Multimedya: Hüma'nın abiyesi
Merak edenler için;
Helinin gelinliği
Ömer kendisi ve takımı
¦ İyi okumalar ¦
"Elvan haydi ne bekliyorsun?" Dedi Azer arabadan o tarafa bakarken.
Elvan suçlu çocuklar gibi yere bakarak, küçük adımlarla arka koltuğa geçti.
Azer arabayı çalıştırdı ve Arıkan konağına doğru sürmeye başlamıştı.Kimseden çıt çıkmıyordu. Sıkılmış sesli bir soluk verdim.
Kafamı cama dayayıp abimin dediklerini düşündüm.
"Hüma! Beni deli etme bak! Anlayış gösterdik ama yeter! O benim sevdiğim kadın, beni seven kadın. Sana ne oluyor? Sen kimsin? Onun aklı yok mu? Daha ne olduğunu bilmeden gelmiş burada ahkam kesiyorsun!"Yanağımdan ılık bir damla süzülene kadar ağladığımı anlamamıştım.
Bu kadar alıngan olmaktan nefret ediyordum.
Keşke hep çocuk kalsak. Yine abilerimle uyusam mesela...
Kalp kırmasak, en büyük derdimiz topumuzun patlaması olsa yine.İnsanlar büyüdükçe kalp kırmaya başlıyor, yaş ilerledikçe dertlerde büyüyor.
"Hüma kuşu inecek misin?" Diyen Azer'i duyunca hemen elimi kapıya götürdüm ama kapı açıktı.
Hemen arabadan indim. Elvan çoktan gitmişti bile.***
Hazırlıklarla bizzat kendim ilgileniyordum. Çünkü içimde en az onlar kadar heyecan ve mutluluk vardı.
Bu heyecan, kendim evlenirken yoktu.
"Ayşegül şunu Hakkı amcaya ver şurada durmasın kötü duyuyor" dedim tahtadan olan sandalyeyi gösterek.
"Peki abla" dedi ayşegül.
Saat sabahın 06.00'dı. Ben ise gece uyuyamamıştım olanları düşünmekten. Sonunda Fazilet hanımı ikna edebilmiştim, düğüne katılacaklardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hûma Kuşu (Berdel)
AcakAslında berdel yüzünden evlendiği kocasıyla hiç birlikte olmamış, ama kayınvalidesi ve kayınpederi kısır denip üzerine kuma getirilmiş öğretmen Hüma'nın hikayesi.