Gecikme için kusura bakmayın lütfen.
Herkese güzel okumalar :)Cumartesi görüşürüz millet!
ŞEYMA'DAN
Hızla odaya girdim ve kapıyı tam kapattığımdan emin olduktan sonra askıya asmış olduğu, dışarı çıkarken her zaman üzerine aldığı ceketin yanına hızla vardım. Ceketin yaka kısmındaki astara elimdeki jiletle küçük bir kesik attım. Böylelikle dinleme cihazı astar ve ceket arasında kalacak ve görünmeyecekti.
Tam dinleme cihazını astarın içine bırakıyordum ki kapıdan gelen sesle hemen böceği ve jileti kendi cebime attım. Kapı açılmıştı ki Buket'in "Vural Bey," demesiyle Vural'ın eliyle ittirerek yarım açtığı kapı geri kapandı."Bu akşamki toplantıda ben Balkan Bey'i asiste edeceğim."
Buket'in Vural'ı oyalamaya çalıştığını anladığımdan elimi çabuk tutmam gerekiyordu.
"Ee?" diyen Vural'ı daha fazla oyalayamayacağı da belliydi.
"Ben diyordum ki Şeyma da sizi asiste edebilir."
Buket'in hangi toplantıdan bahsettiğini bilmesem de kafamı konuşmalarına değil görevime odakladım.
Kayıt cihazını cebimden çıkarıp hemen astar boşluğuna bıraktım. Astar siyah olduğu için ve kesik de yaka kısmında marka yazısının arkasında kaldığı için belli olmuyordu. Kesik kumaşın üzerine elimle güzelce baskı uygulayıp iyice kaybolmasını sağladıktan sonra ceketin bozulan yakasını da güzelce düzelttim.
"Hayır, asistana ihtiyacım yok." diyen Vural tekrar kapıyı açmaya kalkıştığında hemen ceketten uzaklaştım. Vural'ın girmesini beklemeden çıkmak için kapıya doğru yürüdüm. Bir süre dışarı çıkıp kendimi ele versem mi yoksa yakalanmayı beklesem mi diye kendi kendime küçük bir iç çatışmaya girdim. Kendi iç çatışmamı gerçekleştirirken bir yandan da Buket'in Vural'ı kapıdan uzaklaştırıp uzaklaştırmayacağını anlamaya çalışıyordum. Eğer uzaklaştıramazsa güzel bir yalan bulmam gerektiğini de pek tabii ki biliyordum. Ne ara lavabodan gelmişti ki bu adam? Bir dakika sonra gelmiş olsa çoktan masama geçip oturmuş olacaktım.
Buket tahmin ettiğim gibi Vural'ı toplantı odasına çekmeye çalıştığında ben de dört kulakla onları dinliyordum. Buket yine oldukça sakin bir şekilde durumu kurtarmayı çalışıyordu. Ya da beni ki demeliydim?
"Reklam ajansının hazırladığı çalışmayı görmek isterseniz toplantı odasına geçebiliriz. Şayet Balkan Bey inceledi ve çok beğendi."
Buket, Vural'ı toplantı odasına çekmek için gayet doğru ve mantıklı bir şey söylemişti. Sanırım yakalanmayacaktım.
"Sonra."
Buket'in uğraşını yerle bir eden Vural'ın kapıyı aniden açmasıyla kendimi karşısında yalan bulmaya çalışır vaziyette buldum. Yakalanmayacaktım ki ben!
Vural Bey'e oldukça sakin bakışlar atmaya çalışsam da bakışları hiç de sakin kalmama yardımcı olmuyordu. Bu adamı görünce iç sesim bile ona bey diyordu. Fazla ciddiydi, belki ondan böyle oluyordu.
Şimdi karşımdaki ciddi adamın korkusuyla boğazımdaki yumruyu yutmamak için zor direniyordum. Bir de bu öldürücü bakışları bir haftadır hiç üzerimden eksik olmamış gibi yine üzerimdeydi.
Soru sorarcasına kalkan kaşlarıyla ve elini kapı pervazına koymasıyla benden bir açıklama bekliyordu.
"Ben..." diyerek söyleyeceğim yalanı düşünürken bir saniye olsun bakışlarını üzerimden çekmedi, hatta ağzımı açmadığım her an kaşlarını biraz daha çatmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKRA
Genç KurguOn üçüncü bölüme kadar düzenlenmiştir. Diğer bölümler yavaş yavaş düzenlenip tekrar yayınlanacaktır.