Karlı bir geceydi ve McKinnonlar Potterlar'ın evinde akşam yemeğine davet edilmişlerdi.
Bu akşamdan önce, Marlene tarafından, Sirius ve James'e ölüme mahkum edilmek istemedikçe ailesine ilişkileri hakkında tek bir söz söylememeleri tavsiye edilmişti ve çocuklar, onun büyüyle ilgili yeteneklerinin oldukça farkında olduklarından, o gece onunla uğraşmamayı kabul ettiler.
Dahası, eğer hala sadece arkadaş olduklarını düşünürlerse, evinde buluşmalarının daha kolay olacağı ve saçma görünse bile işe yarayacağıydı. Sirius, Hogwarts'tan on gün önce ayrıldıklarından beri onu birkaç kez ziyaret etmişti ve kimse onlar hakkında bir şey söylememişti.
Yine de Sirius'un beklemediği şey, yemek masasının etrafına toplanır toplanmaz ne kadar huzursuz hissettiğiydi. Potterlar ve Mckinnonlar, Marlene'nin babası ve James'in annesi 11 yaşındayken okumak için Fransa'ya gönderildiklerinden beri arkadaştılar. İkisi, eve geri gönderilmek ve Hogwarts'a gitmek için bir plan düşünmüşlerdi ve o zamandan beri birbirlerinden ayrılamazlardı. James ve Marlene kardeş olarak birlikte büyüdüklerinde, dostlukları nesiller boyu geçti. Tek çocuk olan James, büyürken birlikte oynayabileceği birine sahip olduğu için mutluydu ve McKinnonlar'ın en küçük çocuğu olan Marlene, zaman geçirebileceği yaşıtı olan birine sahip olduğu için mutluydu.
Elbette Sirius, yıllar önce Hogwarts'ın Ekspresinde James ile tanıştığından beri biliyordu, ama hepsini bir arada görmemişti, sadece hikayeler dinlemiş, gülmüş ve bu kadar yakından bir aile olduklarını öğrenmişti. Daha önce McKinnonlarla da tanışmıştı. Ama şu an ilk defa iki aileyle beraberdi.
Ve dürüst olmak gerekirse, oraya ait değilmiş gibi hissetti. 15 yaşındayken ailesinin evinden taşındığından beri nadiren böyle hissediyordu, James ve ailesi böyle hissetmemesi için ellerinden geleni yaparlardı. Ama yine de sadece sahip olmayı seçmediği bir isim taşıdığı için onunla konuşmayan insanlar vardı.
Bir süre sonra Sirius masadan ayrıldı ve evin arka tarafına giderek bahçeye doğru ilerledi. Cebinden bir sigara çıkardı, yaktı ve dumanı dondurucu havaya üfledi.
"Hey," dedi Marlene arkasından cam kapıları kapatırken.
Saçının rengiyle çok iyi tezat oluşturan kırmızı bir süveter giymişti, Sirius ona her gözünü diktiğinde büyülenmemek için kendini kontrol etmek zorundaydı.
"Bana öyle bakmayı bırak." Dedi ve sigarayı elinden aldı.
"Yapamam." Dedi dudaklarında bir sırıtışla. "Ateşli görünüyorsun."
"Biliyorum." Marlene gülümsedi ve sigarayı ona geri verdi. "Neden buradasın?"
Sirius omuz silkti ve dumanı yavaşça içine çekerek sigarayı ağzına geri koydu.
"Garip davranıyorsun, Sirius."
"Aklımda çok şey var, hepsi bu."
Marlene iç çekti ve önünde durdu.
"Bana gerçeği söyle."Sirius bir süre bekledi ve gözlerine baktı.
"Buraya ait olduğumu düşünmüyorum.""Elbette buraya aitsin. Sen benim erkek arkadaşımsın, James'in en iyi arkadaşısın."
"Ama... evet, haklısın. Şu an bir pislik oluyorum." Aniden, ona bakmak yerine gökyüzüne bakarak konuştu.
"Hayır, hayır." Ellerini yanaklarına koydu ve yavaşça başını aşağı çekti. "Neden hâlâ böyle hissediyorsun?" Gri gözlerine kilitlenmiş mavi gözleriyle tekrar sordu.
"Buraya hiç sığacak mıyım? Demek istediğim, annen, baban ve kardeşlerin var ve James'in ailesi var ve ikinizin de bütün aileleri yanınızda. Ve bende bunların hiçbiri yok, sadece benim. "
"Ve tanrıya şükür sadece sensin. Artık annenin pisliğine katlanmak zorunda olmadığın için minnettar olmalısın, Sirius. Ve yanımda kimsenin olmamasının nasıl bir his olduğunu bilmediğimden eminim, ama sen de bunu bilmiyorsun. Ben, James, Remus, Peter, Lily, Doe, James'in ebeveynleri ve onlara izin verirseniz yanınızda olmayı çok isteyecek pek çok insan var." Başparmakları şefkatle yüzünün yanlarına ovuşturdu. "Bunları biliyorsun, değil mi?"
Ona küçük bir gülümseme verdi. "Haklısın."
"Biliyorum." Dedi gülümseyerek.
"Ve ailenin, birlikte olduğumuzu öğrendiklerinde ölmemi istemeyeceklerinden emin misin?"
"Evet. Kanıtlamamı ister misin? Oraya geri dönüp onlara hemen söyleyebilirim."
"Pff." Sirius dramatik bir şekilde konuştu. "Şüpheliyim."
"Hadi o zaman." Dedi ve onu eve geri çekti.
————
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Why Do You Love Me || Blackinnon
Fanfic[Marlene Mckinnon ve Sirius Black ile ilgili AU, Drabble, One-shot, Headcanon çevirileri vs.] [Bölümler birbirinden bağımsızdır.]