"Chan'la değil miydin?" Srungmin başıyla onaylarken suratı hala beş karıştı. "Neyin var o halde?"
"Hiç." Seungmin oturduğu koltuktan kalkıp odasına çıkmış, kapıyı kapatmıştı. Hyunjin derin bir nefes alıp peşinden giderek odaya girmiş ve Minho'nun boş yatağına oturup arkadaşına şüpheci bakışlar atmıştı.
Minho bu gece de Jisung'ta kalıyordu.
"Seungmin, tartıştınız mı? Neden mutsuz geldin eve?" Seungmin omuz silkip yorganını kafasına çekerken Hyunjin oflamış ve kalkıp yatağın diğer taeafına yürümüştü.
"Hala ilgilenmiyor ya, gıcık herif." Seungmin ağzının içinde mırıldanırken, Hyunjin arkasındaki boşluğa yerleşip yorganı üzerine örterek gence sarıldı.
"Chan mı üzdü seni bana mı naz yapıyorsun?"
"Hiçbiri."
"Evet, muhtemelen bana nas yapıyorsun. Ben de seni özledim Seungmin." Seungmin omuz silkip yorgana daha sıkı sarıldı. "Özlesen aradın ama hiç aramadın."
"Seninle her hafta konuşuyorduk zaten ben aramasam da. Minho ve diğerlerini de Jeongin'le arıyorduk. Buna mı küstün?"
"Bu çok önemli bir şey, ne demek buna mı küstün? Boğarım seni Hyunjin. Hani ailendik biz, niye ailenin en minnoş üyesini özellikle arayıp sormuyorsun? Ne zaman arasam ders çalışıyorsun."
"Sen de sadece Chan'ın yanında ders çaşışmıyorsun. Konuşuyorduk ya köpüş. Kaç defa Chan'ın elinden telefonu alıp özrllikle benimlr konuştun?" Hyunjin zayıf bedeni daha da sıkarken Seungmin ölüyormuş gibibir ses çıkarıp güldü.
"Öleceğim!"
"Sevgiye boğacağım seni, öl istersen." Hyunjin genci kendine çekirip sıkıca sarılırken Seongöin de ona sokulup gözleirni kapattı. "Ev sensiz çok sessiz ve sıkıcı. Minho sürekli Jisung'a gidiyor."
"Yıokluğum çok hissediliypr anlaşılan."
"Aptal ya." İkisi gülerkrn Hyunjin yavaşça arkadaşını gıdıklamaya başladı. Seungmin kahkahalar atarken Hyunjin onu sıkıca sarmış, gıdıklayıp duruyordu.
İkisi de nefes nefese kalıp yorulduklarında Hyunjin gözlerin kapattı. "Spor mu yaotın ben yokken? Bu ne güç?"
"Hukuk kitaplarınınbir tanesi 700 gram gelşyor. Onları taşırke güçlendim." İkidi de gülerken Seungmin uzanıp gece lambasını kapatarak Hyunjin'e sarılarak gözlerini kapattı. "Benimle uyu."
"Yatağıma gitmeye üşeniyordum zaten. İyi geceler."
"İyi geceler." Seungmin birkaç dakika içind euykuya dalarken Hyunjin de onun prşisıra uyumuştu.
Sabah, Swıngmin yattığı yerde çalan kapıya uyansa da tatil gününde yatağından çıkmak istemeidği için Hyunjin'i yanağına şapşaplayarak uyandırmıştı.
"Doktor bey kapı..."
"Uyumak istiyorum." Hyunjin ağzının içinde keşimeleri yuvarleyıp yan döndüğü gibi yere düşse de kalkmak yerine orada uymaya devam etmişti. Seungmin o tarafa dönüp yataktan arkadaşını dürttü tekrar. "Doktor, kapı..."
"Of!" Hyunjin derin bir nefes alıp yrden kalkmış, banyoyu es geçip aşağı inerek kapıyı açmıştı. "Chan?"
"Gübaydın, öğlen oldu hala uyuyor musunuz?" Hyunjin başıyla onaylayıp kapıyı açık bırakarak içeri geçtiğinde Jeongin sekerek gelmiş ve sevfilisinin yanapını öpüp yüzünü sıkıştırmıştı. "Günaydın beneğim!"
"Bebek olan sensin." Hyunjin koltuğa uzanıp uykusuna kaldığı yerden devam etmek üzere gözleirni kapatırken Jeongin önüne çökmüş, onu öpücük ve minik ısırıklara boğarak uyandırırken Chan onlara göz devirip yukarı çıkmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kaçak damatlar ²
Fanfiction"Güzelim..." "Hm?" Seungmin başını çevirip kollarını kaldırarak sevgilisine bakarken Chan gülümseyerek dudağını öpmüş ve aşağıda kalan sevgilisinin başına çenesini yerleştirmişti. "Yok bir şey, sadece söylemek istedim." "Üç sene oldu sen hala aynı...