25-"Ağlamak Pasif Direniş"

549 51 21
                                    

21,5K olduk teşekkürler!  Fikirleriniz her zaman benim için önemlidir. Yorumlarınızı bekliyorum. :)))

* Bir önceki bölümde multimedia gözükmüyor nedenini bilmiyorum. :(

*Özün: Ekin Koç :)

Buraya geldiğimden beri telefonu elime alamamıştım. Benden haber bekleyen insanları habersiz bırakmıştım. Dilara,Özün belki de Kaan.. Ama engellemiştim Kaan'ı unutmak için. Bu yüzden ondan fazla mesaj beklediğim söylenemezdi. Ama Dilara ve Özün'den bir sürü mesaj geldiği bir gerçekti. Telefonu açıp bakmadım ama öyle tahmin ediyordum.

Üç günü devirmiştik buraya geleli. Üç gündür belimiz daha yeni doğruluyordu ablamla. Dip köşe temizlik yaptırmıştı Elif. Salondaki duvarları silmekten tut, halıları yıkamak, bahçeyi temizlemekten tut, mutfaktaki tüm tabakları temizlemeye kadar her işi yapmıştık. Daha yeni yeni işler bitmişti.

Uyandığımda oda havasız olduğu için odayı havalandırmak için pencereye yöneldim. Bu eski yıpranmış perdeleri çekip, pencereyi açtım. Penceremden bütün sokak gözüküyordu. Etrafa bir göz gezdirirken gelen kişinin tanıdık simasıyla irkildim. Gelen Hamza şerefsiziydi. Alel acele pencereyi kapatarak hızlanan nefesimi kontrol etmek için oturdum. Gittikçe daha da hızlanıyordu. Çantamdan ilacımı arıyordum. İlacımı çıkardıktan sonra hızlanan nefesimle beraber su almaya mutfağa doğru adım atıyordum. Fakat hala nefesimi hızla alıp veriyordum. Odamdan mutfağa doğru çok zor yürüyordum. Gözlerim flulaştıkça gözlerimi kısıp kafamı sallıyordum. Koridoru net görmek için ama nafile. Gördüğüm görüntü yarı net yarı flu idi. Mutfağa gidemeyeceğimi anlayınca tek çareyi "Ablaa!" diye bağırmakta buldum. Yere yığılıp kalmıştım. Sesimle irkilen ablam ve Elif yanıma geldiler.

"Ne oluyor bu kıza Nalan?" diye sormuştu Elif merakla.

"Krizlerinden biri tuttu anne. İlacını vermeliyiz." dedi ablam acele ederek. Şimdi de yığıldığım yerde seslerde flulaşmaya başladı. Ablamla Elif'in konuştuklarını yarım duyuyor fakat anlamlandıramıyordum. Sadece sesler gidip geliyordu. Ağzıma değen suyla biraz kendime gelebilmiştim. Genelde bunları hissettikten sonra başımda hep bir ağrı kalırdı. Gün boyu bu ağrıyı atlatmak için uyurdum. Yine suyla ilacı içtikten sonra başımda hafif bir ağrı kaldı.

"Deniz şimdi nasılsın?" diye sordu ablam başımı okşayarak.

"İyiyim abla." diyebildim ve yığıldığım yerden gözlerimi silerek oturdum.

"Bak bir şeyi yok işte ben yatıyorum." dedi Elif ve arkasına bakmadan gitti. "Anneydi" sonuçta. Gözlerimden akan iki damla hala bu kadın yüzündendi.

"Ağlama Deniz'im. Her zaman ki hali işte. Gel seni yatağa yatırayım biraz daha dinlen." dedi ablam gözümdeki iki damlayı silerek. Oturduğum yerden kalkmama yardım etti ve odamıza doğru beraber gittik. Güzelce yatağa uzandıktan sonra ablam elimi eline aldı ve gözlerime baktı.

"Kuzum" dedi ve bir nefes aldı. "Meral dün gece bana mesaj attı." dedi ve gözlerini kaçırdım. Bu olanları duyduğumda ise benim gözlerim fal taşı gibi açıldı.

"Ne demiş ki abla?" diye merakla sordum. Sesimdeki merak tonusu ablamın gözlerini bana dikecek şekildeydi.

"Hal hatır sormuş kuzum da hani aylar sonra mesaj atınca bir tuhaf oldum." dedi ve bu sefer onun gözünden iki damla yaş aktı.

"Özledin mi abla sen Meral'i?" gözlerinin dolmasından belliydi özlediği ama sanki ben ablamın ağzından duyarsam daha tatmin olacakmışım gibi sordum.

"Özlemez miyim kuzum? Ama bana olan ihanetini nasıl unutabilirim ki?" dedi sonra gözündeki yaşı silerek.

"Abla belki affetmek iyileştirir." dedim ablamın yaşını silerek. Belki bende Elif'i affedersem belki bende iyileşirdim.

BANA UZAK AŞK #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin