6-Adı Mutluluk

2.3K 292 28
                                    

Sabah uyandığımda yataktan kalkıp cama doğru yöneldim. Bana huzur veriyordu gün ışığı. Derin düşüncelere dalmıştım. Hayatım bir an da altüst olmuştu. Sürekli bayılıyordum. Tramva demişti doktor. Kurtulmak istiyordum. İlaçlarımı düzenli  olarak alıyordum. Ama ablamın durumunu öğrenince düştüğüm yerden tekrar kalkamamıştım. Ablam ne ara bu hale geldi? Annemler onu aradığında gayet mutlu olduğunu söylüyordu.  Ama gerçekten ablamın ilk defa bu kadar mutlu olduğunu gördüm. İlk defa yüzündeki gülüş içtendi. Kızamadım ona. Bunların tek sorumlusu annemlerdi. Ne vardı Ali abiyle mutlu olsalardı? Şimdi böyle mi olurdu?

Ablam uyanınca yanıma doğru geldi. Geriye çekildim. Kötü bir şey yapar diye ama ablam suratıma bakarak:

"Sende haklısın Deniz. Ama emin ol sana daha elimi sürmeyeceğim. Sen benim bitanecik kardeşimsin, mutluluğumsun. Annemlerde yaşarken yaşama nedenim sendin. Benden kaçma Deniz... Seni de çok özledim. Duygumu da çok özledim" dedi. İlk önce bir iki damla süzüldü gözlerinden. Sonra hıçkırarak ağlamaya başladı.

"Olanların hepsi benim yüzümdendi. Ufak kardeşim benim yüzümden öldü. Kendimi hiç affetmedim. Sevmeseydim Ali'yi böyle olur muydu? O da bana hiç sahip çıkmadı. Şimdi ne yapıyor ne ediyor umrumda bile değil." nefes alarak tekrar devam etti.

" Bugün öğlenden sonra Duygu'nun mezarına gidelim mi?"

"Gidelim abla olur. Benimde dersim yok zaten."Benimde gözlerim doldu. Minik kardeşim Duygum. Çok özledim onu. Giderken bir sürü papatya alacaktım. Çok severdi. Papatya çizmeyi, boyamayı. Bir keresinde anneme hediye yapmıştı. Annemde hediyeyi alıp çöpe atmıştı. Zalim kadın! Bak şimdi yok Duygu. Gerçi annem için var olsa da aynı yok olsa da. ''Keşke annem olmasaydın!'' diyemedim. Beni bu yaşıma kadar getirmişlerdi.

İlk ders boştu. Dilara ile konuşuyorduk. Bana nereden geldiğini, neler yaptığını anlattı. Şarkı söylediğini ve sevdiği tarzları anlattı. Bu kadarı tesadüf olamazdı. Arkadaşımla müzikle ilgili herşey yapabilirdik. Sonra abisinin de gitar çaldığını söyledi. Konuyu ondan açtı. Tüm dikkatimle onu dinliyordum.

"Abim de gitar çalıyor. 8 senedir. Bazen bir yerlerde çıkarız. Sahne alırız. Abim de 18 yaşında, bu sene askere gidecek. Saçlarını çok seviyor biliyor musun? O yüzden askere gitmem diyordu. Gülerdik bizde ona. Çok muziptir." dedi gülerek. Abisinden bahsederken gözünün içi gülüyordu. Gitar çalması, müzikle ilgilenmesi çok güzeldi. Aşık olduğum kişi de müzikle ilgileniyordu. Aşık olduğum mu? Ne diyorum ben. Derken Dilara heyecanla devam etti.

"Çok kız peşinden koştu. Çapkında biraz haliyle. Çok kişiyle de çıktı." dediğinde benim tüm hayallerim suya düştü. Çok kişiyle çıkmışsa bana bakmazdı bir kere. Benim gibi kirli birine. O an vazgeçtim ona olan düşüncelerimden. Sakladım, gizledim.

"Tamam Dilaracım. Matematikte sayfa kaç ödevdi?" dedim konuyu kapatması için.

"Deniz bizimle hafta sonu sinemaya gelirmisin? Boşver matemetiği ya. Hadi gel sende bizimle." diyince heyecanlandım.

"Tamam olur." dedim hemen. Ağzımdan çıktı bir kere. Salaklık mı yaptım yoksa ya? Evet, evet salaklıktı. Annemler duymamalıydı hem de kendimi boşa kaptırmış olurdum.

"Dilara ben düşündüm de ben gelemeye-"

"Deniz itiraz istemiyorum nokta. " dedi beni susturmaya çalışarak.

Daha da uzatmadım zaten. Heyecan bastı bir anda hem de korku. Çok karışık duygular içindeydim.

Öğlenden sonra ders çıkışında ablam kapıya geldi ve mezarlığın yolunu tuttuk. Giderken iki üç dal papatya aldım çiçekçiden. Duygum için. Mezarlığa geldiğimizde göz yaşlarımıza hakim olamadık. Ablamla beraber dua okuduk. Ablam hep kendini suçluyordu. Ama asıl baş neden ailemdi.Dualarımızı okuduktan sonra papatyaları bıraktık. En içten dualarımızı ettik meleğimize.

BANA UZAK AŞK #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin