11.ZAMANI DURDURMAK

5K 171 15
                                    

Hayatımın tamamı düz yollardan oluşmuyordu. Bazen yokuş yukarı tırmanıp nefesimi kesiyordum. Bazen de yokuş aşağı iniyor nefesimi düzene sokabileceğim düz yolları arıyordum. Bazen de kayboluyordum. Kimsenin beni bulamayacağı kuytu köşelere sapıyordum. Yolumu bulmaya çalışırken bataklığa saplanıyordum.

Yine yanlış yola girmiş, bataklığa saplanmıştım. Bu defa Merve bile beni kurtaramazdı.

Akgün dudaklarını tenimden çekip doğruldu. N'aptığının yeni farkına varıyormuşçasına kolumu bırakıp bir adım geriye gitti. İstediği zaman aramızdaki mesafeleri aşıyor, istediği zaman aştığı mesafelere daha fazlasını ekleyip uzaklaşıyordu.

Dengesiz adam benim de dengemi bozuyordu.

Bir şey demeden parmaklarımın arasında buruşan kırık beyaz gömeleği hızlıca üzerime geçirdim. Bakışlarım Akgün'e değmesin diye çok uğraştım fakat yine başaramadım.

Göz göze geldik.

O kadar yoğun bakıyordu ki bana boğulacakmış gibi hissediyordum. Bugünden sonra eskisi gibi toparlanamayacağımı biliyordum.

Boğazını temizleyip " Fermuarı çekmeyi unuttun, " dedi tok sesiyle.

"Gömleğin fermuarını zaten hiç çekmemiştim ki ! Bu böyle giyilir," deyip gömleğin iki kenarını tuttum.

Odanın kapısı iki defa üst üste tıklatıldı. "Perihan teyze sizi aşağıya çağırıyor."
Merve çaldığı kapıdan içeri girmedi. Kaşları çatık bir şekilde bana bakan Akgün'ü arkamda bırakıp odanın kapısını doğru yürüdüm. Kapıyı açtım. Ellerini arkadan birbirini kenetleyen kıza baktım. Kesin kulağını kapıya dayayıp bizi dinlemeye çalıştı. Yoksa başını kaldırıp beyaz tavanı incelemezdi.

Merve'ye yaklaşıp kulağına doğru "Kapı dinlemek çok büyük ayıptır," dedim fısıltı şeklinde çıkan sesimle.

" Kapalı kapılar ardında işlenen günahlar ayıbımın yanında az kalır bence." Merve tek kaşını kaldırıp yüzüme baktı.

Akgün'ün ayak sesleri kullağıma ilişince  "Perihan teyzenin yamuk tavanından sanane ikiz," deyip Merve'nin yanından geçtim. Çok şükür konuyu şimdilik kapatmıştım.

Aşağı inip salona doğru yürüdüm fakat salon kapısından içeri giremeden annem tarafından durduruldum. "Akgün oğlum sana ne gösterdi ?"

Perihan teyze son dakika gelişmesini hemen anneme yetiştirmişti. Şeyini gösterdi desem bana merakla bakan annem kesin kalp krizi geçirirdi. Kara mizahtan ve annemin sağlığını tehlikeye atacak şeylerden uzak durup "Söyleyeceğim ama sadece ikimizin arasında kalacak. Söz mü anniş ?" dedim merak uyandıracak cinsten çıkan sesimle.

Annemin merakı daha da arttı. Biraz daha bana doğru yaklaşıp "Söz. Hadi söyle kızım," dedi.

" Perihan teyzeye hediye alacakmış. Ne alabilirim diye fikrimi sordu."

" Bu kadar mı ?"

" Evet anniş. "

Annem geri çekilip kıstığı gözleriyle beni süzdü. Huzursuzca kıpırdandığım sırada Merve yine imdadıma yetişti. "Çenelerinizi biraz dinlendirin hanımlar. Yoksa bu gidişle çene kası yapacaksınız."

" Sivri çeneni her yere sokma kızım. Mazallah kırılır falan," diyen annem arkasını bize dönüp salondan içeri girdi.

" Tehditlere boyun eğmek yok," diyen Merve'ye yandan bir bakış attım. "Konu annem olunca boynum kıldan ince."

Kol kola girip salon kapısından içeri girdik. Babam ve Ahmet amca aynı kanepede yan yana oturmuş hararetli bir şekilde sohbet ediyorlardı. Merve'nin kolundan çıkıp babama doğru yaklaştım.

SAKLIMDASINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin