10.ÖP GEÇSİN

5K 208 34
                                    

Kalbim yerinden çıkarcasına, dizlerimin bağı çözülürcesine, nefesim kesilircesine bir adam sevdim. Küçüktüm ilk ona koştum. Benimle oynasın, yanımda olsun, varlığımı hissetsin istedim. Aklımı da kalbimi de esir alan adamı hep istedim. Benim olmadı, benimle olmadı. Yokluğuyla bir çok kez sınandım. Yıkılmadım, girdiğim her sınavda bir parçamı bırakıp çıktım. Belki bir gün diye diye kurdum durdum kafamda.

Ben umuduma sarıldım.

Sonra büyüdüm yine koştum. Bilmeden hesap kitap yapmadan ansızın sevdiğim adama sarıldım. Sarıldığım adamı damdan düşer gibi hesapsızca kitapsızca sevdim.

Çok sonradan anladım meğer tek kişilik sevgi acı vermektem başka bir işe yaramıyormuş. Seviyorsun, özlüyorsun ama ona ne yaklaşabiliyorsun ne de dokunabiliyorsun. Kokusuna hasret kalıyorsun, doya doya içine çekmeden ayrılıyorsun.

Akgün'ün belimi saran kolunun varlığını hissetmediğim an geri çekildim. Kalbimin camları çatırdadı. İçimde fırtınalar koptu. Dışımda yaprak dahi kımıldamadı. Duygularım saklanma konusunda ustaydılar.

" Savaş mı çıktı burada ?"

Evet. Aklım ve kalbim arasında koca bir savaş çıktı. Aklım öpme yanarsın dedi. Kalbim zaten yanmışsın öp gitsin dedi. Hangi tarafı seçersem seçeyim yine de mağlup olacaktım. Ben aklımı seçtim. Çatlayan kalbim kırıldı. Sen yine sağır oldun, kırılma sesini duymadın. Kör oldun, etrafa saçılan parçaları görmedin. Sen bana yara oldunda da dermanını bulamadın. Her şeye rağmen yine de seni sevmekten vazgeçmedim.

" Kusura bakma oğlum. Bizim kız yine ayarsızca koşarken ortalığı dağıttı," diyen anneme baktım. Tüm suçu yine bana atmıştı. Yerdeki ikili çok mu ayarlıydı ?

Akgün'ün cevap vermesini beklemeden annemin önünde durdum. Mıh gibi çakılmıştı kapı eşiğine. " Çekilsene anniş !"

" Bağırma kız bana ! Düzgün bir şekilde söyle çekileyim." Annemle fazla yakın olduğumuz için kulak zarım bir miktar zedelendi.

" Leyla Hanım lütfen o mankenlere taş çıkartan vücudunuzu kapı eşiğinden çekebilir misiniz ?"

" Aferin kız ! Böyle yola gel," diyen annem kapı eşiğinden çekildi. Gözlerimi devirip cevap verme gereği duymadan içeri girdim. Yerden bir türlü ayağa kalkamayan ikiliye baktım.

" Tutkala falan mı yapıştınız ? Ayrılıp ayağa kalksanıza."

" Kanka burdan bakınca çok ateşli sahneler görüyorum. Hiç kalkasım yok." Merve'nin neyi ima ettiğini gayet iyi anlamıştım. Cennet'in yanında edilecek laf mıydı bu ?

" Kalk aşkım ben sana daha ateşlisini gösterceğim," deyip ellerimi başını arkaya doğru yatırmış bana bakan ikiliye uzattım.

Önce Merve sonra da Cennet elimi tutup ayağa kalktı. " Edepsiz edepsiz konuşma kız !"

Annem yine her zamanki gibi sadece benim laflarımı duymuştu. Oysaki tüm suç Merve'deydi.

" Sen ağzımdan çıkan her harfi niye farklı yerlere çekiyon anniş ?"

" Bir de utanmadan cevap veriyor," diyen annem Merve ve Cennet'i sürüklercesine mutfağa götürdü. Ben de arkalarından şaşkınca baktım.

" Demek daha ateşlisini gösterceksin." Saçlarımı okşayan ılık nefes ve hemen arkamda olduğunu bildiğim beden sayesinde nefesim yeniden kesildi. Bir adım öne doğru atıp yönümü arkamda ki adama çevirdim.

" Annem gibi sende yanlış anlıyorsun," dedim düştüğüm duruma lanet edercesine.

" Neyi yanlış anlıyoruz ufaklık ?" Akgün kedinin fareyle oynadığı gibi benimle oynuyordu.

SAKLIMDASINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin