Size patronumu sınırsızca anlatabilirim. Örneğin özel asistanı olarak işe başvurduğumda, iki gece boyunca süren araştırmalarım sonucunda öğrenip, not defterime hızlıca karaladıklarım:
Adrian Rake kim midir?
Adrian Rake, 1987 yılının Haziran ayında doğmuş, 1900'lü yılların başlarında atalarından birisinin Dublin'de başlayıp sonra İngiltere'ye yayılan taşımacılık işiyle zengin ve sosyetik bir ailede büyümüş bir adamdır. Adrian, Sarmaşık Birliği diye anılan çok prestijli ve çok çabalayanların girebildiği üniversitelerin birisinde eğitimini tamamlamıştır ancak bu yeterli olmadığından sonrasında, Harvard kadar havalı olmayan ikinci bir üniversiteyi de bitirmiştir. Eğer şimdiye kadar anlamadıysanız diye söylüyorum: Evet, patronum oldukça zeki biri. Bu zekasını sadece eğitim kısmında, baba parasına güvenmeyerek kendi başına kazandığı üniversitelerle değil, mezun olduktan sonra babası Henry Rake'in istediği gibi şirket yönetmektense kendi yolunu çizmesinden de anlayabilirsiniz.
Adrian mimarlık mezuniyetinden sonra, hiçbir zaman küçük hedefleri olmadığından kendi şirketini kurmuş ve kısa zamanda şirketi Madalyon'u, sadece Amerika'nın değil, dünyanın birçok ülkesinin gözdesi bir şirket yapmayı başarabilmiştir.
Televizyonda gördüğünüz o berbat evleri alıp, yıkıp, baştan tasarlayıp muhteşem bir eve döndüren programlar var ya? Madalyon işte tam olarak bunu yapıyor. Tuttuğumuz birçok ekip var ve Adrian'ın bu uçuk fikri sayesinde Madalyon sadece biletleri 1 dakikada satılan ünlülerin evlerini tasarlamıyor. Birkaç kanalla da anlaşmamız var, bu sayede benim ve şirkette çalışan herkesin maaşı oldukça dolgun. Çünkü Adrian tüm bunları sessizce yapmaktansa bir televizyon programı haline getirerek, aynı işi yapan diğer kişilerden farklılaşmayı benimsemiş. İşte size, patronumun bir diğer özelliği: Adrian fazlasıyla rekabetçidir.
Bu yüzden Madalyon'un bu üstün başarısı bile onu durdurmamış ve olduğu işkolik insandan döndürememiştir. Peki ben kimim ve böyle başarılı bir adam için nasıl özel asistanlığa başvurdum, üstelik bu işi aldım?
Adım Lucy Miller. Adım ve soyadımın sıklığı ile sıradanlığı, tüm hayatımı kapsamış. Orta durumlu bir ailede, kaliteli sayılmayacak ancak yine de düzgün bir yerde yetiştim. Bir kız kardeşim, annem ve üvey babamla mutlu bir şekilde yaşıyordum. Hiçbir zaman ders çalışan birisi olmadım ama buna rağmen notlarım hep yüksek geldi: Yani herkesin gıcık olduğu o tip bendim. İşitme zekamın yüksek olduğunu düşünüyorum: Sanırım çoğu dersi bu sayede geçtim. Bu sayede üç dil öğrendim: Japonca, İtalyanca, Fransızca. Amaçsız bir insan olarak, üniversite kazandığımda ailemin yaşadığı şok, tsunami yaşandığındaki şokla aynı kalibredeydi. Ancak böyle bir fırsat kaçmayacağından, yarı burslu olarak Amerika'nın önemli üniversitelerinden birinde eğitimimi tamamladım.
Sorun şuydu ki hiçbir zaman, tam olarak hangi mesleği yapmak istediğime karar veremedim. Bu yüzden mezun olduktan sonra bir süre, işsiz kaldım. Bir sürü işe girdim ve denedim ancak hiçbirinin bana uygun olmadığını gördüm.
Yirmi dört yaşındaki bir genç kız olarak, bir yıldan fazla süre işsiz kalmamın ailemi çok da iyi etkilemediğini gördükten sonra artık iş seçmemeye karar verdim. Gözümü fazlasıyla korkutan, hep yüksek topukluların ya da kravatllıarın hakim olduğunu ve egolarıyla insanları parçaladıklarını düşündüğüm, daha önce korkuyla siteyi kapadığım bütün işlere başvurdum.
Şans eseri ya da lanetli bir şekilde, Adrian'ın özel asistanı olmak için başvurum kabul edildi ve iş görüşmesine çağrıldım. Kovduğu asistanların ardı arkası gelmediği için ve özgeçmişim onları etkilediğinden, beni işe almak için neredeyse yalvaracak bir grup insanla karşı karşıyaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAPELLA
RomanceCapella: Arabacı takımyıldızındaki en parlak yıldız, gece gökyüzündeki en parlak on birinci yıldız ve Arcturus ve Vega'dan sonra kuzey göğündeki en parlak üçüncü yıldızdır. Çıplak gözle tek yıldız olarak görünür ama iki çift yıldız sistemidir. Lucy...