27.BÖLÜM

5K 149 54
                                    

Moralim aşırı aşırı aşırı bozuk.
13 şehidimiz, kimisi kendi düğününe giderken, kimisi abisinin düğününe giderken, kimisi izine ayrılırken, kimisi görev yerine giderken rehin alınmış. Ruhları şad olsun..
Bu konularda aşırı hassasım.
Sevgiliniz yanınızda değil diye üzülürsünüz ama onun bir daha hiç gelmeyeceğini, babanızın birdaha hiç gelmeyeceğini bilmek...
Iyiki varlar, onların sayesinde rahat uyuyoruz.
Unutmayacağız, unutturmayacağız.

rabinrt ve isimsiz1_yazar adlı okuyucularıma bölüm ithaf edilir...

İYİ OKUMALAR...

İlk dans için el ele büyük alanın ortasına geçtik.
Seçtiğim şarkı çalmaya başlamıştı zaten. Ellerimi Azer'in omuzlarına bırakırken, Azer'in elleri de belimi sardı. Bir süre sonra etrafımızda bir sürü çift yerini almıştı.

Saçma sapan yüzümde sırıtış belli olurken Azer kulağıma eğilip "ne oldu?" Dedi. 'Hiç' anlamında gözlerimi kaçırdım.

"Geceyi mi düşünüyorsun?" Diyince gözlerimi büyütüp hemen ona baktım. Eğlenen tavrı ile 'ne o?' Gibi kaşları alayla kavislendi.

"H-hayır tabiki ben sen miyim? Sadece dans ederken ne konuşuyorlar çocukluğumdan beri çok merak ediyordum" dedim. İyice kulağıma yaklaşıp "geceyi konuşyorlardır bence" dedi. Sinsi sesine karşı "senin için fesat" dedim.
Gülerek "gerçekler bunlar güzelim" dedi. Sustum... sadece kendimi kollarında bulduğum huzura bıraktım.

                               ***

Herkesi öptükten sonra Azer'in yanına geçtim.
Ağlayan anneme bakarken Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.
Azer elimi avucunun içine aldığında "gidelim" dedi bana dönerek.
Kafamı onaylar anlamda salladım.
Annem elinde bir güğümle(ibrik) bekliyordu.

Arabaya bindiğimizde Azer bana döndü sonra kontağı çevirdi. Kornaya bastı ve sürmeye başladı. O sırada annem güğümdeki suyu arabanın arkasından dökdü.

Heyecandan kucağımdaki parmaklarımla oynuyordum.
Arabada sadece soluk alış veriş seslerimiz vardı.
Azer konağa giden yola değilde, şehir merkezine giden yola girince "Azer yanlış yola girdin"dedim.

Azer bana bakıp cıkladı "gayette doğru yoldayım Hüma kuşu" dedi.
O zaman başka bir yere gidiyoruzdur heralde.

Yirmi dakika kadar yolun sonunda çok şirin ama lüks bir eve gelmiştik. Arabadan inince Azer yanıma geldi.

"Beğendin mi?" Dedi. Ona dönüp kafamı onaylar anlamda salladım.

"Eşyasını, düzenini senin seçmeni isterdim ama süpriz olmasını istedim. Artık burada yaşayacağız.  Yani burası bizim evimiz" dedi avuçlarının arasındaki elimi öperken.

Bu ev çok güzeldi, tam istediğim gibi şirin, büyük bahçeli, bahçesinde ağacı, çiçeği olan...

"Çok beğendim teşekkür ederim"dedim ona dönerek.
İşaret parmağını dudaklarımın üzerine örttü.

"Ben teşekkür ederim benimle olduğun için. Hem bu ev bizimle ve çocuklarımızla güzelleşecek" dedi. Duvağım yüzümü kapatsa da kızardığım belli oluyordur.
Biran bacaklarımdan kollarını geçirdi.
Kendimi kucağında bulunca kollarımı refleks olarak boynuna doladım.
Gülerek kafamı göğsüne gizledim.
Saçlarımın arasına duvağımın üstünden uzun bir öpücük kondurdu. Evin kapısına doğru yürüdü.

"Anahtarlar cebimde güzelim kapıyı açar mısın?" Diyince zorlanmadan cebinden anahtarları aldım.
Kapıya doğru uzanıp anahtarı deliğe takıp çevirdim.
Çok geçmeden kapı açılmıştı.
Azer kucağındaki benle içeri girerken ayak topuğunu da kapıya vurup kapattı.
Merdivenleri tek tek çıkarken kalbinin sesini duyuyordum. En az benim kadar heyecanlı olduğuna yemin edebilirdim.

Hûma Kuşu (Berdel)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin