33.Bölüm

3.8K 127 9
                                    

(Şarkının her zamanki gibi bölümle alakası yok😁)

İYİ OKUMALAR🐰

Eve gelmemiz geceyi bulmuştu yorulmuştum ama niye yorulduğumu da bilmiyorum toplasan yüz adım bile atmamışımdır.

Pijamalarımızı giyip yatağa geçtik.
Azer yatağa iyice yerleştikten sonra kolunu kaldırdı.
Kafamı göğsüne yasladı.
Bir kolu kafamın altındayken diger elide karnım da geziniyordu.
"Kuşum çocuğumuzun adı ne olacak?" Dedi uzun bir sessizliğin ardından.

Gülümseyerek kafamı kaldırıp gözlerine diktim.

"Hayırlısıyla dünyaya bir gelseydi Azer?" Dedim.

"İnşallah ta sabır edemiyorum işte" dedi. Bu hali o kadar tatlı geldi ki biraz daha uzanıp yanağını öptüm.

"Bilmem. Aslında çok düşündüm ama ne olsun bilemedim ki" dedim. Sonra oturur pozisyona geldim yatakta. Aslında çoktan seçmiştim.

"Sen ne olmasını isterdin? Erkek ya da kız?" Dedim büyük bir merakla. Onun fikrini merak ediyordum.

"Ben erkek olursa Arem, kız olursa da Sadem düşündüm"

"Bende erkek Alaz, kız ise Elizan" dedim. Gözleri biran parlayınca beğendiğini anladım.

"Ooo annemiz seçmiş bile. Çok güzelmiş" dedi eğilip yorganın içerisine girince ne yaptığına baktım.
Kısa bir süre sonra tişörtümü karnımı açacak kadar kaldırdığını hissettim.
Daha sonra dudaklarını...
Birşeyler mırıldadığını duydum ama o kadar sessizdi ki hiçbirşey anlamıyordum.
Ama merak dört bir yanımı sarmıştı. Merakıma yenik düşüp "Ne dedin?" Dedim. Bir süre sonra tekrar dudaklarını karnıma bastırıp tişörtümü örttü ve sonunda yüzünü görebildim.

"Bebeğimizle aramızda." Diyip göz kırptı.

Ne yani benim papucum dama mı atılmıştı?

"Tabi tabi sen konuş konuş" dedim kendi kendime söylenir gibi.
Azerin o güzel kahkahası odanın duvarlarından yankılanıp kulaklarımı buldu.

"Hüma neredeyse ağlayacaksın?" Dedi gülerken.
Kaşlarım kavislenirken azcık inkardan zarar gelmezdi sanki?
"Ne alaka ya?!" Dedim.

"Şimdi benle bebeğimiz özel birşey konuştuk diye hemen ağlama moduna girdin. Ve bunu inkar ediyorsun? Beni bebegimizden kıskanacak kadar da çok seviyorsun?" Adam küçücük şeyden neler çıkarmıştı?

"Ne alaka Azer ya herşeyden kendine pay çıkarıyorsun zaten!" Dedim sinirle.

Biran ciddi birşey konuşacak gibi sırtını yatağın başlığına dayadı.

"Pay demişken şimdi erkek olursa  göğüslerini başka bir erkekle mi paylaşacağım ben?!" Demesiyle gözlerim yerinden çıkacakmış gibi büyümesi bir oldu.

"Sen... sen ne ara bu kadar arsız oldun ya?!"

"Müuptelan olduğumdan beri" dedi çarpık gülümsemesiyle.

Gelme bu oyunlara Hüma...

Hemen arkamı dönüp yastığımı düzelttim. Ve uyuyormuş gibi yapıp gece lambasını da söndürdüm.
Hemen arkamdan sarılan kollar ahtapot gibi sardı beni ve kendine çevirdi.
Dudaklarım kıvrılırken, ona çaktırmamaya çalışıyordum.
Iki parmağıyla çenemden tutup kafamı kaldırdı.
Daha sonra dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

"Miden bulanıyor diye öpemiyorum, bu çok koyuyor" diye zerzenişte bulununca uzanıp yanağını uzun uzun öptüm.

"Cidden elimde değil bir anda oluyor" dedim.

"Tamam bir tane de buradan öp barışalım" dedi parmağıyla dudağını gösterirken.

"Farkındaysan küsen taraf benim?" Dedim tek kaşımı kaldırarak.

"Hmm yani ben öpeyim?" Dedi kafasını sinsi sinsi yaklaştırırken.
Omuz silktim, fazla naz aşık usandırır derler acaba usanır mıydı?

Ay Hüma sen hamilesin tüm nazını çekmek zorunda.

Tabi. Hamileyim ben!

Dudağıma tiksinmemem için küçücük bir öpücük kondurdu daha sonra kafamı iki yandan tutup, yanaklarımı uzun uzun öptü.
Daha sonra kendine çekip göğsüne yasladı.
Karnımı oval bir şekilde nazik nazik okşadı.

                         🌼

5 ay sonra...

"Ay Azer ayaklarım davul gibi olmuş. Göbeğim zaten boyumu geçecek" diyordum sabahtan beri.

Her tarafım şiş şişti, resmen yarım dünya olmuştum.
Azer saatlerdir olduğu gibi üfledi.

"Sen benden bıktın mı?" Dedim.

"Gülüm sabahtan beri aynı şeyleri tekrarlıyoruz farkında mısın? Kilolu veya zayıf ne farkeder? Hem çok tatlısın bu halinle." Dedi. Yine hemen yumuşamıştım ama asıl garip olan bu yumuşamadan on dakika sonra tekrar söyleniyordum.

"Bak ne yapalım?" Dedi heyecanla "Ne?" Dedim.

"Oğlumuz için yeni bir oda tasarlayalım" dedi. E biz onu çoktan yapmıştık ki...

"Azer oğlumuza oda yaptık ya biz?" Dedim.

"O odada çocuk değil ben bile bunalırım. Adı üstünde çocuk biz orayı genç odası gibi yaptık tek fark iki üç oyuncak. Diyorum ki duvarları ellerimizle boyayalım, yani daha eğlenceli bir oda yapalım hım?" Dedi gülümseyerek kafamı onaylar anlamda salladım.

Boyaları konağın çalışanlarından birilerine aldırdı. Ben yorulmayayım diye odayı da boşalttırdı.

Bana sadece eğlenmek düşüyordu.
Önümdeki renk renk olan boyalara baktım.
Sarı olan boyaya elimi batırdım ve duvara ellerimi koydum. Sandığımdan çok daha güzel olmuştu.

"Eee lacivert olmadan sarı sevilmez karıcığım" diyen Azer sırtıma göğsünü yaslayıp elimin yanındaki yere lacivert boyayı sürdü.

Odanın son hali mutlu olmamıza yetmişti. Çok  güzel olmuştu.
Genel olarak mavi tonlarını kullanmıştık dekarasyonda. Ama duvarlar tamamen rengârenkti.

Ama beşiği bizim odamızdaydı. Çünkü yatak odası, çocuk odasına biraz uzaktı.
Sesini duyamabilirdik oğlumuzun.

Yorgun düşmüştük, Azer bize yemek hazırlıyordu ama inşallah zehirlemezdi.
Düşündüğüm şeyle gülümseyerek elimi epey bir büyük olan karnıma götürdüm.

"Ne dersin anneciğim baba bizi zehirler mi?" Birkaç saniye sonra bu aralar fazlaca yaptığı şeyi yapıp tekme attı.
Yüzümdeki gülümseme büyüdü.

"Yemek hazııır" diyerek salona giren neşeli Azer'e baktım.
Yanıma gelip yanağımdan öptü "hadi yemeğe" daha sonra "bakalım ufaklık babasının yemeğini beğenecek mi?" Dedi.

"Hı yani benim bir değerim yok yani tamam öyle olsun" dedim ben şaka yapmıştım ama o hemen savunmaya geçti.

"Değerlimi doğuran, en değerlimdi" dedi çok bilmiş gibi bir tavır takınarak. Bu hâline gülmeden etmedim.

"Bari elini de beline koyup 'hanım hanım bana baksana sen' deseydin tam olacaktı Azer"

Tamda dediğimi yapıp elini beline koyup "hanım hanım bana baksana sen!" Deyince hayretle ona baktım ve daha fazla kahkahamızı tutamadık.

Bu bölüm bu kadar oldu kusuruma bakmayın seviliyorsunuz💙

Allah'a emanet!

Hûma Kuşu (Berdel)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin