesine hiç düşünmeden taşınmıştım.

Başta korkuyordum. Ya yine tutunamazsam diye endişeleniyordum. Fakat sonra anladım ki tüm endişe ve korkum boşaymış. Bu mahalle tutunabileceğim en sağlam dalmış.

Beni bağırlarına basan Aykanlardan sonra Altınözlerle de tanışmıştım. Başta Leyla teyzeden çekinmiştim. Baskın bir tarafı vardı ve bana babamı hatırlatıyordu. Ama daha sonra anlamıştım. Leyla teyze babam gibi değildi. Onun baskınlığı sadece dilindeydi.

Açelya'nın elime tutuşturduğu ve  'güle güle kullanın ' dediği yangın tüpünü düşündükçe yüzümde tebessüm oluşuyordu. Deli Kamil'in dediği gibi, deli kızdı. Onunla ikinci karşılaşmamız da yaptığı soğuk esprinin ardından aramızda ki son tuğlada düşüp parçalanmıştı. Yüzü kadar kalbinin de güzel olduğuna emin olduğum kızla arkadaş olmuştuk. Öyle sahte değildi, içimi ısıtacak kadar gerçekti.

Merve ile sonrdan tanışmıştım. Başta bana soğuk davranacağını düşünmüştüm fakat aksi olmuştu. Yabancılık çekmeyeyim diye beni çabucak aralarına almıştı. Hızlı kaynaşmıştık. Üçümüz arasındaki dostluk bağı buna rağmen kuvvetli atılmıştı.

Esat' tan hâlâ çekiniyordum. Duvar gibi duruyordu ama kesinlikle kötü bir insan değildi. Gardını sadece sevdiklerinin yanında indiriyordu. Tanımadıklarına karşı fazlasıyla mesafeliydi. Gereksiz muhabetlerden hoşlanmıyordu fakat söz konusu Açelya ve Merve olunca, ondan beklemediğim bir şekilde munzur tarafı ortaya çıkıyordu. Zamanla beni de benimsemişti. Bana da tıpkı Açelya ve Merve'ye baktığı gibi bakıyordu. Bakışları bir tek kızıl cadı da değişiyordu.

Şeytani tarafıyla herkesi etkisi altına alan kız Bahar'dan başkası değildi. Selda abla ondan pek hoşlanmıyordu. İlk başta bende ona karşı ön yargılı yaklaşmıştım. Sivri dili sayesinde geriye doğru itilmiştim. Savunma mekanizmasının öyle olduğunu anladığım kıza yavaş yavaş yaklaşmıştım. İnsanlara göstermekten çekindiği tarafıyla onun isteği dışında tanışmıştım. O günden sonra bu mahallede üç kız kardeşim olmuştu.

Yeni hayatıma burada başlamıştım fakat bu akşam hiç istemediğim bir şey olmuştu. Evimin önünde duran ve karşıma dikilen adam beni eskiye götürmüştü. Affalamış ve bakışlarımı ondan çekememiştim.

Merakla arkamda bekleyen insanlara açıklama yapamadım. Doğruca evimin önüne yürüdüm. Memnuniyetsizliğimi yüzüme yansıttım. " Senin burada ne işin var ?"

Gözleriyle arkamda duran evimi işaret etti. " Taşındığını öğrendim. Hayırlı olsuna geleyim dedim."

Aylar önce parmağıma zorla takılan yüzükten kurtulmuştum fakat yüzüğün sahibinden bir türlü kurtulamıyordum.