Bölüm ithafı : @koreli_gorl
Hep ithaf sözlerim aklıma sonradan geliyor kusura bakmayın.Kaan'a kavuşmak istediğinizi biliyorum. Ama az kaldı diyemiyorum. Çok var daha da diyemiyorum. Anlayacağınız ben de ne zaman Kaan çıkacak bilmiyorum.
Smyye_akblt'un Kitaplarım'dan adlı kitabına da küçük bir röportaj verdim, okuyabilir ve bana düşüncelerinizi söyleyebilirsiniz.
İKRA'DAN
Arabadan indiğimizde akşamın ferah ve serin havası yüzüme vurdu. Fakat şimdi bu ferahlıh benim içimi ferahlatmıyor daha çok yapacağımız işin stresiyle kalbim sıkışıyordu. Alp'le birlikte teslimat yerine gelmiştik. Büyük ve boş olan alanı iki sokak lambası aydınlatsa da ortam yine de pek aydınlık sayılmazdı, anca göz gözü görecek şekildeydi.
Alan beklediğimizin aksine bomboş olunca şaşırmış ve hatta terslik olduğunu düşünüp stresime stres katmıştım.
"Kimse gelmemiş." diyerek Alp'e döndüm.
Alp kolundaki saate bakıp "Şimdi gelirler." dediğinde araç sesleri duymaya başlamıştım bile.Etrafıma bakarken alana arka arkaya tırlar girmeye başladı. On tır da yan yana elli metre uzağımıza dizildiğinde farlarından rahatsız olup gözlerimi kıstım.
Şoförler, farları söndürüp istediğimiz gibi dışarı çıkmayıp beklemeye başladıklarında Alp'le biz de Patron'u beklemeye başladık. Fakat on beş dakika sonra bile bir hareketlilik yoktu.
"Neden geç kaldılar?"
Korkmaya başlamıştım. Sözleştiğimiz saattin geçmesine rağmen kimse gelmemişti.
"Merak etme, gelirler." diyerek beni rahatlatmaya çalışan Alp bile beni rahatlatamamıştı. Zaten yasa dışı bir olayı yaptığım için oldukça gerginken on beş dakikalık bir gecikme beni iyice geriyordu.
On dakika sonra tekrar motor sesleri duymaya başladığımda "Geldiler." dedim.
Alp korktuğumu bildiği için "Rahat ol," derken minibüs ve arkasındaki beş on araba tırlar ile aramıza girip önümüzde durdular. Bu sefer arabalar daha yakın olduğu için gözlerimi kısmam yetmedi ve ellerimi gözlerime siper ettim.Arabalar tek tek farları kapattığında ellerimi indirip Patron'un olduğu minibüse bakışlarımı diktim. Diğer araçlardan üçer dörder adamlar indikten sonra minibüsün kapısı açıldı ve aşağı Vural ile Balkan indi.
Takım elbiseli diğer adamlar, alanın etrafında bizi geniş bir halkaya alırken Vural ve Balkan karşımıza dikildiler.
"İyi akşamlar." diyerek ilk söze giren Balkan oldu. "Size de." diyerek cevabı sert tonlamasıyla Alp verdi.
"Patron bekliyor." diyerek minibüsü gösteren Vural'ı dinleyip minibüse doğru ilerledik.
Minibüsün yanına vardığımızda aramadan geçtikten sonra içeri geçip ihtiyarın karşısına yan yana oturduk.
İhtiyar yüzündeki oksijen maskesini çıkartıp kenara koyduğunda adamın çektiği zorluğu yüzünden anlıyordum. Arabanın tavanındaki lambadan kısık gözlerini ve beyazlayan çehresini gördüğümde gün geçtikçe sağlığını kötüleştiğini düşündüm.
"Size bu,"
Cümlesine yeni başlamıştı ki hırlayan nefesi kesildi ve genelde olduğu gibi öksürmeye başladı. Minibüsün dışında hazırda bekleyen Balkan içeri geçip hemen maskeyi ihtiyara taktı. Beş on dakika içinde ciğerlerin öldüğünü bangır bangır anlatan öksürükler kesilmiş ve yerini aldığı derin nefeslere bırakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKRA
JugendliteraturOn üçüncü bölüme kadar düzenlenmiştir. Diğer bölümler yavaş yavaş düzenlenip tekrar yayınlanacaktır.