28.YÜZLEŞME

2.9K 98 11
                                    

Keyifli okumalar !

28.Bölüm

" YÜZLEŞME "

Güneşin en parlak göründüğü günlerden birindeydim.

Bana iyi gelen insanların çoğu ile aynı masyaya oturmuş, kahvaltı yapıyorduk. Kahvaltı yapmak kutsal bir şey değildi ama ailem ve sevdiklerimle geçirdiğim her an paha biçilmezdi. Şu an mutluluk neydi, diye sorsalar anlatamazdım fakat resmini çizebilir ya da fotoğrafını çekebilirdim.

Aykan ve Altınöz ailesi olarak mekan değişikliği yapıp Sönmez ailesine konuk olmuştuk. Derya anne sanki günlerdir bugünü bekliyormuşçasına kolları sıvayıp çeşit çeşit börekler, poğaçalar yapmış, akla gelmeyecek kahvaltı çeşitlerini masaya özenle dizmişti. Merve ise Derya anneye yardım etmek gibi bir eylemde bulunmayıp, bizimle beraber kendi evine gelmiş, misafir edasıyla baş köşeye kurulmuştu.

O kadar yüzü olmasına rağmen ısrarla yüzsüzlük yapan kızı, ne Derya annenin bakışları ne de benim kınayıcı sözlerim harekete geçirememişti. Tabi Leyla sultan daha fazla dayanamayıp sonuçsuz çırpınışlarımıza el atmış ve sonuca ulaştırmıştı.

Merve'nin çay doldurduğu ve önüme koyduğa bardağı büyük bir zevkle parmaklarımla kavrayıp bir yudum içtim. Sahte mahcubiyetle " Ay sana da zahmet oldu Merve'ciğim," deyip sinir kirizi geçirme eşiğine gelen kızı, bir adım öteye ittim.

Eşiğin üstüne basmasına neden olduğum kız, bakışlarıyla beni yedi yerimden aynı an da bıçaklayıp sandalyesine oturdu. Kulağıma doğru yaklaşıp " Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz," deyip geri çekildi.

Derin dedikodu ve sohbete dalan hemcinslerimden bakışlarımı çekip, masadaki tek karşı cins olan Esat'a baktım. Yan sandalyede oturan ve bir dilim böreği minik parçalara ayıran kurdun elinden, kuzu gibi sandalyesine sinmiş beni kuratarabilecek tek kişi Esat'tı.

" Yok bacım devir çok değişti. Şimdiki nesil dantelin değerini bilmez." Derya annenin Leyla sultana üzüntüyle söylediği sözlere istemeden kulak misafiri oldum. Konu benim can sağlığımdan daha önemli olduğu için böreklerle doldurduğu ikinci tabağı bitirmek üzere olan Esat'tan çektim bakışlarımı. Önümdeki tabağı didiklemeye ve annemleri çaktırmadan dinlemeye başladım.

" Kızlarımızı hem modern hem de geleneksel ölçüleri harmanlayıp yetiştirdik. Hiç şüphen olmasın hayatım, onlar dantelin en iyisinden anlarlar." Leyla sultanın iddalı sözleri bizim tam aksimizdi. Yetiştirilme şeklimiz güzeldi fakat ne ben ne de Merve dantelden anlamazdık.

" Açi bunlar kesin bizim çeyizlere dantelli gecelik koyacaklar," diyen kız içimden geçenleri anında kanıtladı. Merve'ye doğru yakalaştım. " Aklı fesat şeylere çalışan güzel ikizim, annemler giyindiğimiz değil etrafa serdiğimiz dantelden bahsediyorlar."

Sözlerim yeterince açıklayıcı olduğu için Merve'nin saniyesinde iştahı kesilmişti. " Öleceğimi bilsem yine de evime o demode şeyleri sokmam." Kendilerinden emin bir şekilde bize çeyiz dizmeye devam eden kadınları yenilmişlik ve acı barındıran tebessümümle izledim. Gözlerini dantel bürüyen kadınlara karşı çıktığımız an, sadece evlerimizi değil tabutlarımızı da dantelle süslerlerdi.

Perihan teyze aklına gelen parlak fikrin pimini çekip ortaya attı. " Kızlar biz en iyisi Elif'in hocalık yaptığı dikiş nakış kursuna gidelim. Çocuklarımızın çeyizine son modellerden de bir kaç parça koyarız." Patlayan bomba sadece beni, Merve'yi ve Esat'tı kötü etkiledi.

SAKLIMDASINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin