12.SÜRPRİZ

4.4K 166 2
                                    

Başımızdan aşağı kaynar sular dökülüyormuş gibi hissederdik ya bazen, işte bende şu an öyle hissediyordum. Kendi yaralarıma sürecek merhemim yokken, dolan gözleriyle bana bakan ikizime nasıl teseli verecektim ? Düştüğüm her çıkmazdan beni kurtaran kıza yardım etmeliydim. Hızlıca toparlanıp Merve'nin omuzlarından tuttum.

" Dediğin şey imkansız ikiz. Boş yere kendini üzüyorsun," deyip gözlerimi gözlerinden çekmeden bakmaya devam ettim.

Teyzesi yıllardır o adamdan çocuğu olsun diye uğraşıyor, kendini yıpratıyordu. Sonunda kanser olmuştu. Şimdi de kocasının cefasını çeken kadının aldatıldığını öğreniyordum.

Bu çok fazlaydı.

Merve yutkunup başını hızlıca iki yana doğru salladı. " Gözlerimle gördüm."

" Nerede, nasıl ?" Şaşkındım ve üst üste sorular soruyordum.

Bedenimi saran korkuyu üstümden atmak için, omuzlarından tuttuğum kıza sıkıca sarılıp saçlarını okşadım."Şimdi sakin ol tamam mı ? Eve gider gitmez bana her şeyi anlatacaksın. Aysun teyzenin bu durumu en az hasarla atlatması için elbet buluruz bir yol."

Merve benden ayrılıp gözünden akan tek damla yaşı elinin tersiyle sildi. "Buluruz tabi." Buruk tebessümü eşliğinde koluma girdi. Hem yürüdük hem de konuştuk.

İkizimin bana anlatıklarından sonra düşünmeye başladım. Olayları beynimde iyicene tartıp "Bu akşam sizdeydim. Detaylı bir araştırma yapmak şart oldu," dedim. Merve kafasını salayıp beni onayladı.

Bir kaç dakikalık yürüyüşün ardından Esat'ın kafesinin giriş kapısından içeri girdik. Esat bizi görür görmez yan tarafında duran Burak'a bakmadan "Kardeşim kapat dükanı gidiyoruz," deyip gülümsedi.

Bir kaç metre ilerimizde kalan ikiliye doğru yürüdük. Merve, Esat'ın sağ koluna ben de sol koluna girdim.

Merve yüzüne kondurduğu sinsi sırıtış eşliğinde " Dönüşümün şerefine parti vermeyecek misin reis ?" diye munzurca sordu.

Esat kollarını bizden kurtarıp Burak'ın omzuna kolunu attı. "Burak kardeşim sen bu hanımefendiyi tanıyor musun ?"

Burak kısa sayılacak süredeki bakışlarını Merve'nin üstünde gezdirip kolunu omzuna atan adama yandan bir bakış attı. " Tanımıyorum abi."

Tanımaması normaldi çünkü Merve Antalya'ya gittikten sonra Burak burada işe başlamıştı. Merve kollarını gögsünde birleştirip sağ kaşını havaya kaldırdı. Esat'a meydan okuyordu.

" Bu yüze iyi bak Burak. Yanında ki adamın patronuyum."

Esat kolunu Burak'ın omzundan çekip Merve'nin önünde durdu. "Patronum musun ?"

" Evet, beğenemedin mi beyefendi ?"

Burak saşkın bakışları eşliğinde ikiliyi izliyordu. Birazdan yaşanacak sahneyi bildiğim için Burak'a bakıp "Sana zahmet bize üç kola getirir misin ?" deyip gülümsedim.

Burak tamam dercesine başını sallayıp yanımızdan ayrıldı. Birbirine ölümcül bakışlar atan ikiliye baktım.

Gözümde oyuncağını paylaşamayan iki yaramaz çocuktan farkları yoktu.  "Patron benim. İtiraz kabul etmiyorum."

Arkamı ikiliye dönüp üç kişilik masaya doğru yürüdüm. Ortada ki sandalyeyi çektim. Merve çektiğim sandalyeye oturmama fırsat vermeden yerimi kaptı. "Aferin köle."

Patron benim dediğim için bir nevi haddimi bildirmeye çalışıyordu. Zirvede olmayı seven ikizime göz devirip boş kalan iki sandalyeden birine oturdum. Esat da karşımda ki sandalyeyi çekip oturdu.

SAKLIMDASINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin