18.Bölüm "Akif "

44.5K 2.2K 79
                                    

Yakında görüşürüz dediğimde kim derdi ki aynı günde bölüm atacağımı.
Doğum günüm şerefine sizleri mutlu etmek için sadece bu yolu buldum.

Double bölümlü bir gün oldu. Unutmayın siz her bölümü okuduğunuzda mutlu oluyorum. Her bölüme vote yaptığınızda daha mutlu oluyorum. Yorum yaptığınızda ise daha daha mutlu oluyorum.

Sizleri mutlu ediyorum, kendimi mutlu etmek için.

Beni doğum günümde yalnız bırakmayan herkese çooooook teşekkür ederim.

Unutmayın!
İnsan sevildiğini bilmeye muhtaçtır.

》multimedya Akif!!!! :)
hadi eyvallah millet!!!

İKRA'NIN AĞZINDAN

Kaan'a ona aşık olduğumu söylediğim akşamdan sonra iki hafta olmuştu. Ama onunla çok nadir yüz yüze görüşmüştük. Ben okulda her boşlukta bu iki haftaya yayılan finallere çalışırken o da işine gidiyordu. Sanırım sahip oldukları şirketlerinde ona da birkaç imza görevi verilmişti. Ve bu yeni görevler onu epey yoruyor olmalıydı. Beni aradığında gizlemeye çalıştığı yorgunluğunu sesinden anlayabiliyordum. Telefonla konuşmamız ise bazen yetmiyor okulun kafeteryasına beş on dakikalık uğruyordu. Onu gördüğümde ise yorulduğunu bir kez daha göz altlarındaki torbalardan anlıyordum. Neden bu kadar yorulduğunu sorduğumda yeni bir iş yaptıklarını söyledi. Fakat ben ne iş yaptıklarını bile bilmiyordum. Sormamıştım da .

Kaan'la aramızda olan adı konulmayan aşk bağı beni etkiliyordu. Hayatımı, tepkilerimi. Daha da korkar olmuştum. Bu mutluluk çok fazla gelmişti. Kendimi bu mutluluğun altında ezilecek gibi hissediyordum.

Kaan'ın notlarımı etkilediğinin de farkındaydım. Ne zaman çalışmak için niyet edip masaya otursam her seferinde aklımı meşgul edip sürekli pişmiş kelle gibi sırıtarak hülyalara dalmama sebep oluyirdu. Annem de beni her seferinde elim kafamda hülyalara dalmış bir şekilde buluyor ve dalga geçiyordu.

İki haftadır da Şeyma ve Buket'le dışarıda buluşmuyordum. Sınavlardan dolayı onların da pek boş vakitleri olmuyordu zaten. Boş vakit yakaladıkları zaman da evime gelip Kaan'la ilgili bana nasihatler veriyorlardı. Aslında Şeyma tüm cazgırlığıyla beni pes ettirmeye, Kaan'la sevgili olduğumuzu itiraf ettirmeye çalışırken Buket susup dinlemeyi tercih ediyordu. Ben de Şeyma'ya Kaan'la sevgili olmadığımızı anlatmaya çalışıyordum. Çünkü sevgili değildik.

Bu mübarek cuma gününde son sınavımı verip kütüphanede kitap okurken Buket ve Şeyma tarafından yakalandım ve Şeyma tarafından yine kıskaç altına alındım.

Finaller bittiği için çıkışta buluşup alışverişe gideceğimizi söylediler. Hatta Buket ve Şeyma güzel bir akşam yemeği de yiyelim dediler. Ben de kızlarla gönlümce gezebileceğim için kabul edip anneme haber verdim. Annemin sesi de bugün beni şaşırtmıştı. Çok mutlu geliyordu. Mutlu olmasına sevinip ben de mutlu olmuştum. Çünkü buraya geldiğimizden beri onu pek mutlu göremiyordum. Babamla Akif'i özlediğini biliyordum. Açıkçası ben de çok özlemiştim. Babamla olan sohbetlerimizi telefonla yapamıyorduk. Akif'in saçlarını da telefondan karıştıramıyordum.

Kızlarla buluşmak için kütüphaneden çıkıp üniversitenin çıkışına doğru yürümeye başladım. Havalar soğuk olmakla beraber, güneşiyle gözlerimi kamaştıracak cinstendi. Elimle şalımı düzeltirken telefonun melodisi kapladı kulaklarımı. Telefonumu çantamdan çıkarıp arayanı gördüğümde gülümsemeden edemedim. Süründürsem mi acaba diye düşünürken başka sefer süründürürüm şimdi özlem gidereyim diye düşündüm ve telefonu açtım.

İKRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin