Kitaplardaki mutlu sonlara asla inanmamıştım. Ölmediyseniz, hikayeniz sona ermemiş demekti. Bu yüzden hep o 'mutlu son'dan sonra ne olduğunu merak ederdim. Mesela Külkedisi kardeşlerinden hiç haber almamış mıydı? Pamuk prensesin hiçbir derdi olmamış mıydı? Bir zafer, en büyük sorunu yok etmek demekti. Savaşı kazanmak demekti. Ama savaştan sonra da bir kriz olmaz mıydı? Kazanan taraf olsanız bile, birçok problemle uğraşmaz mıydınız?Şu anki halimiz de buydu işte. Savaşı kazanmıştık. Voldemort ölmüştü. Ama bunun yanında çoğu sevdiklerimiz de artık aramızda yoktu. Ölüm yiyenler cezalandırılmaya başlamıştı. Ama o ölüm yiyenlerin her biri elle seçilip bulunamıyordu elbette. Hepsi de kazanan tarafı anında sevmeye başlamamıştı. Hatta, hiçbiri. Hiçbiri bizi sevmiyordu. Hala da bizim için tehdit oluşturuyorlardı.
Ama bugün, iyi sayılırdık. Artık ben de Kovuk'ta kalıyordum çünkü bir evim yoktu. Anne ve babama kendimi unutturmuştum. Bundan pişman değildim, bu savaşta herkesin fedakarlıkları vardı. Benimki de buydu, ama bu hala canımı acıtmadığı anlamına gelmiyordu.
Bu düşünceyle gözlerim dolduğunda Ginny yan yataktan iç çekti.
"Yine mi kendini üzmeye çalışıyorsun?"
"Kendimi üzmeye falan çalıştığım yok." dedim "Aklıma geliyor sadece."
"Senin mükemmel bir aklın var." dedi Ginny gülümseyerek "Ve bu akıl kendini bir şeylerle meşgul etmezse kendini kapatmaya çalışıyor. Hadi kalk, biraz eğlenelim."
"Ne yapalım?"
"Dışarı çıkalım, bilmem. Kız kıza piknik kulağa nasıl geliyor?"
"Olabilir aslında." dedim olduğum yerde ona dönüp.
"Ebediyen onları çekiyor gibiyim." dediğinde Harry ve Ron'dan bahsettiğini biliyordum.
"Bir de bana sor." dedim iç çekip. "Ben hazırlanayım o zaman."
"Ben de yiyecek bir şeyler alayım. Aşağıda buluşuruz."
Ginny'i seviyordum. Savaştan sonra çok daha fazla yakın olmuştuk. Abisiyle sevgili olsam da burnunu sokmuyordu. Yanında bir çocuğu gözüme kestirdiğimde de, Ron'dan sıkıldığımda da bunun gayet normal olduğunu biliyordu. Eh, kız gücü, ha?
Kot pantolonumu ve beyaz kazağımı giyip aşağıya indiğimde Ginny hazır bir şekilde bekliyordu. Vestiyerden montumu aldığımda Molly bana gülünsedi ve bir bere uzattı.
"Bak, bunu sana yaptım canım."
"Çok kibarsınız." dedim gülümseyerek "Çok güzel olmuş."
"Bu erkekler gibi size geç kalmayın demeyeceğim. Hatta, olabildiğince geç kalın canlarım. Biraz kafa dağıtın."
Molly'e kıkırdayarak evden çıktığımızda Londra'da bir piknik alanına cisimlendik. Etrafta kimse yoktu, yani eşyalarımızı büyüyle yerleştirmekte hiçbir problem de yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wounds // Dramione
Fanfiction"Eğer ölürsem" dedim ağlamamak için dudaklarımı ısırıp "Gitmelisin." "Ölümün bizi ayırabileceğini düşünmen ne kadar da tatlı." Bir Dramione öyküsü. Dramione etiketinde #1 @05.02.2023 hp etiketinde #1 @28.02.2023