Lucy kürsüden indikten sonra insanların söylediklerini duymadı. Buna fırsatı yoktu. Adrian kafasıyla bir işaret yaparak içeri girmesini söyledi ve kadını beklemeden malikaneye yol aldı.
Lucy onu takip ederken, arkasında kalan insanların onları yalnız bırakacağını biliyordu. Kameramanlar haberin detaylarını öğrenmek istiyor olabilirlerdi ancak Henry Rake'in nasıl acımasız bir adam olduğunu iyi biliyorlardı, o yüzden oğlunu malikanenin içine kadar takip etmeye cesaretleri yoktu.
En azından hâlâ haber yapmaya devam etmek istiyorlarsa.
Lucy, adamı takip ederek üst kata çıktı ve bir odaya girdi. Kapıyı arkasından kapadı, dışarıda müziğin çalmaya başladığını duyabiliyordu.
Bu skandalı kapamak için ellerinden geleni yapıyorlardı.
Adrian önce odada bir o yana bir bu yana yürüdü. Boynunda belli olan damarlar, onun tam olarak ne kadar öfkelendiğini Lucy'e gösteriyordu.
En sonunda Adrian durdu ve kadına baktı. Burun delikleri genişlemişti.
"Sen ne yaptığının farkında mısın?" Adrian bağırdı. "Beni nasıl rezil ettiğinin? Gerçekten bana aşık mısın?"
Adamın suratı kırmızıya boyanırken Adrian soruverdi. Genç kadın yalnızca bir saniye önce tedirginlikle adamı bunu nasıl izah edebileceğini düşünüyordu ama seçtiği kelimeler Lucy'nin sinirlenmesine neden oldu.
Genç kadın yüzünü buruşturdu ve kaşlarını çattı. Sonra buna inanamamış gibi, "Ben mi seni rezil ettim?" diye bağırdı.
Adrian , "Evet," dercesine ona bakınca Lucy sinirden güldü. Adam ne olduğunu anlamazken Lucy işaret parmağını kaldırıp adama yaklaşmak için adım attı, ancak sözler dudaklarından çıkmadan kendisini geri tuttu ve arkasını döndü. Dayanamayan Lucy tekrar aynı hareketi tekrarladı.
"Biliyor musun? Keşke çenemi kapasaydım da gerçekten rezil olmana izin verseydim!"
Adrian hiçbir şey anlamamış gibiydi. Adamın kaşları çatıldı.
"Ne diyorsun? Bana gerçekten aşık değil misin?"
"Elbette değilim!" Lucy beklemeden cevap verdi. Adrian kadını kızgınlık ve şaşkınlık arasında gidip gelen bir ifadeyle inceledi.
"O zaman böyle bir şeyi niye yaptın?"
"Bu seni ilgilendirmez." Lucy öfkeyle söylendi. Konuşmasının yalan olduğunu itiraf edebilse de Laura'nın planını adama söylemek istemiyordu.
Bunun için çok yufka yürekliydi.
"Nereye? Gidiyor musun?"
Adrian kapıya yönelen kadının arkasından seslendi. Lucy duraksadı ve adama baktı.
"Elbette gidiyorum. Burada daha fazla neden durayım ki?"
"Saçmalama Lucy. Önce aşağı inip bu rezilliği düzeltmemiz gerek."
"Bunu nasıl yapmamızı önerirsin?" Lucy ellerini beline koydu, gözlerini adamla dalga geçercesine irice açmıştı. "Aşağı inip şaka yaptığımı falan mı söyleyeyim? Kimse buna inanır mı?"
Adrian homurdandı. Lucy camdan dışarı bakarken en azından Laura'nın planı suya gömüldüğü için küçük bir huzur hissetti.
Böyle bir olaydan sonra genç kadın çıkıp, Adrian'ı kötüleyecek cesareti kendinde bulamazdı. Üstelik her ne derse desin insanlar ona inanmazdı ve birkaç dakika önce asistanının söylediği skandal sözler hep daha önde olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAPELLA
RomanceCapella: Arabacı takımyıldızındaki en parlak yıldız, gece gökyüzündeki en parlak on birinci yıldız ve Arcturus ve Vega'dan sonra kuzey göğündeki en parlak üçüncü yıldızdır. Çıplak gözle tek yıldız olarak görünür ama iki çift yıldız sistemidir. Lucy...