Ayak ve el parmaklarım büzüşmüştü. Suda uzun süre kaldığım için.
Gözyaşlarım suya karışıp gidiyordu.Unutmak istediğimde tekrardan sesleri kulağımda yankılanıyor.
Bir insan bu kadar düşebilir mi?
Düşer.
Aşkı yanlış tanıyorlar. Aşk acı çekmektir, aşk onun mutlu olduğunu görünce mutlu olmaktır. Aşkı unutmak içinse çok daha büyük acılar çekmek gerekir ki, o acıların arasında o bir hiç olsun. Acılarından onu unutabilesin.Yazardan...
Azer sadece sarhoştu aklını kaybetmemişti. O, sarhoş olsada hiçbirşeyi unutmazdı.
Hala o Hüma'ya aşık olduğu için kendine kızıyordu. Karşısındaki kadın gömleğini açarken ellerinden tutup itti.
"Uzak dur benden!" Dedi kendini konuşmaya zorlayarak."Şimdi ne dersem onu yapacaksın tamam mı?" Diyince Larin şok olmuş gözlerle yutkunup kafasını onaylar anlamda salladı.
"Çığlık at" Larin ne yapmaya çalıştığını anlamıyordu.
"Ama şimdi herkes uyuyordur Azer" dedi.
Azer sert ama kısık bir sesle kelimelere vurgu yaparak "sana. Çığlık. At. Dedim bunda anlamayacak ne var?" Dedi.
Larin adamın bu halinden korkup bağırmıştı."Şimdi inler gibi sesler çıkar" Larin kafasını onaylamaz anlamda salladı. Ne yaptığını anlamıştı.
"Ahh.. Azer" gibi saçma sapan sesler çıkarmaya devam etti.Azer elini kaldırıp susturdu. "Şimdi gir yatağına uyu kimseye de birşey demeyeceksin anladın mı? Ha dur bir dakika" dedi ve banyoya gitti.
Bir jiletle döndü koluna bir çizgi çekti.
Canı sanki hiç acımıyor gibi yüzü dümdüzdü.
Kolundaki kanı yatağa akıttı.Ve banyoya girdi.
Hüma'dan...
Gece boyu uyumamıştım. Şimdi ise halim yoktu yataktan çıkmaya.
Telefonumunda şarjı bitince tamamen dün gece olanlar aklıma geliyordu.
Zorda olsa yataktan çıktım.
Kapıya yürüdüm kolu bükünce açılmadı, tabi ya dün kilitlemişti.
Geri yatağa döndüm ve uyumaya çalıştım. Ama sadece çalıştım.Yazar'dan (Elvan ve Meriç)
Elvan bugün nişanlanacaktı. Meriç ise bunu duymuş tüm benliğiyle yok olmak istemişti.
Meriç sabahtan beri köşede durmuş Elvan'nın çıkmasını bekliyordu evden.İstediği olmuştu Elvan evden çıkmıştı. Onun olduğu kısma doğru yürürken Meriç yerinde duramıyordu heyecandan.
Elvan tam köşeden gidecekken elini ağzına kapatıp onu çekti.
Elvan çığlık atıyordu ta ki aşık olduğu kokuyu alana kadar. "Şşşt benim" dedi Meriç.
"Şimdi ağzını açacağım ama bağırma tamam mı?" Dedi.
Elvan kafasını salladı.Elini ağızdan çeker çekmez Elvan Meriç'e dönüp göğsüne yumruklarını geçirdi.
"Sen hala karşıma çıkıyor musun? Hem sen gitsene artık be karın özlemiştir belki de çocuklarında vardır kim bilir?" Meriç onu kolundan çekerek arabaya bindirdi ve hemen kapıyı kilitledi.
Son hız herzaman gittikleri kayalıklara sürdü. "Ya deli misin bırak beni!""Dinleyeceksin!" Dedi ve kapıyı açıp Elvanın elinden tutup indirdi.
"Ne dinleyeceğim? Mesela nasıl karına aşık olduğunu mu yoksa beni nasıl kandırıp bana ihanet ettiğini mi hangisi?" Dedi Elvan bağırarak.
"İkiside değil! Şimdi sadece dinle ondan sonra ister öldür ister ne yaparsan yap." Dedi ve anlatmaya başladı.
Büyük bir nefes vererek "sonra da işte sabah bir kalktım yanımda bir kadın. Yemin ederim o kadının yüzünü dahi görmemiştim ben. Sonra birkaç gün sonra gelip hamileyim ben dedi. Çocuğu aldıracaktı ama onun bir suçu yokki. O yüzden evlenmek zorunda kaldım" dediğinde Elvan dolu gözleriyle ona baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hûma Kuşu (Berdel)
RandomAslında berdel yüzünden evlendiği kocasıyla hiç birlikte olmamış, ama kayınvalidesi ve kayınpederi kısır denip üzerine kuma getirilmiş öğretmen Hüma'nın hikayesi.