"Hoş geldiniz, ne alırdınız?" Seungmin elindeki bot defteriyle Hyunjin ve Jeongin'in tepesinde dikilirken Hyunjin iç çekmişti.
"Mümkünse gönlünü. Seungmin ya, sabah öyle demek istememiştim." Hyunjin, Feşix ve Seungmin'in gazabına uğrayıp sabah kovuşduğu kafeye öğleden sonra sevfilisiyle acıktığı için tekrar gelmişti ve Seunfmin ne mesajlarına ne yüzüne bakıyordu.
"Müşterilerle yalnızca sipariş üzerine konuşuyorum, ne alırdınız?" Seumgmin yaptığı soğukluğa devam ederken Hyunjin iç çekip sandalyeden kalkarak arkadaşına sıkıca sarıldı.
"Özür dilerim."
"Hep aynı şeyi yapıyorsun Hyunjin. Ne zaman seni veya Jeongin'i ciddi bir şekilde Chan'a ispiyonladım?" Seungmin yüzünü arkadaşının omzuna saklarken Hyuunjin sırtını sıvazladı. "Yapmadın hiç, özür dilerim. Sen bir şey duyunca Chan duymuş gibi hissettiriyor, ikinizi birbirinizren ayrı düşünmek zor."
"Sus ya, küstüm iştr. Çık git kafeden." Seunfmin geri çekilip dolan gözöeirni kaçırırken Hyunjin yülümseyerek arkadaşının yanaklarını sıkıştırdı. "Affet hadi."
"Çok kırıldım, ben seni çok özlemiştim ama sen geldiğin gibi kalbimi kırdın." Seungmin yutkunarak başını geriye attığında Hyunjin gülerek arkadaşına sarıldı yine. "Tamam. Haklısın ve özür dilerim. Bir daha kırmayacağım seni."
"Söz mü?"
"Söz. Ailemsin sen benim manyak." Seungmin gülümserken Hyunjin gencin saçlarını karıştırdı. "Baroştık mı?" Seungmin başıyla onayşarken Hyunjin göz kırpıp yerine oturmuştu. "O zaman iki tane latte alalım."
"Getiiryorum hemen." Seungmin döndüğü gibi kapıdan giren sevgilisini görünce durum gülümsemiş ve elini ensesine arıp dudağını dişleyerek tezghın arkasına geçmişti. Chan sevgilisinin tatlı hallerine gülüp Jeongin ve Hyunjin'e eliyle selam verdikten sonra tezgaha yaslanmıştı.
"İyi akşamlar Beyefendi. Yardımcı olabilir misiniz?"
"Ne konuda?" Seunfmin elindeki kahveletle ona dönerken Chan düşünüyormuş gibi yapıp masaya yasladığı ellerinden birini çenesine götürerek konuştu.
"Güzel birer kahve eşliğinde sevgilimle gezmek istiyorum ama sanırı kahvem yok."
"Sebgiliniz var mı ki?" Seungmin göz kırparak kasanın üzerine kahveleri bıraktı.
"Var sanırım, dünya güzeli. Dördüncü senemizi kutlamamız gerekiyor." Seunfmin gülümsemesi büyürken sevgilisine yaklaşıp dudağına minik bir öpücüoik bıraktı.
"Bunları Jeongin ve Hyunjin'r götür. İkimize kahve yapayım."
"Tamamdır güzelim." Chan elindeki bardaklarla masaya ilerlerken Seungmin mutfağa geçmiş, Minho ve Felix'e çıktığını söyleyerek kahveleri yapmış ve karton bardakların kapaklarını kapatıp cüzdanından kahvenin ücretini alarak ödemryi yapmıştı. İki bardakla beraber Chan'ın arkasından ilerlemiş, arabaya oturup kahveleri sıcak kalacak ywre bırakıp kemrini takmıştı.
"Nereye gidiyoruz?"
"İstediğin bir yer var mı?"
"Şeye gidelim mi? Adını hatırlamıyorum. Sonav stresimi stmam için beni denize sokmuştun, oraya gidelim." Chan arabauı çalıştırıp mahalöeden çıkarken Seungmin çıkana kadar düşünmüş, çıktıkları gibi söyleyince geç kaldığı için Chan'ın sert bir direksiyon çevirme hareketiyle yolu değiştirmesine sebep olmuştu.
"Oraya beşinci gidişimiz ve hala adını bilmşyorsun." Seungmin gülerek sevgilisine dil çıkardı. "Nasıl gidildiğini bilmem yeterli. Oranın adı 'bizim yerimiz'."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kaçak damatlar ²
Fanfiction"Güzelim..." "Hm?" Seungmin başını çevirip kollarını kaldırarak sevgilisine bakarken Chan gülümseyerek dudağını öpmüş ve aşağıda kalan sevgilisinin başına çenesini yerleştirmişti. "Yok bir şey, sadece söylemek istedim." "Üç sene oldu sen hala aynı...