ÇOK ÇOK ÇOK ÖNEMLİ NOT!!
Bu kitap hayran kurgu değildir. İsmi geçen kişileri sadece hafızanızda az çok canlansın diye kullandım. Karakterler kurgusaldır. Sadece isimleri aynı, davranış olarak da benzetmeye çalışmadım. Öyle eğlenmek için yazılmış bir şey yani çok kafaya takmayın ve mantık aramayın.
Seray'dan...
Koştura koştura taksiye bindim. Normalde özel arabalar gelir alır, kameraya çekilir ama tabi biz yedek olduğumuz için üvey evladız dimi? Hep şov bunlar şov. La Romana, Dominik uçağına yetişebilmek için taksici son hızla beni havaalanına getirdi. Kontrollerden geçtikten sonra orada bekleyen arkadaşımı gördüğüm gibi rahatlama hissi bedenimi sardı.
Uzun yıllardır arkadaşım olan Ecem ile aynı sene aynı zamanda yedeklerden Survivor'a girecektik. İçimde büyük bir heyecan olsa da tanıdık bir yüz görmek heyecanımı azaltıyordu.
"Yetişemeyeceksin sandım bir an. Dedim bizim hayaller suya düşerek bizden önce görecek adayı!" Ecem kendine özgü espiri gülüşünü yaparken ben de ona katıldım.
"Bekle bizi ada!" heyecanlı çıkan sesim ikimizi de güldürdü ve uçağa geçtik. Uzun süren yolculuk sonrası adaya vardık.
Akşamı otelde geçirdik. Ertesi sabah ödül oyunundan önce takımlarla tanışmak için Survivor kıyafetlerimizi giyip çekim alanına geldik. Takımları tabiki biliyorduk. İkimizin de favorileri vardı. Açıkçası ben iki takımı da eşit görüyordum, o yüzden hangisine gideceğim pek önemli değildi.
Acun Abi çekimleri başlattı. "Bugün iki kadın yarışmacımız aramıza katılıyor! Yedeklerden katılacak olan yarışmacılarımız Ecem ve Seray!" Acun abinin anonsu ile kamera açısına girdik. Herkesin gözü bizdeydi. Biz Ecemle birbizimize bakıp dayanamayarak güldük.
"Ecem ve Seray uzun yıllardan beri yakın arkadaş. Onları ayrı takımlara koyup ayırmayı planlıyoruz. Öncelikle takımlara sormak istiyorum. İstediğiniz bir isim var mı?" Acun Abi öncelikle ünlüler takımına sordu.
Sergen söz hakkı aldı. "Elemelerde ikisiyle de pek karşılaşmadık. Ama Seray'ın çok pozitif bir havası var. Gelirse takım için olumlu olacağını düşünüyorum." Başımı eğerek gülümsedim. Benim hakkımda böyle düşünmesi hoşuma gitmişti.
"Biz Ecem'le karşılaştık elemelerde. Harika espirileri var. Tüm takımı gülmekten yere yatırırız, o gelsin." dedi Hayrettin de gülerek.
Sıra gönüllüler takımına gelmişti. Poyraz sözü aldı. "Ecem fiziki anlamda daha hazır görünüyor, o gelebilir."
"İkisinin de enerjisi müthiş, bence kim gelirse gelsin bize uğurlu olacak." dedi Emin.
"Ecem, mavi rengi seviyorsun diye duyduk, seni gönüllülere alalım. Seray sen de ünlüler." Ecem'e elveda bakışımı atarak ünlüler takımının yanına gittim. Herkesle tokalaşarak selamlaşmıştık ve sıra en sondaki Sergen'e geldi. Gülerek elimi uzattım. Baştaki konuşması sonucu kendimi ona daha yakın hissediyordum. Onun yanındaki yerimi alırken Acun Abi konuşmaya başladı.
"Şunu söylemeliyim ki Ecem'in de Seray'ın da sportif bir geçmişi yok. Ecem doktor, Seray ise psikolog. Şimdi ikisine de söz vermek istiyorum. Seray, seninle başlayalım."
"Acun abi öncelikle söylemeliyim ki senelerdir bu yarışmayı izliyorum ve ben herkesin adını andığı güçlü dedikleri yarışmacılardan biri değil burada iyi kalbini gösteren insanlar gibi olmak istiyorum. Güçlü olacak fiziğim yok ama kendime inanıyorum. Çünkü iyiler her zaman kazanır." dedim ve kollarımı bağladım. Takımdan alkış sesi yükseldi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
La Romana
RandomAşk Dominik'te yaşanıyor güzelim! ÇOK ÇOK ÇOK ÖNEMLİ NOT!! Bu kitap hayran kurgu değildir. İsmi geçen kişileri sadece hafızanızda az çok canlansın diye kullandım. Karakterler kurgusaldır. Sadece isimleri aynı, davranış olarak da benzetmeye çalışmadı...