twenty six: Listen, Draco Malfoy is speaking

569 38 13
                                    

Gecikme için çoook üzgünüm ama çok güzel bölümler yazdım kafamda bir şeyler tam oturmadan paylaşmak istemedim. Kusura bakmayın veeee iyi okumalar ❤️

"Merlin'in Sakalı, çok sıkıldım!" dedi Draco "Hadi gidelim artık."

"Tüm market listesini tamamlamadık ama." dedi Harry Potter "Ama ben de epey yoruldum."

"Fazlaca şey aldık Harry. Draco haklı, artık eve gidelim."

Üç büyücü ellerindeki poşetler ile birlikte Malfoy Malikanesinin önüne cisimlendiler. Dışarıdan her şey normal gibiydi, herhangi bir pürüz görünmüyordu.

Hermione Granger'ın başına gelenlerden sonra Draco biraz paronayaklaşmış sayılabilirdi. Evin etrafını düzenli olarak kontrol ediyor, her gün evin enerjisini mutlaka temizliyordu. Bunu her yaptığında huysuz cadı istisnasız yanına gelip "Çok tatlı bir psikopatsın." diyerek dalga geçmeyi ihmal etmiyordu.

Ama büyücü dün çok korkmuştu. Dün, eğer nasıl yapıldığını bilseydi, o cadının üstündeki laneti kendi üstüne alırdı. O küçük bedeninin o denli acı içerisinde olduğunu görmek dayanılmazdı, karşısında her kim olursa olsun buna dayanamazdı.

İçeriye girdiklerinde sarışın büyücü bir iç çekti. Çok da uzun olmayan bir zaman önce, tam da bugün, annesi ona süprizler hazırlıyor olurdu. Babası gülümserdi, psikopat teyzesi gelir ve o bile hediyesini verirdi. Annesi en güzel pastaları yapar, tüm dostlarından gelen hediyeleri onun için saklardı.

Narcissa Malfoy, çok da iyi bir insan değildi. Kötü biri miydi? Hayır. Ama kötülüğe göz yumabilecek kadar kötü olduğu doğruydu, aynı kendisi gibi. Aşık olduğu insan için yanlış bildiği yolda devam edecek kadar, ve onun için oğlunu geride bırakıp kaçmaya başlayacak kadar kötüydü.

Ama kötü değildi. Sevecendi ve çok endişelenirdi. Draco'nun hep üstüne titrerdi, her anlattığını dikkatlice dinler ve asla ondan uzaklaşmaya çalışmazdı. Bu yüzden Hermione Granger onu etkilemişti belki de, hayatındaki o yumuşaklığı, ona gerçek anlamda bakan bir çift gözü özlediği için başlamıştı her şey.

Ne yüzden başlamış olduysa olsun, Malfoy şu anki durumdan çok memnundu. Onu bu kadar tamamlanmış hisseden, içindeki sevgiyi bu kadar kolayca ona aktarabilen biriyle hiç tanışmamıştı. Saçma bir şekilde, neredeyse bir anda iyi karakter olmuştu. Kibrini, soğukluğunu bir kenara bırakmıştı. Çünkü bırakmazsa, Hermione'nin eninde sonunda ondan vazgeçeceğini biliyordu. Başından beri yaptığı tek şey kendisini akışa bırakmak olmuştu ve fark etmeden de olsa, şu anda olduğu 'iyi' insana dönüşmüştü. Eski halinden kalıntılar hariç bir şey taşımadığı için mutluydu.

"Biz geldik." diye seslendi kızıl büyücü "Hadi kapıyı açın!"

Eskiden malikanenin içinde cisimlenmek yasaktı fakat Draco bunu kaldırmıştı. Ancak son olaylardan sonra endişelenip bu tılsımı yeniden yapmıştı, kendilerine bile. Evin içine veya evin içinde kimse cisimlenemezdi. En fazla bahçeye gidilebiliyordu.

Draco Malfoy kapının içerideki kızlardan biri tarafından büyüyle açılmasıyla Harry ve Ron'un arasından geçip hızlı adımlarla eve girmişti. Yüzünde aptalca bir sırıtış ve heyecan vardı. Akıl okumaya gerek yoktu, Hermione'yi görmek için hızlı hızlı eve girmişti.

Hermione'nin evde yüzü asık olan insanların arasında olmadığını gördüğünde kaşlarını çatsa da kötü hissetmemişti. Paranoyaklaşmaya gerek yoktu, evde o kadar insan vardı ve Hermione yüksek ihtimalle dün gece yaşadığı sancılardan dolayı odasında uzanıyordu.

"Pekala." diye sordu yüzündeki sırıtışı bozmadan "Biz marketten geldik. Hermione nerede? Ona şu sevdiği dondurmadan aldım."

Herkesin birbirine dönüp bakmasıyla Draco kaşlarını çattı. İşte şimdi kafasındaki çarklar dönmete başlamıştı. En kötüsünü düşünmeye başlarken Ginny konuştu.

Wounds // DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin