9.Bölüm "Düğümler"

49.7K 2.4K 162
                                    

Okuldan çıkışta alışveriş merkezine geldik. Buket sabah doğum günü partisini kutlamak istediğini, hatta partiyi organize etmeye başladığını söylediğinde şaka yapıyor sanmıştım. Ama gel gelelim okul çıkışı soluğu alışveriş merkezinde almıştık. Buket'e elbise bakıyorduk.

Reyonları karıştırırken "Nereden çıktı bu parti verme olayı?" diye sordum. Buket yabani biri değildi, insanlarla konuşur, yeri geldi mi sohbet ederdi ama onu partide ortalıkta gezip insanlara neşeyle "Hoşgeldiniz," derken düşünemiyordum.

"Öyle aklıma esti işte." Eline aldığı kırmızı elbiseye böcek muamelesi yapıp hemen yerine geri koydu. "Kimler geliyor peki?" diye sorduğumda omuz silkip "Beş on kişi," dedi ve daha fazla soru sormama müsaade etmek istemez gibi uzaktaki reyonlara yürüdü.

Gözüme çarpan yeşil elbiseyi Şeyma'ya gösterdim. "Güzelmiş bu," deyip elbiseyi aldı, denemek üzere koluna koyduğu beş elbisenin üzerine bıraktı. Ayakkabı reyonuna ilerlerken peşinden gidip "Neden parti yapıyor?" diye sorarak ağzını aramaya çalıştım. Benim bilmediğim bir şeyler dönüyor gibi hissediyordum. Biri sorularımı üstün körü cevaplıyordu, biri de benden kaçar gibi reyonlar arasında geziyordu.

"Siz benden bir şey saklamıyorsunuz değil mi?"

Şeyma duymamış gibi siyah bağcıklı ayakkabının numarasına baktı. Asla giymeyeceğini bildiğim ayakkabıyı elinden aldım ve yerine koydum. "Kesin benim bilmediğim bir şey var," diyerek üsteledim. "İkiniz de kaçıyorsunuz."

Sorularımdan sıkıldığını göstermek için baygın bakışlarıyla bakıp ofladı. "Kız parti yapmak istemiş İkra. Bunda büyütecek ne var?" deyip deneme kabinlerine doğru yürüdü.

"Bu işte bir bit yeniği var da hadi hayırlısı," dedim ve o biti bulup önlerine koyacağıma dair kendime söz verdim.

Tüm mağazaları gezdikten sonra yemek yemek için restoranların olduğu kata çıktık. Pizzacıya oturup alışveriş poşetlerini boş saldalyelere koyduk. Siparişlerimizi verdikten sonra parti konusunu es geçip Kaan'a numaramı kimin verdiğini araştırmaya karar verdim.

"Geçen gece Kaan mesaj attı," diyerek masaya yemekten önce atıştırmalık niyetine yem attım. Ve Şeyma "Ne yazmış?" diyerek yemi hemen yutmuştu. Numaramı ne zaman verdiğimi sormamıştı. Numaramı neden verdiğimi, ben vermediysem kimin verdiğini de sormamıştı. Demek ki numaramı o vermişti.  "Sen mi verdin numaramı?" sorusunun cevabını pek de merak etmiyordum. Gerçeği öğrendiğime göre güzel bir azar Şeyma'yı bekliyordu.

"Evet, ben verdim," derken sanki güzel bir şey başarmış gibi göğsünü gerdi. "Niye öyle bakıyorsun? Vermese miydim?"

"Vermeseydin," deyip sandalyemde doğruldum. "Niye bana sormadan iş yapıyorsun ki? Belki ben numaramı vermek istemiyordum. Belki ben onunla konuşmak, o kadar yakın olmak istemiyorum."

"Sen mi Kaan'la konuşmak istemiyorsun? Kızım sen kör kütük aşık oldun çocuğa, çocuk desen dibinden ayrılmıyor. Gelmiş konuşmak istemiyorum diyorsun."

"Ben aşık falan olmadım Şeyma."

Garson elindeki pizzaları önümüze koyarken ikimiz de kollarımızı önümüzde bağlayıp başka yönlere baktık. Birbirimize bu aralar çok sık sinir oluyorduk. Bir gün bu yüzden çok kötü kavga edecektik.

Garson gider gitmez "Bana bir daha aşık olduğumu falan söyleme. Yok öyle bir şey," dedim. Kavga etmek istemiyordum ama alttan aldığım her saniye daha da üstüme geliniyordu.

"Yalan söylüyorsun. Bal gibi aşıksın. Sen de bir şey söylesene."

Elindeki telefondan başını kaldırmayan Buket bizi dinlemiyor gibiydi. Seslenmemizle başını telefonundan kaldırdı.  "Birbirinize aşık olduğunuzu başkalarından duymaya ihtiyacınız olduğuna inanamıyorum," dedi ve telefonuna döndü.

İKRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin