Wounds // Dramione

thirteen: tonight, we are young

"Hava gerçekten çok soğuk." dedi Draco kahvaltı ederken. Düne nazaran daha çok konuşuyordu ama mimikleri hala donuktu "Soğuk Hermione'yi etkiler mi etkilemez mi bilemiyorum."

"Cisimlensek?"

"Hogwarts'da cisimlenemezsin."

"İhtiyaç odasından Aberforth'un barına gidebiliriz." dedim "Geçit vardı ya."

"Sen bir dahisin!" dedi Ginny "Çok mantıklı."

"Evet ama-"

"İyi olacağım Draco." dedim ona bakıp "Olmazsam da söyleyeceğim. Söz."

Ginny, Harry'i dürttüğünde Ron'un burada değil de Lavender'ın arkadaşlarıyla birlikte olduğu için şükrediyordum.

"Çok tatlısınız." dedi Ginny. "Arkadaşsanız da veya başka bir şeyseniz de. Çok tatlısınız."

Draco gülümsemesini tutamayınca ben de gülümsedim ama kızardığıma da emindim. "Sadece iyi anlaşıyoruz." dedim omuz silkip.

"Neden yemekten sonra gölde yürümüyoruz, Hermione?" dedi Ginny "Harry de Draco ile vakit geçirmek istediğini söylemişti. Ron bu akşamı Lavender ile geçirecekmiş."

Draco'ya baktığımda sıkıntıyla iç geçirip çantasını Ginny'e uzattı.

"Bunu taşıyabilecek misin?"

"Merlin aşkına Draco! Çığlık atsam duyarsın. Yanımda yüz kilo taşımak istemiyorum."

"Aslında çok hafif." dedim "Genişletme büyüsü yaptım da, içinde sadece bir kitap var kadar ağır."

"Normalde ne kadar ağır ki?"

"Üç ayrı ilacım ve ikimizin de 8 dersten kitaplarımız var. Ve Draco her ilaçtan 7 tane taşımaya bayılıyor."

"Titiz ve takıntılıyım." dedi Draco gülümseyerek. Eğer kafayı yemediysem, heyecenlı olduğunu seziyordum. Acaba gerçekten Harry ile arkadaş olmayı mı istiyordu? Gerçekten çok mu yalnızdı?

Yemeklerimizi yediğimizde Harry ve Ginny kısa bir öpüşme faslı yaparken Draco beni omuzlarımdan tuttu ve kendine çevirdi.

"Şimdi beni dinle. Yorulduğun an döneceksin. Kötü hissettiğin an ilaç isteyeceksin. Geçer demek yok. Ne olursa olsun bana söyleyeceksin, durumunu kimse benden daha iyi bilmiyor, nasıl başa çıkacaklarını zaten bilmiyorlar. Kendini yormayacaksın ve lütfen, lütfen" dedi derin bir nefes alıp "Dikkatli olacaksın. Söz ver?"

Gözlerindeki kararlı endişenin altında yatan duygu selini görebiliyordum ve bu durumun yarattığı hislerden nefret ediyordum. Ağlamak istiyordum işte. Ağlayıp hata ettiğimi ve kalbimin tamamen ona ait olduğunu söylemek istiyordum.

Onun yerine sarılıp kafamı göğsüne gömdüm ve gülümsedim.

"Sağ ol." dediğimde o da kollarını bana sarıp derin bir iç çekti.

"Şimdi git ve eğlen bakalım." dedi "Biz de Potter ile dolaşırız."

Ginny koluma girdiğinde ona el sallayıp önüme döndüm ve Ginny'nin beni nazikçe sürüklemesine izin verdim.

"Seni kurnaz cadı! Bana hiçbir şey anlatmıyorsun ha?" dedi sinirli sinirli fısıldayarak "Seni öldüreyim de gör."

"Ah, anlatacaklarım var ama sandığın şeyler değil." dedim "Hem ne zaman anlatacaktım? Draco yanımızdayken mi?"

"Cinsel çekimleriniz için her şeyi yapardım." dedi "Bir baykuş olup odana bile girerdim. Sahi, sizin oda nerede?"

"Bunu söylemem yasak." dedim derin bir iç çekip. "Kusura bakma."