4-Asla Unutmayacağım

2.7K 351 70
                                    

1 yıl sonra...

Nihayetinde ortaokuldan mezun olmuştum. Acısıyla tatlısıyla 4 yılı bitirdim. Çok şey katmıştı bana ortaokul. Gamze Hocam... Kendimi bulmam da en çok onun yardımı vardı. Beni müzikle tanıştırdı, sesimin güzel olduğunu keşfettim sayesinde. Ve artık bu dünyada bir şeye ait olduğumu hissedebiliyordum; Müzik.

Ablamın gidişine en başta ne kadar çok üzülsem de sonra gerçekten alışmıştım.Ablamla gitmeyi çok istemiştim. Zaman, mecbur kaldığın şeye alıştırıyordu seni. Fırsatın olacağı zaman imkanın olmuyordu, imkanın olacağı zaman fırsatın. Benim ne imkanım vardı, ne de fırsatım.

Gidişine çok üzülsem de ablamın hiç gelmeyişine daha da çok üzüldüm. Bir sene boyunca hafta sonu bile olsa eve uğramadı, tatillerde gelmedi. Ben olsam bende gelmezdim bu eve ama bu evde ben vardım. Hiç mi özlememişti beni? Oraya gidince beni unutmuş muydu? Kafam bu konuda allak bullaktı. Ablam hakkında böyle düşünmek istemiyordum. Bir nedeni vardı elbet gelmeyişinin. En azından böyle düşünmek istiyordum.

Sabah kahvaltıda babamın çayını tazeliyordum. Gözü yine televizyonda pür dikkat izliyordu. Annemde kahvaltısını yemeye devam ediyordu. Bir an televizyonun sesini kıstı babam.

''Deniz.'' dedi sanki sinirle soluduğu nefesi vererek. ''Seninde okul bitti. Sende ablanın yanında okula git.''

Gözlerim fal taşı gibi açılmış ne diyeceğimi bilemiyordum. Ben okula göndermezler diye tahmin ediyordum.

''Geçen sene Nalan'ı yazdırırken belge mi ne bir şeyler istediler. Teyzenlere git onu öğren.'' dedi devam ederek. İçim içime sığmıyordu. Okula gidecektim. Hem de ablamın yanına! İçimdeki kelebekler sanki ahenkle dans ediyorlardı.

''Deniz evde kalsın bey. Okumaya pek niyeti yok gibi.'' dedi annem ağzındaki çiğneyerek. 4 senedir okuduğum ortaokulda bir kez bile olsun eve Teşekkür Belgesi ile gelmemiştim. Takdir Belgesi ile gelip ailenin gurur tablosu olurdum. Ama hiçbir zaman övülmedim. Övgü görmedim. Şimdi bu neyin nesiydi? Neden önüme taş koyuyorsun anne? Yine de ''annem'' deyip susuyordum.

''Olmaz Hanım. Büyük kız gitti, Deniz'de gidecek.'' İçimi rahatlatan ses babamdan gelmişti. Bir an hüsrana uğrasam da tekrar sevindim. Kahvaltılıkları güzelce toplayıp bulaşıkları da yıkadım. Ev zaten dünden temizdi. Şimdi ise sıra odama gidip giyinmekti. Leyla Teyzemlere gidip oradan okul için belge olarak ne lazımmış onu öğrenecektim. İki sokak ileride oturan Leyla Teyzem bize yakındı. İşim fazla süremeyecekti. Bilgisayar kullanmayı da okuldan az çok biliyordum. Bu yüzden fazla zorlanmayacaktım. Çamaşır sepetinden aldığım bol, uzun eteğimi giydim ve üstüne bir t-shirtle hırka giydim. Bence hiç dikkat çekici bir yanı yoktu. Annemin şallarından birini başıma örterek salona doğru ilerledim.

''Ben çıkıyorum baba.'' dedim gülümseyerek. Babama ilk defa bu kadar güzel gülümsediğimi hatırlıyordum.

''Çabuk gel.'' dedi kısa ve net bir şekilde . Başımı salladım ve dış kapıya doğru yöneldim. Ayakkabılıktan kırmızı babetlerimi alarak yere koydum. Babetlerimi de giydikten sonra iki sokak ileri için yola koyuldum.

Samsun-Düzören çok küçük bir yer olduğu için her adımıma dikkat etmem, her hareketime dikkat etmem gerekiyordu. Yoksa laf söz ediyorlardı. O yüzden kafamı pek kaldırmadan yürümeye alışmıştım.

Teyzemlere geldiğimde ise zillerine basmıştım. İkinci basışımda Hamza ağabey kapıyı açmıştı. En son askere gitti diye biliyordum. Onu gördüğümde ne kadar çok zayıflamış olduğunu fark ettim. Gözleri resmen içine çökmüş ve iskelet gibi duruyordu. Saçları sıfırdı ve gözleri neredeyse kocaman büyümüştü. İri kahverengi gözleriyle şaşkınlıkla tepeden bana bakıyordu.

BANA UZAK AŞK #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin