24. Bölüm - FİNAL

2.5K 274 113
                                    


Adrian endişe içinde kaybolmuş gibi gözüken Lucy'nin gözlerine baktı. Sevgilisini böyle görmek adamı da endişelendiriyordu. Kötü bir şey mi olmuştu? Göğsü sıkışırken yatağın üzerine oturdular.

"Lucy? Sorun nedir?"

"Adrian ben..." Lucy dudaklarını ıslattı. Bunu nasıl söyleyeceğini bilmiyordu. Başını kaldırıp, aşık olduğu adama baktı.

Geçen altı ay rüya gibiydi. Lucy artık Madalyon'un ortaklarından biriydi ve Adrian'la ilişkisi, şirketteki herkes tarafından iyi karşılanmıştı. Adrian'ın babası bu haberlere öfkelense de adam, başka bir çaresi olmadığından, kabul etmek zorundaydı.

Birlikte sevgili olarak geçirdikleri altı ayın bu kadar muhteşem olmasında, birbirlerini bu kadar iyi tanımaları ve sağlam bir arkadaşlıkları olması çok etkiliydi. Lucy, kalbinin bir yerinde, sonsuza dek birlikte olmak isteyeceği adamın o olduğunu biliyordu ama bunu henüz Adrian'a söylememişti.

Henüz evlenme teklifini bile kabul etmemişti.

Üstelik hiç çocuklar hakkında konuşmamışlardı, o yüzden Lucy, adamın çocuk isteyip istemediğinden bile emin değildi.

"Beni endişelendiriyorsun. Bir şey mi oldu? Hasta mısın?"

Adamın suratının beyazlaşması Lucy'nin başını hızla hayır anlamında sallamasına yol açtı. Hastalığın onun için ne kadar önemli bir konu olduğunu biliyordu ve boşu boşuna onu korkutmak istemiyordu.

"Ben... Hamileyim."

Odada bir sessizlik oluştu. Adamın gözleri irileşirken Adrian anlayamamış gibi gözüktü.

"Ne?"

"Hamileyim. Bir süredir regl olmuyordum ama iş yoğunluğundan ve stresten olduğunu düşünmüştüm ama sonra bugün test yaptırdım ve..."

Lucy konuşmayı kesti. Adrian ona bakakaldı.

"Hamilesin."

"Evet."

Lucy ne beklediğini bilmiyordu ama adamın uzanıp ona, kalbini kıracak kadar hassas bir öpücük vermesi kesinlikle beklediği bir şey değildi. Bu öpücüğe fırtınadan bir limanda saklanırmışçasına asılan Lucy, geri çekildiğinde adamın gözlerine baktı.

Gözleri parlıyordu.

"Lucy, ben, ne diyeceğimi bilmiyorum. Bunu beklemediğimizi biliyorum ama... Mutlu musun?"

Lucy adama baktı. Mutlu muydu?

"Bilmiyorum, yani... Sen mutlu musun?"

"Elbette mutluyum. Ama bu beni endişelendirmiyor değil. Çok fazla hasta oluyorsun. Belki hamileliğin sırasında işten izin almalısın."

Lucy adamın omzunu hafifçe dürttü.

"Hemen başlamasan olmaz mı?" dedi. Ama dudaklarında bir gülümseme belirmişti.

"Üzgünüm, çok paranoyak olmamaya çalışacağıma söz veriyorum. Hamilesin." Adrian inanamayarak tekrar söyledi, sonra Lucy'i yine öptü. Geri çekildiğinde Lucy artık çok daha iyi hissediyordu.

"Bunun ne demek olduğunu biliyorsun, değil mi?"

"Ne?" Lucy anlamayarak sordu. Adrian'ın bugün yeşillerin baskın olduğu gözleri yaramazca ışıldıyordu. 

"Artık evlenme teklifimi kabul etme vaktin geldi."

Lucy kıkırdadı.

"Ayrı ebeveynler olarak bu çocuğu büyütebiliriz."

CAPELLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin