Yarım saattir eve gelmiştik. Bugün Elvan'ı istemeye geleceklerdi.
O konuşmadan sonra hemen konağa gelmiştik. Fazla sinirlenmişti Azer.Elvan benden 4 yaş büyük olsada çocukluğumdan beri ona Elvan diyordum.
Etrafta göz gezdirdim, yoktu. Azer odaya çıkınca bende Elvan'nın odasına doğru yürüdüm.Kapıyı iki kez tıklattıktan sonra boğuk bir ses "gel" dedi.
İçeriye girdiğimde daha hazırlanmamış ve gözlerinin şiş olduğunu gördüm."Elvan!" Dedim haline bakarak.
"Hüma" dedi ve beklemediğim şekilde yataktan çıkıp bana sarıldı.
"İyi misin? Noldu?" Dedim bu haline acıyarak.
"Değilim hiç iyi değilim Hüma" dedi onu kendimden uzaklaştırıp "bana anlatmak istersen dinlerim." İçimde bir yerlerde onunla abimin arasında birşey olduğunu haykırıyordu ama inanmak istemiyordum.
"Ben... Devran'ı felan sevmiyorum. Evlenmek istemiyorum o gün sinirle söyledim" dedi ağlayarak onu sakinleştirme amacıyla sırtını sıvazladım ve göz yaşlarını sildim.
"Neden böyle birşey yaptın? Elvan... birşey soracağım ve bana dürüst ol lütfen. Başka birine mi aşıksın" dedim.
Gözlerini gözlerime dikince o an anladım o kesinlikle başkasına aşıktı. Ve bu kişi nedense abim olduğunu düşünüyorum."O kişi... Meriç abim mi?" Diyince telaşla gözlerime baktı.
Onu anladığımı belli eden bir şekilde gözlerimle ona güven verdim.
Kafasını onaylar anlamda sallayınca onun yerine benim kalbim sıkıştı.Abimi seviyor ve abim evli bu nasıl bir çıkmazlık?
"Elimden geleni yapacağım. Onunla evlenmeni engellemeye çalışacağım." Dedim. Ama bu imkansız gibi birşeydi eğer birini istemeye gelmesini kabul ediyorsanız o, o kızın verildiğinin de bir göstergesidir.
Ama Azer'e söylersem o bana yardım edebilir belki.
"Abimle bir ilişkiniz var mıydı yoksa sen mi onu seviyorsun sadece?" Gözlerini kaçırdı.
"Bir ilişkimiz vardı ama seven ve güvenen taraf ben oldum o da sağolsun güzel kazık attı." Dedi ağlamasını durdurup kızgın bir sesle.
Ağ abi ah... sana bunu ödetmez miyim?"Üzgünüm abim olsa da ne yaptığını nasıl olduğunu bilmiyorum. Eğer abim geride birini bırakırsa aldatmaz. Bu benim bildiğim abim ama yapmış işte erkek milletine güven olmaz." Dedim.
"Kimseye güvenmemek lazımdır belki de sadece erkeklere değil. Evleneceğim ömrümün sonuna kadar acı çekemem. Evlendi o, benim bir gururum var yarın öbür gün gidecek karısının yanına yine acı çeken ben olacağım. En doğrusu evlenmektir belki... severim. Ama ona söylemem gerekiyor beni böyle kabul ediyorsa" dedi ve duraksadı.
O kadar haklıydı ki...
Ama sevmediği biriyle evlenmesi değilde, gönlü bir başkasına aitken evlenmesi karşı tarafı da zor durumda bırakabilir.
Devran senelerdir Elvan'nın peşinden koşuyordu defalarca istemeye geleceklerini haber vermişlerdi ama olumsuz yanıt almışlardı.Gözyaşılarını hırsla silip "ben hazırlanayım" dedi ve yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi.
Bu haline acı bir gülümseme ile cevap verirdim ve ekledim "unutma, kimse vazgeçilmez değildir" dedim.Kafasını onaylar anlamda sallayıp gülümsedi.
Onu yanlız bıraktım. Azer bana kızgındı tıpkı benim ona olduğum gibi.Kapıyı tıklattıktan sonra içeriden ses gelmedi.
Bir kez daha tıklattım yine ses gelmeyince içeri girdim.
Etrafta göz gezdirdim yoktu. Odamızın içindeki giyinme odasına doğru seslendim "Azer orada mısın?" Dedim. Ee çıkmamıştı da nereye gitti ki?
Giyinme odasına doğru yürüyüp içeri girdiğimde bir kol tarafından çekilip duvara yaslandırıldım. Tam çığlık atacakken onun yüzünü gördüm.
Kaşının biri yukarı doğru kavislendi.
Gözüm çıplak üst tarafından gezinip sonunda yüzünü bulmuştu.
Yutkunma ihtiyacıyla, yutkundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hûma Kuşu (Berdel)
RandomAslında berdel yüzünden evlendiği kocasıyla hiç birlikte olmamış, ama kayınvalidesi ve kayınpederi kısır denip üzerine kuma getirilmiş öğretmen Hüma'nın hikayesi.