thirty two: holy spirit

537 45 16
                                    

Draco Malfoy hemen Hermione'nin yüzüne doğru eğilip nefesini dinledi. Göğsünün inip kalkmasıyla oluşan harmoniyi duyduğu anda rahatlamıştı. Adeta bir buz gibi çözündüğünü hissetti.

Babasını öldürmek yerine gerçekten bir alternatif olabilir miydi? Hermione bunu başarmış olabilir miydi?

Bunu düşünecek pek bir zamanı yoktu. Hermione şu an nefes alsa da her şey saniyelerin insafına kalmıştı. Cadının cebinden bir ağaç parçası çıkarttığında kafası karışmış bir şekilde yazanlara bakıyordu.

Bu bir elektrik yaratma büyüsüydü. Hermione'nin kalbi bir anlık duracak, adeta ölecekti. Saniyeler içinde buradaki büyüyü okuyup ikinci bir elektrikle onu hayata döndürecekti.

Kağıt üstünde mantıklı olsa da yeni bir büyü hiçbir zaman güvenli değildi. Büyücü bunu çok iyi biliyordu. Herkes için daha güvenli bir sonucu olacak bu tehlikeli yolda Hermione'yi kaybetme riskini alabilecek miydi?

Gözünden bir damla yaş dökülüp sevgilisinin göğsüne kafasını gömdü.

"Seni seviyorum." diye fısıldadı "Seni çok ama çok seviyorum Hermione."

Hermione'yi kucağına alıp taşın üstüne uzanmasını sağladı. Oturup başını dizine yasladı ve gözyaşları içerisinde talimatları itinayla gerçekleştirmeye başladı.

Çok korkuyordu. Öyle ki kalbi göğüs kafesinden fırlayacak gibiydi. Keşke kendisine vereceği herhangi bir zararın sonucu herkes kurtulabilseydi. Keşke burada riskin konusu kendi hayatı olsaydı, başkalarının değil.

Babasını öldürmesi kesin bir sonuç verecek olsa da bunu yapamazdı. Bunu babası da biliyordu, bu yüzden havası asla sönmemişti.

Büyüyü okurken Hermione'nin gözleri bir anlığına açıldı ve Draco'nun boştaki elini sıkıp gülümsedi.

"Teşekkür ederim." derken gözlerinden yaşlar dökülüyordu. Büyücü de farklı değildi. Hiç beklemeden cadıya onu ne kadar sevdiğini söylemek istedi.

"Seni seviyorum Hermione. Hatta sana aşığım."

Cadı kıkırdadı fakat kıkırdaması büyücünün asasının kalbine değmesiyle yarıda kesildi.

Gözleri Draco'nun gözlerine bakar bir şekilde kalmıştı.

Arkadaki Lucius Malfoy ise olanlara karşı şaşkındı. Hermione Granger daha demin kendisini feda mı etmişti?

Oğlunun ağlamasıyla bir şaşkınlığa daha uğramıştı. Uğraştığı her şeyin elinden bu fedakarlıkla gitmesinden çok oğlunun gözünden dökülen yaşlarla ilgileniyordu.

Oğlu ağlamasının arasında bir şeyler fısıldayıp kızın kalbine doğru asasını tutarken ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Anlayamazdı çünkü ne yaptığını Draco da bilmiyordu, sadece talimatları okuyordu. Belki de dünyada yaşayan en zeki kızın ürettiği bu büyünün onu hayata döndürmesi için ağlıyordu.

Büyü tamamlanınca asadan ufak bir elektrik çıktı ve Hermione'nin ufacık kalmış bedenini yerinden zıplattı.

Ama hepsi buydu. Başka bir şey olmamıştı. Göğsü inip kalkmıyordu veya gözlerindeki donuk bakış kaybolmuyordu.

Wounds // DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin