26

364 22 74
                                    

Seray'dan...

Sabah uyandığımda herkesin kalktığını gördüm. Yine en geç ben kalkmıştım. Ne yani? Hiç mi uykunuz yok sizin kardeşim? Ne zaman uyansam ayaktasınız.

Ellerimi ve yüzümü yıkadıktan sonra barakanın kenarına oturup boş boş etrafı izledim. Sergen de uyandığımı görüp yanıma geldi. "Günaydın."

"Günaydın."

"Hadi gel, oturma öyle. Hindistan cevizi yiyelim biraz. Dokunulmazlık oyunu var bugün. Kazanmamız gerek artık."

Gerçekten son zamanlar kazandığımız oyun yoktu. İnanılmaz kötü bir grafikle ilerliyorduk ve bu durum hepimizin canını sıkıyordu. Bu dokunulmazlığı almamız gerekti ama erzağımız yok denecek kadar az kalmıştı. Sergen'e yardım etmek için ayağa kalktım ve yanına gittim.

"Aa palayı almayı unuttuk ama."

"Hadi git sen getir." diyerek yüzüme tatlı olduğunu düşündüğüm bir gülümseme kondurdum. Zaten parkurda yoruluyordum ya. Adada hep uyumak veya öylece yatmak istiyordum. Birazcık üşengeç olmam benim suçum değildi tamam mı? Zaten çok değil, birazcık üşengeçtim. Çok azcık yani.

Ben bunları düşünürken yanımıza biri gelmişti. Tabii ki tahmin etmesi zor değil.

"Bir gün öleceğim açlıktan ben. Çok zor ya çok zor." dedi Hayrettin abi.

"Oo Hayrettin abiciğim. Ben de Seray'a diyordum ki Hayrettin abi uyuyor mu? Çünkü başka türlü yanımızdan ayrılmaz." diyerek Sergen yanımıza geldi.

"Sen şimdi beni istemiyor musun?" diyerek ağlamaklı bir ifadeye büründü yüzü.
"İstemezsen isteme bana ne. Seray istiyor, ben istiyorum. İkiye karşı bir. Oy birliğiyle yanınızdayım. Ver şu palayı da karnımı doyurayım. Öldüm açlıktan."

Sergen, Hayrettin abiye palayı tam uzatmıştı ki çığlığımla durdu. "Ay durun!"

"Noluyor be?"

"Ödüm koptu."

"Öyle kesici şeyler elden ele verilir mi hiç? Vallahi kavga edersiniz. Çok ayıp. Sergen, at bakayım şunu yere. Hayrettin abi yerden alacak." dediğimde kahkaha attılar.

"İyi hadi öyle olsun." diyerek Hayrettin abi yerden palayı aldı ve hindistan cevizini açmaya başladı.

Ben, Sergen ve Hayrettin abi hindistan cevizlerimizi yerken Sergen birden yanağımdan öptü. Başımı kaldırıp şaşkın bakışlarla ona baktım.

"Çok tatlıydın. Dayanamadım ne yapayım?" dediğinde ona gülümsedim.

Hayrettin abi birden ayaklandı. "Ay resmen öptü. Vıcık vıcık. Ben sizin yanınızda kendimi çok yalnız hissediyorum. Şimdi ortanıza oturup sizi ayırasım geldi kaynana gibi. Gidiyorum ben ya."

Hayrettin abi giderken biz de hala ona gülüyorduk. Bu sırada Batuhan geldi ve yanımıza oturdu.

"Ne yapıyorsunuz?"

"Sen gelene kadar tatlı tatlı sohbet esiyorduk kardeşim." dedi Sergen.

"Bilerek geç geldim Sergenciğim. Sabah yanında olunca çünkü rüya falan görüyorsun. Fark ettiysen sabahları yanında durmuyorum birden üstüme falan atlarsın diye."

Bu konu beni hep güldürecek galiba. Ben bu yarışmadan çıkınca da gülerim hep buna aklıma geldikçe.

"Ayy çok komiksin yine."

"Ay evet! Çok komik. Ben çok gülüyorum." dediğimde gözlerini kısarak bana baktı.

"Ne zaman unuturuz tahminen bu olayı?"

La RomanaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin