Salonda oturan insanları umursamadan sırtındaki benle merdivenleri çıktı. Yatak odamın kapısını açtı içeri girdikten sonra ayağıyla itti.
Beni bir çuval gibi yatağın üstüne atınca kısık bir çığlık attım.
Kendimi sonunda toparladığım da "şerefsiz öyle mi güzel karıcığım?" Dedi sinsi sesiyle.
Ona döndüğümde kemerini açtığını gördüm.Şok olmuş gözlerimle ona bakarken "ne yapıyorsun" dedim çıkmayan sesimle.
Boğazımdaki düğümü yutmak amacıyla yutkundum."Şerefsiz biri nasıl olur onu öğretiyorum" dedi sinirle.
Onu cidden bu derece sinirlendiren şey ona şerefsiz demem miydi?Tişörtünü bir çırpıda üzerinden çıkarınca mümkünmüş gibi gözlerim daha da büyüdü.
Konuşmak istiyorum ama sanki biri tarafından boğazım ölesiye sıkılıyordu.Eli pantolonun düğmesine gidince hemen yüzümü yatağa gömdüm yorganı kafama çektim.
"Defol! Defol Allah belanızı versin! Pislik herifin tekisin anladın mı" kahkahası odayı doldururken psikolojisinin iyi olmadığını anladım.
"Noldu? Şerefsiz diyorsun bende şerefsizlik yapıyorum işte. Çık yatağın içinden!" Dedi baskın sesiyle.
"Sana git diyorum anlamıyor musun?" Yatağın diğer tarafının çöktüğünü anladığımda irkildim.
"Sana zorla sahip olacağımı düşünmen bile hata karıcığım. Ama eğer bir kelime veya cümle söylersen altını doldurmalısın tamam mı?" Dedi naif bir sesle.
Arkadan sarılınca irkildim."Beni deli ediyorsun sonra zarar gören sen oluyorsun anladın mı?" Dedi babacan bir tavırla.
Saçlarımı okşayınca ister istemez mayışmıştım. Onunla konuşmak istemiyordum resmen bana onun tecavüz edecek hissini vermeye çalışmıştı."Hadi kalk kocan seni gezdirecek" dedi buna ihtiyacım vardı ama tabiki onun bilmesine gerek yoktu.
"Defol başımdan uyumak istiyorum"
Yorganı bir anda üstümüzden çekti ve yere attı."Az önce 'kocam değil misin oğlum beni gezdireceksin' diyordun ne değişti?"
"Sende 'hoç zonnotmoyorom honomofondo' dediğine göre konu kapandı bence"
Güldüğünü işitti "ben seni düşünüyorum pijamayla gezmeye gitmek abes olurdu sanki?" Dedi. Biran gözüm üzerime gittiğinde koalalı pijamam bana göz kırptı.
"Sanane benim pijamamdan gitsene sen karının yanına" bunu derken son derece yüzümü ifadesiz tutmaya çalışıyordum.
Çünkü gerçekler çok farklıydı.
Çocukluğumdan beri acı çeksem ya gülerdim, ya da ifadesiz durmaya çalışırdım.
Çocukken yere düştüğümde arkadaşlarım üzerime güldüğü için acıma aldırmamış gibi yaparak bende onlarla gülerdim.
Kimsenin ben ağlarken gülmesini istemem çünkü."Başlatma karısına!" Dedi sertçe. Bunu kabullenmesi gerekiyordu.
"Benimle de istemeyerek evlenmedin mi sen ha? Onunla da aynı, e o zaman? O seni kabul eder her halinle ama ben etmem! Şimdi... Ben sana desem birlikte olalım kabul edersin biliyorum asla öyle birşey olmayacak ama o seni istiyor anladın mı? Yani... şimdi birlikte olalım desen hemen kabul eder. Annenlerin istediği de onunla birlikte olman ve senden, ondan olan bir bebek. Eğer... benim yüzümden şey yapıyorsan sıkıntı yok ben karışmam ama boşanacağız."
Bu konuşmayı yapmayı bende beklemezdim.
İçimin farklı şey söyleyip dilimin farklı şey söylemesi sadece çaresizliğimden."Eğer... onunla birlikte olursam dert etmeyeceksin yani?" Bunu kırılmış şekilde sorması kafamda yeni soru işaretleri çıkarmaktan başka birşeye yaratmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hûma Kuşu (Berdel)
RandomAslında berdel yüzünden evlendiği kocasıyla hiç birlikte olmamış, ama kayınvalidesi ve kayınpederi kısır denip üzerine kuma getirilmiş öğretmen Hüma'nın hikayesi.