34. Bölüm

7.4K 189 32
                                    

Evet güzel okuyucularım akıllı ben en erken telefonunu bozan şahısım galiba. O yüzden bölüm gelmedi çok çok özür diliyorum. Ayrıca size bir müjdem vaar Elvan ve Meriç'in hikayesi olan "Derun'u" yazmaya başladım. İnşallah istediğim gibi olur diye ümit ediyorum. Bide Elvan kapalı değil yani tesettürlü değil çünkü bazı olaylar oldu biliyorsunuz kapalı birinin onları yapması hoş olmaz diye düşünüyorum ondan dolayı tesettürlü olmayan birini seçtim. Derun'da görürüz:".

İYİ OKUMALAR...

Son günlerimdi artık doğuma çok yaklaşmıştık. O yüzden ara sıra sancılarım oluyordu.
Azer ise dört dönüyordu etrafımda.
Baba olmak en çok ona yakışacaktı belki de...

Babamları ziyaret için konağa gidiyorduk. Hepsi çok çok mutluydu.
Özellikle babam Ayvaz'la aklını almıştı neredeyse. Sabahı gecesi gündüzünü tamamen ona ayırıyordu. Abiminde ondan pek farkı yoktu.

Yürüyerek gitmek istiyordum çok hareketsizdim çünkü.
Azerle el ele yürüyorduk öylece.
Gözümü ona taraf çevirdiğimde aptal aptal gülümsediğini gördüm.
Hatta baya sırıtıyordu ama yere bakarken yapıyordu bunu.
Boğazımı yalandan temizlediğimde "Hayırdır?" Dedim alaylı bir tavır takınarak.

"Hiç aklıma birşey geldi" dedi daldığı yerden kafasını bana çevirerek.

"Bilmek istiyorum aklına gelen şeyi" dedim kaşımın birini kaldırırken.
Gülümseyerek tuttuğu elimi dudaklarına götürüp öptü.

"17 yaşındaki halin geldi aklıma biran. Tam buradan geçiyordun. Büyük ihtimalle uykuda kalmıştın bir yandan koşarken, diğer yandan da papaz gibi olmuş saçlarını bağlamaya çalışıyordun. İşte tam o an o kadar tatlı gözüktün ki gözüme anlatamam..."

Yüzümde gülümseme belirirken "hımm?" Döküldü dudaklarımdan sadece. "Hı hım" dedi. Bu halimize ikimizde gülmüştük. Neredeyse gelmiştik çok yavaş yürüyorduk ondan dolayı biraz daha uzun sürmüştü. Ama neyseki gelmiştik çocukluğumun geçtiği koca konağın dış kapısına iki kere vurdu Azer.

Büyük kapı gıcırtıyla sonuna kadar açıldı. Ev halkı tamamen bahçede çay keyfi yapıyordu.
Azer "Selamun Aleyküm" dedi. Herkes yüzündeki gülümsemeyle ayağa kalktılar.

"Yaa benim ex aşkım ve hain ama birtanecik kuzenim mi gelmiş?" Diyen sesini ince yapmaya çalışan bir adet kıllıya göz devirmeden edemedim. Zaten hemen babamın sesi duyuldu.

"Hadi kızım ayakta durma sen" babama gülümsedikten sonra Affan ve Havin'nin yanına oturdum. Affan'ı kucağıma alamayacağım için uzanıp yanağını uzun uzun öptüm.

"Ben namazımı kılıp geliyorum" diyen babama kafamı salladım. Annemde babamla birlikte kalkmıştı namaz kılmak için. Merih abim hiçkimseyi takmıyordu kucağında  uyuyan oğluyla ilgileniyordu.

"Bizde Hoşbulduk abi!" Dedim Merih abime ithafen.

Sanki geldiğimizi yeni farketmiş gibi "ne bağırıyorsun abicim zor uyuttum bak" dedi fısıltıyla. Azer yanıma oturup "boşver sen onu gülüm anlarsın ya görmemişin bir oğlu olmuş bilmem ne" dedi alayla. Meriç abimde Azer'e ithafen "sende bundan beter olmayasın?" Sesi alay doluydu.

"Bilmem öyle mi olurum karıcığım?" Dedi abim delirtecek bir cıvıklıkla. Azer Meriç abimin aylardır sabrını zorluyordu. Ama Meriç abim Elvan için altan almaya çalışıyordu.
Çünkü Azer bir nevi tehtit etmişti Elvan'la.

"Lan senin!... bak güzel kardeşim benim cıvıklaşma. Yerini bil yani anladın mı kayınçom?" Kayınçom diyince Azer deliriyordu bunu bildiği için baskı yapmıştı.

"Senin kayınçonun ben.." diyip dilini ısırdı Azer.

"Şşhh kayınço ayıp oluyor kızların arasında cık cık cık" dedi abim bıyık altı gülerken.

"Senin kayınçonu s-" demesiyle elimi ağzına kapattım. Ama abime fayda etmemişti.

"Kayınço kendini s*kmeye mi başladın?" Diyince gözlerimiz sonuna kadar açıldı. Havin hemen oğlunun kulaklarını tıkadı. "Ya abi!" Dedim.

"Kocan olacak it söyleyince birşey yok bir bizim küfrümüze takın amı-" e öh artık! Hemen dilini ısırmıştı. Abimde yıllardır bir değişiklik olmamış hep aynı ağzı bozuk!

"Pardon gençler..." dedi elleriyle 'sakin.. sakin' der gibi yapıp. Yanağımdan bir makas alıp "annem gelmeden kaçmam lazım sevdiceğim bekler malum" dedi hala Azer'e oynuyordu.

"Anlamadım?" Dedi Azer gözlerini kısarak. "Aboo kızım boşa şunu ya kulakları bile gitmiş. Yazık sana" dedi abim gülerek. Azer elimden tutup "bak Hüma senin hatrın için susuyorum. Eh Meriç Ağa bende Azersem seni Süründüreceğim. Bak gör kardeşimi sana veriyor muyum?" Dedi Azer. "Aman bak en kral eniştem takılıyordum ben yaa demi Hüma?" Dedi kendini affetirmeye çalışarak. Aşk insana neler yaptırırın cevabıydı herhalde.

"Lan senin kaç enişten var?" Dedi Azer.

"Ohhhoooo Feride halamın kocası, Raziye halamın kocası, Melek halam-"

"Tamam lan tamam" dedi bıkarak.

"E o zaman ben kaçar çiçolarım" abim asla böyle biri değildi ona bunları yaptıran belliydi. Düşündüğüm şeyle gülmeden edemedim. 
Abimin ayakları resmen kıçına değerek çıktı evden. Annemlerde gelmişti. Çay sohbet derken baya bir zaman geçmişti ama garip olan Baran'la Havin'nin durmadan birbirlerine bakıp tekrar yere bakmalarıydı. Vardı birşeyler de yakında çıkardı kokusu.

                              (...)

Azer'den

Hüma doğuma alınmıştı. Hem içim içime sığmıyordu, hemde içim içimi yiyordu. Çok mu acı çekecekti dokunmaya kıyamadığım kadın? Doğuma başlandığında ben burada duramazdım çünkü eğer onun acı çeken sesini duyarsam kendimden nefret ederdim.
3 cm açılması vardı ama doktor yeterli olmadığını söyledi.

Bir hemşire bilgilendirme için yanımıza gelmişti. "Doğum başladı. Şuanlık herşey yolunda ben tekrar bilgilendireceğim." Dedi. Ona teşekkür ettim ve dışarıya çıktım kimseye birşey söylemeden. Hem çok heyecanlıydım, hemde biraz buruk. Ben ne için vardım ki? O acı çekecekti. Çocuğumuz için, ailemiz için, ama biliyorum ki en çokta benim için. Çünkü baba olmamı en az benim kadar o da istiyordu.

"Allah'ım n'olur onun canındaki ağrıyı al, benim canıma kat yarabbim n'olur..."

Yanıma oturan kişiyle yan tarafa döndüm. Bu... bu adam hastane de gördüğümüz piskopattı. Pişmiş kelle gibi sırıtarak bana bakıyordu. Bu neydi şimdi?

"Azer Arıkan... Bu kim diyorsun şimdi belki biliyorum.. tanıştırayım o zaman kendimi. Larin'nin kardeşi Berat ben. Hadi ama memnun olmadın mı tanıştığımıza?" Dediklerine anlam veremedim. Çünkü Larim kuzenimdi ve kuzenimin kaç kardeşi olduğunu tabiki biliyordum, ve tanıyordum. Berat adında kardeşi hiç yoktu.

"Maytap geçilecek zamanda değilim kardeşim ben sinirli olunca bir yerlere vurasım geliyor. Hatırlatim dedim sonra zararlı sen çıkma" dedim dişlerimin arasından.

"Ablam senin yüzünden yaşlı biriyle evlendirildi. Hayatı bok gibi sorumlusu kim acaba?" Dedi.

"Kendisinden başka hiç kimse değil" dedim.

"Öyle mi? O seni sevdi sadece"

"Bu sevgi değildi, hırstı. O hırs onu ipe götürdü. Ben ona elli kere onunla evlenmeyeceğimi, karımı sevdiğimi söyledim. Ama dinlemedi dahası arkamdan boyundan büyük işlere kalkıştı. Yani kendi kaderini kendi yazdı. Ben ona dedim seni sevmem ben dedim boş hayallerle evlenme benle dedim. Olacağı oldu işte. O bu sonu hakketti." Dedim delirmiş gibi kafasını sallıyordu.

"O zaman sende bu sonu hakkettin Azer Arıkan" dedi daha sonra sağ tarafımdan, kaburgalarımın arasında derin bir sızı hissettim. Bıçaklamıştı...

Arkadaşlar inşallah hoşunuza gitmiştir bölüm. Çok gecikti biliyorum ama gerçekten yapacak birşeyim yoktu tekrardan özür dilerim..

Allah'a emanet!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 15, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Hûma Kuşu (Berdel)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin