Seray'dan...
Aldığım haber sonrası zaten sevmediğim Aleyna'yı artık daha da sevmiyordum. Sergen'e henüz olanları açıklamamıştım. O da sürekli yanımda, olanları öğrenmeye çalışıyordu.
"Gelsene, deniz kenarına gidelim biraz."dediğinde hevesle ayağa kalktım ve elinden tuttum. Konuşmak ikimize de iyi gelebilirdi. Deniz kenarında bir ağaç kütüğüne oturduk. Ne zaman aldığını bile fark etmediğim battaniyeyi üzerimize örttü.
"İsmim potada olduğu için mi bu kadar üzgünsün?"dedi.
"Evet, o da var tabii ki."
"Biliyordum işte. O da var ama bir şey daha var. Ne konuştunuz Ecem'le? Tartışıyor gibi görünüyordunuz?"
"Evet tartıştık biraz. Ama sıkıntı yok, hallederiz biz. Neler neler yaşadık bunca sene. Böyle basit bir şey için küs kalacak değiliz."dediğimde gülümsedi.
"Benim için canını sıkma. Gidecek bile olsam şu an birlikteyiz. Gitme ihtimalimi düşünerek bu zamanları boşa harcamayalım."
"Haklısın."dedim ve denizi izlemeye devam ettim. Birkaç dakika sonra aklıma Aleyna konusu geldiğinde konuşmaya başladım. Bir şey belli etmemek için ses tonumu olabildiğince normal tutmaya çalışıyordum.
"Keşke takımlar birleşse değil mi? Karşıdan anlaşabileceğimiz çok insan var."
"Evet ya. Çok eğlenceli olurdu. Hem değişiklik iyidir."
"Ama Aleyna K. ile anlaşamazdım. Seçmelerden tanıyorum az çok. Valla ben onunla hiç uyuşamadım. Onu tanıdıkça daha çok uyuz olmaya başladım. Hele seninle muhatap olmaya başlayınca daha da çok uyuz olmaya başladım."dediğimde güldü. Gerçekten hiçbir şey belli etmedin Seray!
"Benimle muhatap olmaya başlayınca mı?"dedi şaşkınlıkla.
"Tabii. Duymadın mı ismin çıkınca dediklerini falan? Zaten oyun sırası benchte de bir garip hareketleri var. Hiç sevmedim onu hiç."
Artık cevap verirsin bence Sergen'ciğim. Ağzından laf almak için daha fazla çaba harcayamazdım çünkü. Konuya girmediğinde devam ettim."İçime sinmiyor hiç Aleyna'nın hareketleri. Her gün yüzünü görmekten sıkılıyorum. Gıcık olmaya başladım. Sinir olmaya başladım. Varlığından bile rahatsız olmaya başladım. Benim etrafımda onu görmek istemiyorum. Bana cevap vermesi bile canımı sıkıyor."dediğimde kahkaha atıyordu.
"Neden bu kadar bilendin kıza ya?"
"Öyle seninle bi laubali hareketler falan. Hiç hoş değil yani. Sanarsın yıllardır tanışıyorsunuz."
"Seçmelerden tanışıyoruz biz de sadece. Yakındık, iyi anlaşıyorduk bayağı. O yüzden sana öyle gelmiştir hareketleri."
"Yoo hiç de bile bana öyle gelmedi."diyerek omuzlarımı silktim.
"Sen beni kıskanıyor musun?"diye gülerek sordu. Gözleri parlıyordu resmen. Bunun için bu kadar mutlu olabileceğini tahmin etmiyordum.
"Hoşuna gidiyor benim seni kıskanmam. Eğleniyorsun resmen. Hobilerin arasında Seray'ı sinirlendirmek var."dediğimde gülüşü şiddetlendi.
"Allah sonumuzu hayır etsin bakalım artık."dedim.
Birkaç dakika sonra Sergen'in konuşmasıyla ona döndüm. Uyuyordu ama konuşuyordu.
"Ellerinize sağlık. Yapacak bir şey yok, olduğu kadar."
"Aa Sergen kafayı yedi. Ay uyumadan önce de Aleyna'dan bahsettim hep. Onunla konuşuyor herhalde rüyasında. Of! Tutamadım şu çenemi."diye kaşlarımı çatarak fısıldadım. Kimden cevap beklediğimi bilmiyordum. Kendi kendine konuşmayan bizden değildir.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
La Romana
RandomAşk Dominik'te yaşanıyor güzelim! ÇOK ÇOK ÇOK ÖNEMLİ NOT!! Bu kitap hayran kurgu değildir. İsmi geçen kişileri sadece hafızanızda az çok canlansın diye kullandım. Karakterler kurgusaldır. Sadece isimleri aynı, davranış olarak da benzetmeye çalışmadı...