kaçak damatlar ²

yüzdelik

"Felix?" Xhangbin anahtarla girdiği evde sevgilisikapuıuı çalmasına rağmen açmadığı için endişelenirken Felix yatak odalarında tiktok çekmekle meşguldü.

Changbin şarkı sesini takip edip odaya girdiğinde Felix oanikleyip arkasına dönerken Changbin'i görünce derin bir nefes aşdı. "Ödüm patladı."

"Ne yapıyordun?" Changbin garip bir ifadeyle halka ışıklı tripot, yüksek sesli müzik ve giyindiği farklı konseptteki kıyafete bakarken ceketini çıkarmıştı.

"Hiç, sana şımarmamak için bir şeylerle uğraşıyordum." Felix telefonundaki uygulamayı ve tripotun ışığını kapatırken yüzündeki makyajı temizledi.

"Üç gündür bunun için trip atıyorsun." Changbin sarılmak için Felix'e dopru yürüse de felix elini kaldırıp onu durdurarak geri çekildi.

"Banyonu yap."

"Felix, barışalım artık." Felix omuz silkip üzerindeki gömleğin düğmelerini açmış, onu vücudundan sıyırıp evde giydiği sweati başından geçirerek altındaki eşofmanı düzeltmiş ve Changbin'in yanından geçerek mutfağa yönelmişti. Changbin dwrin nefes alıp banyoya girerek duş alıp üzerine ev kıyafetlerini giydikten sonra Mutfağa geçmiş ve Felix'in karşısına oturmuştu.

"Madem siz çalışıyorsunuz, biz de dağ evine gidelim."

"Chan göndermez ailesini."

"Bildiğim kadarıyla Jeongin, Hyunjin ve Seungmin birer birey. İzin almaları gerekmiyor." Felix elindeki çatalı tabağında gezdirirken Changbin arkasına yaslanıp kollarını çaprazladı.

"Öfke dolusun."

"Katlanamıyorum Changbin, ne bekliyorsun? Ne güzel pandemi oldu evde kaldık diye sevineyim mi?" Felix elindeki çatalı tabağına bırakırken Changbin ona doğru yaklaşıp açtığı avucunu masaya koydu. "Yarın benimle şirkete gelmeye ne dersin Felix'im?"

"Kaçtı o tren, şımarık değilim artık."

"Çenwm kırılsaydı da söylemeseydim." Changbin iştahı kaçmasına rağmen Felix'i daha çok üzmemek adına tabağını bitirmiş, yeöek boyunca bir şeyler yemek yerine onu izleyen sevgilisinw bakarak iç çrkip masadan kalkmıştı. Ceketinin cebinden sigara ve çakmağını alarak balkona geçtiğinde Felix dudak büzerek Jisung'ı aradı.

"Söyle güzellik?" Jisung neşeyle telefonu açtığında Felix burukça gülümsedi. "Görüşemiyoruz."

Jisung başıyla onaylarken kamera hızlı hareket etmiş ardından sabitlenmişti. Orta sehpaya yasladığı telefonun kadrajına göğsüne yaslandığı swvfilisiyle beraber giriyordu, kolrukta uzanıyorlardı.

"Selam patron."

"Sus, kanayan yaram o benim. Özel bir şey soracaktım belki neden Minho'nun dibindesin?" Felix telefonunu rafa sabitlerken bluetoorh kulaklığını takarak masayı toplamaya başlamıltı.

"Gitzlim saklım mı var Mimho'dan? Niye tek başına ve suratsızsın sen? Changbin yarım saat kırk beş dakika önce gelmiş olmalıydı." Felix omuz silkip dudaklarını birbirine bastırırken sessizce konultu.

"Küsüz hala."

"Ne bekliyorsun adamdan ki? Tüm gün nelerle uğraşıyoruz haberin var mı?" Felix başını iki yana sallarken bulaşıkları makineye yerleştirmrye başladı.

"İlgilenmiyor."

"Sabır ya, üç yaşında çocuk musun Felix? En yoğun günün ardından sabaha kadar uyanık kalmışsınız, adam beş saat bile sürmeyen uykusuyla şirkette dört döndü. Bencilliği bir kenara bırak. Mutlu değilsin ve eminim benim ya da Seunfmin'in sana dedikleri saçma geliyordur. Hyunjin ve Jeonfin konu dışı çünkü onlarda çalışan yok. Ama sen kendi kendine zorlaştırıyorsun."