21. Bölüm"Kokteyl "

41.1K 2.1K 288
                                    

Herkese iyi geceler. Yeni bölüm küçük bir gecikmeyle geldi. Bir önceki bölümde yorum yapan ve voteleyen herkese teşekkür ederim. Emeğim kıymetleniyor sizin sayenizde. Teşekkür ederim.  Yorum yaparsanız içtenlikle cevap vereceğime emin olabilirsiniz. Eleştiri yapacaklar da lütfen biraz daha tatlı eleştiride bulunsunlarÇünkü eleştirilebilmek her yazarın harcı değildir.  Ben de o yazarlardan olduğuma pek emin değilim. Daha yazar bile değilim.  Bunu da göz önünde bulundurmak gerekli diye düşünüyorum. Herkese iyi geceler. Bir dahaki bölüm ilk yorum atan okuyucuya ithaf olacak. Hepimize güzel okumalar.

bölüm gecikti kusura bakmayın.
》bir diğer bölüm yakında. ;)
Hadi eyvallah millet. İlk yorumu bekliyor olacağım.

İKRA'NIN AĞZINDAN

Kaan'ın muhabirlerden yüzü asık halde müsade istemesiyle içeri girdiğimizde çok daha farklı bir ortamla karşılaştım . Burası tamamen siyah camlarla kaplı büyük ve ihtişamlı bir araba galerisiydi.

Bembeyaz ve lüks arabalar büyük aralıklarla galerinin ön tarafında v şeklinde dizilmişken simsiyah modelini bile bilmediğim, siyah inci gibi parlayan bir araba sanki kapıdan dışarı çıkmaya hazır gibi en önde bekliyordu.

Bembeyaz masalar ise beyaz arabaların oluşturduğu v şeklinin arkasında kalıyordu . Ve burada her şey beyazdı şu siyah araba hariç.

Mekan da oldukça sade ve asil duruyordu beklediğim şatafatın aksine.

Ben gözlerimle arabaların arkasındaki masalarda kızları ararken Akif de Kaan'a doğru konuşmaya başladı.

- Drift şovunun iyi olduğunu söyledim mi ben?

Kaan'ın Akif'e gülmeye çalışarak uzattığı yumrukla Akif'in yumruğu tekrar havalı bir şekilde çarpıştıktan sonra arabaların yanından masalara ulaşan kırmızı halıda Akif'in koluna girerek yürümeye başladım.

Kaan da yanımda, kol düğmelerini düzeltirken sitem dolu sesiyle fısıldadı.

- Benim koluma girmen için ne yapmam gerekiyor?

- Anlamadım?

Kaan hala üzgün ve kırgın olduğunu belli ederek
- Ben de seni anlamıyorum zaten, boşver , dedi.

Onun  üzülmesine üzülsem de sevgiliyiz diyemezdim. Çünkü sevgili değildik ve olmamalıydık. Bana göre değildi sevgili olmak , aşk bitince de ayrılmak. Aşk, sevgili olmayı gerektirmiyordu. Aşk sadece masum bir şekilde yaşanmayı hakediyordu. Benim de yaptığım buydu. Masumca  aşkımı yaşamak...

Ortadaki beyaz yuvarlak masanın etrafına dikilen dörtlüyü görmemizle oraya doğru ilerledik. Kızlar da,  Alp ve Eray da oldukça şıktı.

Şeyma, telefonda konuştuğumuz gibi mavi, kalın askılı ve dizlerinin üzerindeki elbisesini giyerken Buket, siyah, ona yalancı doğum günü için  aldırdığımız spor elbisesini giymişti.

Alp, grubun en kaslısı olduğunu gösterircesine dar beyaz bir gömlek ve lacivert takım elbise giymişti.

Eray ise grubun en yakışıklısı olduğunu bir kez daha kahve takım elbisesiyle göstermişti. Hepsi birbirinden güzel ve yakışıklı duruyordu.

İKRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin