18-''Özün Benim Arkadaşım''

1.1K 115 73
                                    

"Alo Kaan?"

Telefon beş on saniye açık kaldı ve sonra suratıma kapandı. Merak edip tekrar ben geri aradığımda açtı. Bu sefer yine konuşmadı. Whatsapp'a girdim bir şeyler yazmak için ama Kaan beni coktan engellemişti.

Kaan:

"Deniz?"

"Ben geldim arka sokağa."

Yazmıştı. Bu yazılar buluşma saatimize yakın bir zamanda yazılmıştı.

"Deniz"

"Bu saatten sonra görüşmesek daha iyi."

"Öyle gerekiyor."

"Üzgünüm."

"Kendine çok iyi bak."

Diye yazmış sonra beni engellemişti. Bir yandan iyi oldu diyip sevinesim gelse de diğer yanım çok üzüldü.Kim üzülmez ki sevdiği insan tarafından engellenilmesine?

Diğer mesajlar Dilara'dandı. Ona da son durumumu kısaca anlattım. Oda beni çok merak etmiş ve mesajları yığmıştı. Bugün benim için çok yorucu bir gündü ve artık uyumalıydım. Yastık çok hoş kokuyordu ve bir erkek evine göre çok temizdi. Dağınıklık vardı ama kitap,kalem vs. Şimdi bu mis kokuyla güzel bir uyku çekme vaktiydi.

-

Sabah beni Özün uyandırdı. Kapımı narince tıklatarak benden ses gelmesini bekledi. İlk tıklatışında hemen uyandım.

"Deniz uyandın mı?" diye ilk tıklatışından sonra uyandım.

"Evet Özün." dedim esneyerek.

"Tamam hadi kalk kahvaltı hazır." dedi bana kapıyı açmadan. Yattığım yatağı topladım ve güzelce çarşafları katladım. Kapının kilidini açıp mutfağa yöneldim. Bu ne kadar güzel kahvaltıydı. Bir erkeğin eli değmiş bir kahvaltı deseler bu kahvaltı sofrası aklıma bile gelmezdi. Bu Özün neydi ya? Melek falan mıydı? Gerçekten bir kahvaltı bu kadar güzel hazırlanırdı. Mutfaktaki masanın üzerindeki örtüsü bile tertemizdi. Siyah zeytin, peynir, reçel, yeşil zeytin, kaşar, patates kızartması, tost, haşlanmış yumurta... İlk defa bu kadar güzel bir kahvaltı hazırlanmıştı bana. Elif'in evindeyken sadece patates kızartırdık ya da sadece tost olurdu. Kahvaltılıklarda zeytin, peynir. Bu sofrayı görünce aklım dimağım durdu. Salatalık ve domates bile özenle kesilmişti. Vakit kaybetmeden oturdum masaya.

"Rahat uyuyabildin mi gece?" diye sordu Özün.

"Çok yorulmuştum deliksiz uyudum." dedim gülümseyerek.

"Sevindim buna." dedi ve çayları koydu. Kahvaltımızı yaparken birden benim içerideki odadan telefonum çaldı. Kahvaltıyı yarıda bırakıp telefonu açmaya gittim. Arayan ablamdı.

"Alo ablacım?" dedim neşeli ses tonumla.

"Alo kuzum. Nasılsın?" diye sordu özlemişcesine.

"İyiyim abla çok iyiyim. Sen nasılsın annemleri halledebildin mi?" diye merakla sordum. İnşallah gitmişlerdir de bende rahatça okula gidebilirim.

"Ben iyiyim kuzum. Evet gittiler ama söylene söylene. Annem beni arasın dedi." ablam şaşırtarak. Ben neden arayacakmış o kadını?

"Tamam ablam hadi görüşürüz. Bende birazdan gelirim." dedim ve telefonu kapattım. Kahvaltı masasına doğru yöneldim ve kahvaltımı bitirmeye koyuldum. Özün'de bana bakarak nefes aldı ve bir şey söylecekti:

"Arayan kimdi Deniz?" diye merakla sordu. Bu ifade de biraz hesap sorma gibi bir ifade algıladım.

"Ablamdı Özün. Beni çağırıyor." dedim bende gülümseyerek. Kahvaltımı bitirdiğimde Özün'e mutfakta yardım ettim. Hiç konuşmadı benimle. Asabileşti sanki. Bulaşıkları da bitirdikten sonra ben telefonumu alıp Özün'le kapıya doğru yöneldim. Ayakkabı bağcıklarımı bağladıktan binanın o güzel kokusuyla okulun yolunu tuttuk. Beni okula kadar bıraktı sağolsun.

BANA UZAK AŞK #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin