Arayan Kaan'dı. Daha yeni yanındaydım. Neden aradığına anlam veremedim. Bir şaşkınlıkla telefonu açtım.
"Alo Kaan bir sorun mu var?" diye sordum merak içinde.
"Hayır Deniz yok ama ben sadece sana teşekkür etmek istedim." dedi.
"Ne konuda?"
"Aynanın önüne bıraktığın ses cdsi için. Çok teşekkür ederim, çok mutlu oldum." dedi. Sesindeki sevinçten anlaşılıyordu.
"Aa bir önemi yok. Taa ne zaman yapmıştım. Şimdi vermek kısmet oldu." dedim bende aynı ses tonuyla. Bu cd Kaan'ı cafede bırakıp gittiğim için özür dilediğim cdydi. Ne zamandır bendeydi ve ona ufak bir süpriz yapmak istedim.
"Ama beni çok mutlu ettin. Şuan iyileştim sanırım. Turp gibiyim maşallah." dedi ve kıkırdadı.
"Sevindim iyileşmene." diyerek bende kıkırdadım. Vedalaşarak telefonu kapattım. Hızla kendimi yatağa attım. Üstümdekileri çıkarmadan. Çok yorulmuştum. Ve öylece uykuya dalmışım.
-
Uyandığımda sabah saat 6'ydı. Ablamda mışıl mışıl uyuyordu. Aklıma Kaan günlüğüme dünü yazmak geldi. Elbiselerimin arasından kitabı ele geçirdim ve yazmaya başladım:
"Sevgili Kaan Günlük:
Dün sen hastaydı ve çalışmalarım bittikten sonra son paramla senin yanına geldim. İlk kez yanlız başıma dolmuşa bindim. Ve bir şey keşfettim. Cam kenarında oturup müzik dinleyip etrafı seyre dalmak... Ne güzel bir duyguymuş. İlk kez yaşadım bu duyguyu. İlk dolmuşa biniş, ilk o keyif...
Sonunda geldim evine. Suratın yüzün şişmiş, gözlerinden uyku akıyordu. O asık suratınla bana "Hoşgeldin Deniz." dedin. Hiç beğenmemiştim bu tavrını. Ama seni görünce kalbim çarpıyordu. Unuttum gitti hemen zaten. Ama ben seni kendime "yok" diye alıştırıyorum. Sevdiğin bir kız var diye. Kendi kendime gelin güvey olmuştum ben zaten. Şuan da bile umutsuzca bu deftere yazıyorum. İçimi dökmek amaçlı. Ben seni ilk o bahçede gördüğüm andan beri seviyorum. Sen benim ilk aşkımdın. Annemin evindeyken aşık olmama bile izin yoktu aslında. Namus, namus... Bu yüzden ben seni uzaktan seviyorum. Keşke bir deli cesaretim olsa da karşına çıkıp avaz avaz haykırarak "Seni seviyorum Kaan, seni çok seviyorum" diyebilsem. Ama aklını karıştırmak istemem çünkü senin başka sevdiğin bir kız var.
Dünden kalan tek yüreğimi acıtan şey benim Özün'ü sevdiğine inanman. Ben senden başkasına bakmadım bile. Gözlerimle bile aldatmak istemedim seni ben. Gerçi sen nereden bileceksin ki sana olan duygularımı bunları söylemende doğal.
"Askere gideceğim." diyince kalbime bir ağrı girdi sanki. Uzaktın bana. Daha da çok uzak olacaktın. Buna dayanıyordum ama daha da uzağa dayanabilir miydim bilmiyorum.
Kaan, aşkım... Sen bilmessen de ben seni hep gizli seveceğim. Senden hiç bıkmayacağım. Kendi içimde, kalbimde seni hiç terketmeyeceğim.
Ufaklığın..."
Kaan günlüğümü yazdıktan sonra yine aynı yerine kaldırdım. Saat 7'yi geçiyordu. Bugün yeni bir gündü. Hafta sonunu bütün herkes dışarıda geçiriyordu ama ben okulda kalmayı tercih ederdim. Fazla param olmadığından. Ablamdan da sürekli para isteyemiyordum. Belki onunda durumu iyi değildir diye. Yatağıma uzandım ve telefonumu elime aldım ve internete bağlandım. Belki eğlenceli bir şeyler bulabilirdim. Whatsapp'tan aniden bildirimler yığıldı. Tabii önceden telefonum olmadığı için alışkın değildim böyle mesaj gelmesine. 2 konuşmadan 5 yeni ileti yazıyordu. Konuşma penceresini açtım. Kaan'dan birde Özün'den mesaj vardı. İlk önce Kaan'ın mesajını okudum.