kaçak damatlar ²

patron

"Changbin, Binnie!" Felix uzandıkları yatakta sevgilisini dürterken Changbin derin vir nefes alırken yanında yatan sevgilisine sarılıp dudaklarını omzuna bastırarak anlamsız mırıltılar çıkardı. "Hm?"

"Biliyotum tüm hafta Jşsung'ın işleriyle uğraştığın için çok yoruldun ama pazar sabahını beraber geçiremez miyiz?" Felix bir süre hareketsizce beklrmiş, cevap gelmeyince Changbin'a dönüp bakmıltı. Uyanıktı. "Sana diyorum."

"Güzelim, çok uzun bir cümleydi. Anlamadım." Gelix bir süre boş bakmış, sonra kıkırtısını odaya bırakıp Changbin'e dönerek sıkıca sarılmıştı.

"Çok tatlısın."

"Yorgunum sadece. Ne zaman uyandın?" Changbin sevgilisinin çilli yanaklarını başparmağıyla okşarken Felix yaklaşıp burnunu burnuna sürttü. "Oluyor biraz ama sıkılınca seni uyandırdım."

"Aç seğilsen biraz yatakta kalalım." Felix başıyla onaylarken Changbin onu çıplak göğsüne çekip saçlarıyla oynamaya başladı.

"Bu hafta Jisung işe dönüyor, artık tamamen iyi. Yorulmazsın bu kadar." Felix ellerini sevgilisinin teninde gezdirirken gözlerini kapatmış, gülümsemişti. Geçtikleri hafta herkes Jisung için endişelenmiş ve onu eski haline çevirmek için yapmadıkları şaklanbanlık bırakmamışlardı. En son Chan'ın bile dedikodu yapma raddesine geldiğini hatırlıyordu.

Changbin iç çekip konuştu. "İyi olsun da, onun yerine bir ay bile çalışırım ben."

Felix gülümseyerek başını çevirip sevgilisinin göğsüne öpücük bırakarak belini sıkıca sardı. "İyi, merak etme. Yalnız kalmaması için hep kafeye sürükledik onu, çabucak iyileşti. Çok iyi baktık."

"Dedikodu kazanını kaynattık demiyor da."

"Çok eğlenceliydi kafede olması, Hyunjin'in sigaralarının hepsini kırdık ve Jisung'la yaptığımız için kızamadı. Seninkini de kıracaktık ama denk gelmedib."

"Sigaralarımı rahat bırak." Changbin gözlerini kısarak yan taraflarında kalan aynadan sevgilisine baktı.

"Hayatta bırakmam. Can düşmanım onlar. İçmeni istemiyorum." Felix omuz silkerken dirseğinden destek almış, boştaki elini sevgilisinin başının yanına yaslayarak onu yatağa hapsetmişti.

"Buna rağmen dudaklarının arasına duman bıraktığımda bunu çok seksi buşuyorsun." Changbin de dirseklerinden destek alarak yükselirken Felix şirin bir gülümsemeyle oma bakmış, dudğaına küçük bir öpücük bırakıp yastıktaki eliyle sevgilisini yatağa omzundan itmişti.

"Patron benim. Ne dersem o."

Changbin gülerek ellerini başının altına yerleştirirken alayla onayladı. "Evet oatron, ne dersen o."

"Sevmediğin yemeği pişiririm."

"Küfür etsen daha az canım yanar Felix. O yrmek hiç güzel değil." Felix hafifçe sevgilisinin dudaklarına vurdu. "Özür dile o yemekten. Çok seviyorum ben onu."

"Bebeğim, ağız tadın da..."

"Semi çpmeyi de seviyorum. Ağız tadım muhtemelen mükemmeldir." Felix tek kaşını kaldırırken Changbin ellerini teslim olur gibi kaldırdı.

"Bu iyiydi."

"Tabii, ne sandın? Changbin, acıktın mı?" Felix dizlerinin üzerine oturup gülümseyerek sorduğunda Changbin başını iki yana salaldı.

"Henüz değil."

"Harika." Felix üzrindeki tişörtü çıkarıp yere atarak yorganı tekmelediğinde Changbin gülmüştü.