Şarkıyı bölüm sonuna kadar dinleyebilirsiniz.
İyi okumalar...Ne kadar rezil olduğumu anlasamda bozuntuya vermeyip, arkamdaki kahkahalara takılmayıp havalı havalı yürüdüm.
Yürüdüm de nereye?
Sonra tekrar onlara döndüm.
Azer gülerek yanıma gelip kollarının arasına çekti.
"Ya susun ya" dedim kızarır bozarırken.
"Susun lan utandırmayın karımı" diyen Azer hala deliler gibi gülüyordu.
Ona sinirli sinirli baktım.Sonunda erkekler çıkmış, hava kararmıştı.
Şimdi ise davullar, teflerle eğleniyorduk kız kıza. Elvan bir köşede oturmuş öylece bakıyordu.
Bu hali beni çok üzse de onun duygularını anlamadığıma emindim. Çünkü onun duyguları çok daha acı yüklü.
Beni de kimse anlayamazdı bundan 5 ay önce. Çünkü o acıyı sadece ben biliyordum, bide benim gibi evlendirilmiş kızlar.
Ve sanırım içlerinde en şanslılarındandım...
Azer gibi bir eşe sahip olduğum için. Zorla evlendirildigim adam tarafından evlendiğim gün onun yatağında kendimi bulmadığım için.
Aslında biçok şey için.Kına yakımına geçince Elvanın kolundan tutup çekiştirdim.
"Eee Elvan burada annen olmadığına göre sen açtıracaksın gelinin elini" dedim sadece kafasını dağıtmak amacıyla.
Gülerek kafasını onaylar anlamda salladı.
Helin'nin önüne geçip eline kınayı yaktım.
Ona işaret ettim avucunu sıkması için gülerek elini yumruk yaptığında "eee gelin avcunu açmıyor" dedim yalancı bir telaşla.
Elvan küçük keseden bir cumhuriyet altın çıkarıp uzattı.
Bir avucuna onu koyunca diğerine gerek duymadan ellerine eldivenleri geçirdim.
Daha sonra hep birlikte eğlendik.O kadar yorulmuştuk ki hepimiz artık ayakkabıları çıkarmış, sandalyelere yayılmıştık.
Gözüm etrafa kayınca Elvan'ı göremedim.
İçime bir kurt düşünce hemen ayağa kalktım. Herkes bu ani haraketimle bana baktı.
"Abla birşey mi oldu?" Dedi Helin."Yok.. ben biraz sıkıştım da tuvalete gitsem iyi olacak" dedim sahte bir gülümsemeyle.
Gülerek kafasını sallayınca hemen arkadan dolanıp lavaboya doğru gittim.
Köy tuvaleti olduğu için tek kişilikti.
Kapıya vurdum "Elvan?" Ses gelmeyince daha da kuşkulanıp kapıyı yavaşça açtım.
Kimse yoktu, koşarak lavabodan çıktım.Kızlara çaktırmadan dışarı çıktım. Bir sağa bir sola bakınca gözüm tekrar sağa döndü.
Sokağın başında öpüşen abim ve Elvanı beklemiyordum. Hatta hiç beklemiyordum. Benim abim ne zaman bu kadar kötü olmuştu. Karısı varken, onu seven kadınla öpüşüp; hem karısını aldatıp, hemde o kıza tekrar umut nasıl verebilirdi?"Abi!" Diye bağırarak oraya doğru koştum. Şuan yüzüne tokatı patlatmak istiyordum eğer yankılansaydılar biliyor ki cezayı kadın olarak Elvan çekecekti.
Hızla dudaklarını ayırıp bana baktı.
Elvan'nın utandığını biliyordum çünkü yüzüme bakamıyordu."Sen! Ya sen bu kızı hem aldatıp evleniyorsun, hemde karını aldatıp, bu kıza yine umut vererek nasıl öpebiliyorsun? Elvan sana da birşey demiyorum harbiden!" Diyerek ikisine bağırdım.
Sesimin yüksekliğini farkedince biraz daha sessizleştim."Abim, hiçbirşey bilmiyorsun o yüzden kalp kırma tamam mı?" Dedi abim benim aksime şevkat kokan sesiyle.
"Ne bilmiyorum ya? Ne bilmiyorum abi anlatta bende bileyim" diyerek sessiz olmasına önem verdiğim sesimle.
"Ben onu asla aldatmadım! Ben Elvan'ı asla aldatmadım." Dediğinde delirmiş gibi saçımdan ellerimi geçirdim.
"Hıhım o çocuğu da zaten ben yaptım demi?! Bana bak bu kız seni seviyor diye onu kullanmaya kalkma! Sen benim tanıdığım meriç abim değilsin!" Dedim. Elvan'nın onu deliler gibi sevdiğini biliyordu bu yüzden onu kullanıyordu.
"Hüma! Beni deli etme bak! Anlayış gösterdik ama yeter! O benim sevdiğim kadın, beni seven kadın. Sana ne oluyor? Sen kimsin? Onun aklı yok mu? Daha ne olduğunu bilmeden gelmiş burada ahkam kesiyorsun!" Haklı...
Ben kimim ki?
Kafamı onaylar anlamda salladım.
Abilerime çok çabuk darılan bir kızdım ben. O yüzden fazla üstüme gelmezlerdi.
En küçük birşey de küserdim onlara.
Abileri tarafından şımartılmış bir kız çocuğuydum ben.
Ve ilk defa bir abimden bu kadar yüksek bir çıkış görüyordum.Hemen arkamı döndüm ve tekrar evin önüne gelince kızların bana baktığını görünce dolu gözlerime saklamaya çalıştım.
Yüzüme gerçekten uzak bir gülümseme kondurarak "ee hadi eğlenelim oturmaya mı geldik?" Diye bağırdım. Sanki sabahtan beri oynayan biz değildik.Kızlar tekrar gülerek ayağa kalktılar.
Tekrar oynanmaya başlayınca kapıdan içeri giren erkekleri gördük.
Derya kulağıma yaklaştı "abim sana fena yanmış belli bakışlara bak!" Dedi kıkırdayarak. Ama ben ise sadece Azer'e bakıyordum.
Çünkü şuan sadece onun göğsünde ağlamaya ihtiyacım vardı. Sadece onun göğsünde ağlayabilirdim...Erkekler de gülerek kimisi eşine, kimisi nişanlısının karşısına geçip oynanmaya başlamıştı.
Merih abimle Azer hariç.
Çünkü Derya'nın hamile olduğundan dolayı çok haraketli şeyler oynamaması lazımdı.Azer beni göğsüne çekince hemen kafamı göğsüne yasladım.
Abim sandalyede oturan Derya'nın ayaklarının dibine dizlerini kırıp oturdu."Annesi çok yordun mu bebeğimizi?" Diye sordu.
İmrenerek onlara bakarken Azer'in tıslayışını duydum.
"Çekil lan oradan!""Sen gözümüzün önünde sarılınca iyi ama? Ben onu da yapmıyorum sadece bebeğimize nasıl olduğunu soruyorum demi babacım?" Dedi abim.
Azer abimin gözlerine onu yakmak ister gibi baktığını görünce boğazımı temizledim.
"Paydos edelim artık çok geç oldu. Zaten çok yoruldum." Dediğimde Azer bana baktı.
Yüzü yumuşayınca "çok mu yoruldun?" Dedi. Kafamı onaylar anlamda salladım.
Biran havalandığımı hissedince gözlerimi utanç içinde sıkarak kapattım sessizce "abim burada ne yapıyorsun ya?" Dedim."Başlatma o abine! Zaten kıl oldum.." dedi. "Kına burada sona erdi haydi geceniz hayra kala" dedi ve yürümeye başladı.
"Azeer bana bak indir beni kucağından ya! Abime ayıp oluyor bak! Sen nasıl kardeşine yaklaştığında kızıyorsan o da öyle!" Dedim.
Kulağıma yaklaştı "kızmadım! Kıskandım oldu mu?" Dedi sinirle.
Gözlerimi gözlerine dikip "neyi kıskandın? Yine kızmış olmuyormusun?""Kıskandım ulan kıskandım! Biz çabuk evlenelim bizimde bebelerimiz olsun" dedi. Cidden bunu kıskanmış olamazdı değil mi?
"Nasıl yani... sen abimin bebeğiyle konuşmasını mı kıskandın?" Dedim gözlerimi kırpıştırarak. Bana bakıp kaşlarını yukarı kaldırdı.
"Ne uzaylı görmüş gibi bakıyorsun olamaz mı?" Dedi. Gülerek dalgayla "bu kadar kıskanç biri olduğunu bilmiyordum Arıkan" dedim gülerek.
"Kıskanç olduğumu kim söyledi pardon?" Dedi. 'Yok artık!' Der gibi baktım.
Gülerek "kıskanırım. O yüzden çabucak evlenip çocuk yapalım. Böyle senin gibi maviş maviş gözleri olan, sarı bukle bukle saçları olan kızımız olsun" diyince utangaçca göğsüne sakladım.
Arabanın kapısını açınca beni bir yerlere değdirmeden yavaşça koltuğa bıraktı."Ya erkek olursa?" Dedim merakla. Herkes erkek bebek isterdi ama o kız istiyordu.
Gözlerimi yere dikipte söylemiştim."Olmaz! Seni paylaşmam. Oğlum olsa bile seni paylaşamam" diyince gözlerimi ona diktim. Halimle alay eder gibi baktı "ne o? Şaka yapıyorum bizim olduktan sonra cinsiyetin ne önemi var? Ama bir gerçek var, seni paylaşamayacağım gerçeği" dedi. Gülümseyerek gözlerimi ellerime indirdim.
Kaos diğer bölüme kaldı ya! Neyse öbür bölümü bekleyin neydim? Shsbdgdsh.
Meriç'le Elvan'a küfür etmeyin pls. Çünkü sizde ne olduğunu bilmiyorsunuz:)))Allah'a emanet!
Bölüm hakkındaki düşünceleriniz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hûma Kuşu (Berdel)
RandomAslında berdel yüzünden evlendiği kocasıyla hiç birlikte olmamış, ama kayınvalidesi ve kayınpederi kısır denip üzerine kuma getirilmiş öğretmen Hüma'nın hikayesi.