"Her şey güzel olacak." dedi Ginny sakinlikle "Değil mi Draco?"
"Evet."
Ginny kaşlarını çatıp bana bakınca omuz silktim.
Draco sabahtan beri garip davranıyordu. Kesinlikle kötü değildi, hayır. Sabah giyinmeme yardımcı olmuş, beni buraya kadar taşımış ve Ginny ile oturmamız için Gryffindor masasında, yanımda oturmuştu. Yarım saatte bir ağrım olup olmadığını sormayı da ihmal etmemişti. Ayrıca çantasında Slughorn'un benim için yaptığı iksirlerin olduğundan da adım kadar emindim.
Hayır, mükemmel davranmıştı. Ama bir bakıcıya göre mükemmeldi. Benimle neredeyse tek kelime konuşmamıştı. Dalgın ve soğuktu.
Onu ilk gördüğümdeki gibi.
Ben de üstüne fazla varmamıştım ama Ginny'nin de dikkatini çekmesi sinirimi bozmuştu.
"Harry ve Ron buraya gelir mi dersin?"
"Dün çok endişelendiler." dedi Ginny "Eminim ki seni görünce buraya koşacaklardır."
"Lavender?"
"O sürtük çoktan arkadaşlarının yanında oturuyor." dedi göz devirip "Zaten öyle olmasa da senin yanına gelirlerdi. Bak, oradalar."
Ginny'nin eliyle işaret ettiği yere bakmadan önce göz ucuyla Draco'ya baktığımda tabağına büyük bir kararlılıkla baktığını görmüştüm. Sanki bizim dediklerimizi duymuyordu, tamamen kendi iç dünyasına izole olmuştu.
Harry ve Ron, Ginny'nin birer yanına oturduklarında Draco sonunda gözlerini tabaktan ayırdı. Ve masadaki bu beş kişinin arasında bir bakışma savaşı başlamıştı işte. Ron ve Harry ikimize göz gezdirirken aynısını biz de onlara yapıyorduk. Zavallı Ginny ise dört kişiye birden göz gezdirip bir şey kaçırmamaya çalışıyordu.
Draco sonunda elini Harry'e uzattı.
"Ben Draco Malfoy. Artık bir Ölüm Yiyen değilim ve Hermione'nin arkadaşıysanız bir şekilde arkadaş olacağız demektir. Tekrardan merhaba, Harry Potter."
Harry onun elini sıktığında bu sefer elini Ron'a uzattı. Bu sırada Ginny ve ben sadece şaşkınlıkla birbirimize bakıyorduk.
"Ve Ronald Weasley, geçmişte seni hiç sevmediğim anları değiştiremem ama gelecekte Hermione sizi yanında istiyorsa, yan yana olacağız gibi duruyor."
Ron o kadar şaşırmıştı ki, ona tiksintiyle bakamamıştı bile. Sadece elini sıkıp aptalca gülümseyebilmişti. Draco ise hiç istifini bozmadan yemeğe devam ediyordu ki Harry boğazını temizledi.
"Her şey için teşekkürler Malfoy." dedi "Sen olmasan belki de Hermione hayatta olmazdı."
"Dün ona bakışını gördüm." dedi Ron "Hermione'ye yani. O bir anda yere yığılınca. Çok endişeliydin. Hermione ile yakın olduğun zaman onunla ilgili kötü planların olduğundan emindim ama düşüncelerimi değiştirdin."
Tüm olanları şaşkınlıkla izlerken Draco başını sallayarak kibarca konuyu kapatmıştı. Bugün onu kesinlikle anlayamıyordum. Belki de dün yüzünden gergindi, hatta büyük ihtimalle böyleydi. O yüzden en iyisi konuyu açmamak olurdu.
"Ben-" diye kendimi açıklamak için lafa başladığım anda Harry beni durdurdu.
"Tamamen bizim aptallığımız." dedi "Her şey. Daha ilk gün Malfoy'un size yardım ettiğini söylediğinizde size inanmalıydık. Seni dışlamamalıydık. Özellikle ben. Dışladığım halde Malfoy ile yakınsın diye sana kızmamalıydım. Aptalca laflar söylememeliydim. Göz önünden kaybolduğun zaman seni aramalıydım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wounds // Dramione
Fanfiction"Eğer ölürsem" dedim ağlamamak için dudaklarımı ısırıp "Gitmelisin." "Ölümün bizi ayırabileceğini düşünmen ne kadar da tatlı." Bir Dramione öyküsü. Dramione etiketinde #1 @05.02.2023 hp etiketinde #1 @28.02.2023