7.KAĞITAN GEMİ

4.6K 210 14
                                    

İçimde kopan fırtınalar vardı. Şiddetine kapılıp savrulmaktan korkuyordum. Eğer savrulursam kimsenin beni eski yerime getiremeyeceğini biliyordum. Yerimden, yuvamdan ayrılırsam kaybolurdum.

Kopan fırtınayı dindirmeye çalışıp hazırlanmaya başladım. Akgün'e olan kupa borcumu bir an önce ödemeliydim. Diline düşersem ömür billah kurtulamazdım.

Hızlıca hazırlanmış evden çıkıyordum ki mutfaktan hamurlu elleriyle çıkan annemin radara yakalandım.

" Hayırdır kızım yine nereye gidiyorsun?" diye sordu kıstığı yeşil gözleriyle.

Yedi yirmi dört dışarıda değildim fakat annem her gün evden çıkışlarımı abartır benden yana dert yanardı. Ev işlerine elimi sürmediğimi, aklımın bir karış havada olduğunu söylerdi. Anlayacağınız annem benden memnun değildi. Elinde olsa beni yenisiyle değiştirirdi.

" Diskoya gidiyorum anniş," deyip alayla gülümsedim.

" Terbiyesiz ! Annenle dalga geçmeye utanmıyor musun ?"

" Dalga geçmiyorum ki !" deyip dış kapıyı açtım.

" Gel kız buraya," diyen annemi arkamda bırakıp dışarıya attım narin bedenimi.

" Eninde sonunda eve döneceksin. O zaman göstereceğim ben sana diskoyu !" Annem açık bıraktığım kapı eşiğinde durmuş, bir kaç adım ilerisinde olan beni tehdit ediyordu.

" Tamam anneciğim az içerim," deyip kıkırdadım. Annemin hamurlu ellerine şükürler olsun ! Yoksa sokağın ortasında olduğumu önemsemez beni terlik komasına sokardı.

" İçtiklerini burnundan fitil fitil getiririm. Alkolik mi oldun kız sen başıma ?! "

Sesinin tonuna mukayet olamayan annem sayesinde sokakta ki bir kaç teyzeye dedikodu malzemesi olmuştum. Yarın manşetlerde Leyla'nın alkolik kızı mahalleyi birbirine katı diye bir yazı görürsem hiç şaşırmazdım.

" Aa yanık börek mi koktu buralar ?"

Annem telaşla içeri girip ayağıyla kapıyı suratıma doğru çarparcasına kapattı. Son sürat mutfağa doğru koşmuş olmalıydı. Başımı iki yana doğru sallayıp gülümsedim.

Havalı bir şekilde arkamı evime dönmemle " Tövbe bismillah ! " demem bir oldu. Zamansız bir şekilde dibimde beliren Akgün narin bedenime çarptı.

" Dinimize bu aralar pek bi düşkünsün," diyen adama alayla baktım.

" Şeytan görünce besmele çekilir. Bilmiyor musun ?"

İmalı bir şekilde laf soktuğum adam kaşlarını çattı.

" Önümden çekilmen için illa okuyup üflemem mi gerekiyor ?"

Aferin kızım böyle devam et ! Dilini kesip köpeklere yedirirse o zaman üflemeyi görürsün.

Baştan sona bedenimi inceleyip sabır çekti. Kaşlarını kaldırıp sert ve sorgulayıcı sesiyle " Nereye ?" diye sordu.

" Sanane," deyip göz devirdim.

Düzgün kavisli kaşlarını çattı. Parmaklarını koyu kahve saç tutamlarının arasından özensizce geçirip yeniden sabır çekti.

Meğer ne çok sabıra ihtiyacın varmış Akgün Efendi.

" Düzgün cevap ver ."

" Önümden çekil. "

" Cevap vermeyene kadar çekilmiyorum lan !" dedi öfkeyle. Niye sinirlendi ki ? Ne güzel konuşuyorduk (!)

" Keyfim cevap vermek istemiyor lan !" dedim sondaki kelimeyi bastıra bastıra.

SAKLIMDASINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin