62.Bölüm "Konuş Benimle"

21.5K 1.1K 483
                                    

Sizlere çok şaşıracağınız bir haberim var. Yarın ya da yarından sonra bu konuda bir duyuru yapacağım. Güzel okumalar.

Kendime kızışlarım son bulmazken hayal kırıklığıyla Ahmet babaya baktım. Özür diler halini es geçip,arabadan inen Kaan'ın karşımda dikilmesiyle omuzlarımı dikleştirip nefesimi tuttum. Neye hazırlanıyordum emin değilim. Ama hazırlanmam gerekiyordu, biliyordum.

"Yine karşılaştık." dediğinde gözlerine bakmadan yanından geçip gitmeye çalıştım, kolumdan tuttu. Gözlerimizi buluşturmak için gözlerimin içine baksa da gözlerine bakmayacaktım.

"Kaan!" diye bağıran Ahmet baba, Kaan'ın kolumu bırakmasını sağladıktan sonra benden uzaklaştırmaya çalıştı.

"Neler oluyor burada?" diyerek Sevtap Hanım da eşiyle birlikte evden çıkınca tekrar Kaan'ın barikatından kurtulmaya çalıştım.

"Çekil yolumdan." deyip geçip gitmek istesem de benimle birlikte o da yana kaydı.

"Nil durmasana orada öyle. Kocanı da al içeri gel. Düğünle ilgili konuşacağız."

Nil, annesinin nispet dolu uyarısıyla bize doğru yaklaşmaya kalktığında Kaan elini kaldırıp "Herkes içeri!" diye bağırdı. Yüksek sesiyle irkilip bir adım geri kaçmama sebep olduğunda bu sefer Sevtap Hanım'ın eşi Kaan'a seslendi.

"Kaan! Çabuk..."

"Herkes içeri."

Kayınpederini umursamadan tekrar emrettiğinde Nil bize doğru gelen babasının önüne geçip babasını durdurdu.

"Bu yaptığın fazla oluyor delikanlı!"

Nil'in babası iyice sinirlenirken Nil de babasını zor tutuyordu.
Etrafıma baktım, insanlara baktım. Nil'in annesi beni öldürmek için can atıyor gibi bakarken Nil'in babası belli ki Kaan'ı yumruklamak istiyordu. Ahmet baba da çaresizce Kaan'ı benden uzak tutmak istiyor ama başaramayacağını biliyor gibiydi.

Ortasında kaldığım durum çok saçmaydı. Karşımda eski kocam, arkamızda eski kocamın hamile müstakbel eşinin ailesi... İki ateş arasında kalmıştım ve bu durumdan beni kurtarmaya çalışan kişi de Kaan'la aramıza giren Ahmet babaydı.

"Şu rezilliğe bir son ver artık!" diye bağıran Ahmet baba Kaan'ı omuzlarından tutarak itti. Ama iflah olacağa benzemiyordu. Vazgeçmeyecekti. Benimle konuşmadan bu rezilliğe son vermeye hiç niyeti yoktu.
Ben ise bu durumda onunla konuşmayı istemiyordum. Evet, onunla konuşmaya karar vermiştim ama böyle bir durumda sağlıklı iletişim kuramazdık.

"Ben sadece İkra'yla konuşmak istiyorum. Kimse buna engel olmayacak baba."

"Ahmet ne diyor senin bu oğlun! Bu ne saygısızlık?!"

İlyas Bey Nil'i geçip yanımıza geldiğinde Nil "Baba lütfen!" diyerek babasının arkasından geldi. Belli ki o da bir tartışma çıksın istemiyordu.

"Nil sen içeri geç!"

Nil babasının sözünü dinlemediğinde babasından bir kez daha ikaz aldı ve annesinin yanına geri döndü.

"Bu yaptığın sınırı geçti. Senin benim kızımı üzmeye ne hakkın var?!"

Ahmet baba Kaan'ı bırakıp saldırganlaşmaya hazır olan adamı tuttu.

"İlyas sakin ol!"

"Oğlunun yediği haltı görmüyorsun galiba Ahmet Bey?! Ama ben bunun hesabını çok fena soracağım! Benim kızımı üzmek neymiş sen göreceksin!"

İKRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin