"Hyunjin! Elim kanıyor!" Felix toz bezini masanın üzerinde bırakarak koşarak üst katta sigara içen arkadaşının yanına gitti. Hyunjin sigarasını söndürüp, nefesini Felix'ten uzağa boraktıktan sonra küçük elini kavramıl ve incelemişti.
"Ne yapıyordun?"
"Toz almak için bezi kovaya sokup sıktım." Hyunjin arkadaşının alnına fıske attı.
"Umarım enfeksiyon kapmaz Felix." Hyunjin genci elinden tutup sürükleyerek kafenin lavabosuna götürmüş, elini güzelce yıkamasını söyleyerek çantasının yanına gitmişti. Tentürdiyot ve sargı beziyle lavaboya dönerek Felix'e pansuman yaaprken Felix acıyla inledi. "Yandı!"
Hyunjin elini yüzüne yaklaştırıp yavaşça üflerken Frlix gülümsemesini bastıramamıştı. "Ne gülüyorsun?"
"Hiç, Changbin de aynısını yapmıştı." Hyunjin gülerek arkadşaının elini sararken Felix sırıtarak konuşmaya devam etti. "Öğlen görüntülü arayıp kremi sürmemi istedi ve dakikalarca benim kremle cebelleşmemi izledi. Çok tatlı."
"Adamı üzüp duruyorsun sonra aşık aşık anlatıyorsun yaptıklarını. Farkındasın değil mi?"
"Ya sen sol yanımdaki melek misin tüm günahlarımı hatırlatıp duruyorsun?" Felix elini arkadaşının avuxundan kurtarıp ona dil çıkararak içeri geçtiğinde Jeongin'in kutuları ezdiğini görmüştü.
"Bitti işimiz ağabey."
"Tamam, siz geçin evlerinizr. Teşekkür ederim."
"Biz burada çalışıyoruz, ne teşekkürü? Hadi gidelim ayaklarıma kara sular indi benim." Minho maskesini ve montunu alarak dışarı çıkarken Seungmin de el sallamıştı. Hyunjin ve Jeongin de ayrıldığında Felix birkaç dakika içinde orada olacağına dair mesaj atan sevgilisini beklerken kafenin eksiklerini yazdıkları kağıdı incelemiş ve internetten siparişlerini vermeye başlamıştı.
Aylar sonra kafesine kavuştuğu için çocuk gibi heyecanlıydı.
Jeongin ve Hyunjin el ele tutuşmuş arkadan yürürlerken Seungmin hafifçe arkasına dönüp arkadaşlarına baktı.
"Bizde mi kalıyorsun?"
"Hm, ağabeyim geç gelecekmiş." Seungmin onaylayarak önüne dönüp ellerini ceplerine yerleştirdiğinde Minho yolduğu yerde durdu.
"Evde yemek yok."
"Yaparız."
"Ama açım." Seungmin yüzünü buruşturdu. "Sipariş ederiz."
"Gel biz alıp gelelim, spor olur. Hyunjin arabanı versene." Hyunjin cebinden anahtarı çıkararak uzatırken Minho ona imalı bir bakış atınca gülmüştü.
Jeongin Hyunjin'in elini bırakarak yerdeki taşların çizgilerine basmama oyunu oynadığından fark etmemişti.
"Yürü git ya."
"Ben fırsatı sana sundum mu sundum, değerlendirmek sana kalmış. Bebek ekmek ne istiyorsun?"
"Hamburger ve pizza."
"İkisini de mi?"
"Evet, çok açım ağabey. Seni bile yerim." Minho başıyla onaylayarak Srungmin'le onlardan önce evin bahçesine girmiş, arabayı sürme işini Seungmin'e kilitleyerek ön koktuğa yerleşmişti. İkisi arabayla gözden kaybolurken Hyunjin ve Jeongin eve girmişti.
"Hyunjin, duş alabilir miyim?"
"Bebeğim, soruyor öusun? Git yap istediğini." Jeongin başıyla onaylayarak üst kata çıkarken Hyunjin kendini koltuğa atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kaçak damatlar ²
Fiksi Penggemar"Güzelim..." "Hm?" Seungmin başını çevirip kollarını kaldırarak sevgilisine bakarken Chan gülümseyerek dudağını öpmüş ve aşağıda kalan sevgilisinin başına çenesini yerleştirmişti. "Yok bir şey, sadece söylemek istedim." "Üç sene oldu sen hala aynı...