SAKLIMDASIN

17.NEFES AL

Durum analizi yapınca bazen yanılıyordum. Mesela arkama yaslanıp Selda abla ve Bahar arasında çıkacak olayları izleyeceğimi düşünmüştüm ama istediğim gibi olmamıştı. Selda abla samimiyetten uzak bir şekilde Bahar'a hoş geldin deyip, Cennet'e samimi ve sıcak bir karşılama yapmıştı. Bahar bu duruma bozulmak yerine kendi evindeymişçesine koltuklardan birine kurulup, sırtını geriye doğru yaslamıştı.

Dünya yansa yine de bu kızın umrunda olmazdı.

Ortamda ki gerginlik üst seviyede olduğu için Cennet'i de yanımıza alıp mutfağa gelmiştik. Bahar, annem ve Perihan teyzeyi göz hapsine aldığı için salonda dedikodu dönmüyordu fakat mutfakta büyük dedikodu vardı.

" Bu yine niye gelmiş ki ?" diye soran ve hırsla kısırı karıştıran Selda ablanın elindeki kaşığı aldım. Kısırın ne günahı vardı ?

" Poyraz'ı görmek için gelmiştir. Ne de olsa kuzeni bir yıl sonra yurt dışından geldi."

" Tamam da benim evime niye geliyor ? Gitsin kuzenini amcasının evinde görsün canım."

Selda abladan bu sözleri duymak ne beni ne de Merve'yi şaşırtmamıştı fakat Cennet'in afalamış bir hali vardı. Aramızda dönen olaylara hakim olmadığı için Selda ablanın tavrını anlıyamıyordu.

Ama yakında o da anlardı.

Hele bir Gökhan abi gelsin...

Neyse kötüyü çağırma Açelya!

" Perihan teyze, yalnız kalmasın diye sende gel demiştir. Bahar da onu kıramamıştır."

Gergin olan ortamı yumuşatmak için elimden geleni yapıyordum fakat servis tabaklarının içini çeşitli yiyeceklerle dolduran ikizim bana yardımcı olmuyordu. Yemeği görünce gözü beni bile görmezdi.

" Şey...o fazla değil mi ?"

Cennet'in bakışlarını takip edip Merve'nin üç tabaklık yiyeceği tek bir tabağa zorla sığdırmasını izledim.

" Dinlene dinlene yerim. Yoksa Selda abla kilo alırım korkusuyla bizden sonra bu güzelim nimetlere dokunmaz ziyan eder."

Sokratesin savunması Merve'nin sözlerinin yanında hiç kalıyordu.

" Sen merak etme ikiz. Gökhan abi seve seve hepsini bir oturuşta yer."

Selda ablanın fal taşı gibi açılan gözleri sayesinde büyük bir hata yaptığımın farkına vardım. Gökhan abi diyen dilimi tepiklesinler !

" Ay kızlar benim hemen Gökhan'ı arayıp eve gelme demem lazım. Bu yılan buradayken kocamı eve alamam."

Bahar bu sözleri duysa üzülür müydü ? Kesinlikle üzülmezdi. Hatta Selda ablanın damarına basmak için Gökhan abiye yakın davranırdı. Yılan değildi ama tam bir şeytandı.

Kızıl şeytan.

"Sakin olur musun Selda abla ? Kocanın gözü senden başkasını görmüyor. Bahar da evli barklı adamı yoldan çıkartacak bir kız değil. "

Merve'nin sözlerine hak verircesine başımı saladım. Selda ablanın yersiz telaşı boşunaydı. Gökhan abi canından çok sevdiği karısından başka kimseye gözünün ucuyla dahi bakmazdı. Bahar da Gökhan abiye kötü bir gözle bakmazdı.

Kimse kimseye bakmıyorken bu endişe niye ?

" Konumuzla alakası yok ama ben çayları soğutmadan içeri götürebilir miyim ?" Cennet'in ortamı sakinleştiren ince ve dingin sesi sayesinde kendimize gelip kaldığımız yerden mutfaktaki işlerimizi hal ettik. Doldurduğumuz tabakları servis edip boş bulduğumuz yerlere oturduk.