4.Bölüm - Yaban Mersini ve Muz

1.9K 243 43
                                    


Dört Yıl Önce

Ertesi sabah Lucy, patronunun emrettiği gibi evine gitti. Adamın dediklerini hazırlamak için dün bütün gün boyunca koşturmuştu ve gece, Madalyon ile ilgili birçok araştırma yapmıştı. Adamın evine saat yedide geldiğinden ancak iki saat uyuyabilmişti ama Lucy kendini dinç hissediyordu.

Öncellikle ailesi, böyle bir işe girdiği için çok mutluydu. Üstelik genç kadın da bir şeyleri başarabilecek bir yetişkin gibi hissediyordu artık.

Güvenlik geçmesine izin verdikten sonra Lucy içeri girdi. Birkaç dakika sonra patronunu, oturma odasında buldu.

Adam çoktan kalkmış gibiydi. Hatta çoktan hazırlanmıştı. Giydiği siyah tişört ve pantolon ikinci bir deri gibi vücudunu sarmıştı ama o kadar iyi oturmuştu ki iğrenç bir görüntü oluşturması gereken yerde güzel bir görüntü sunuyordu.

"Geldin mi? Sonunda. Sabah kahvaltımı henüz yapmadım. Evde hiç süt kalmamış. Gidip alman gerek."

Lucy adamın kendisine bakmadığının farkındaydı. Elindeki birkaç kağıtla uğraşan adama, "Peki," dedi. "Süt alacağım... Başka bir şey?"

"Gerek yok. Hızlı ol."

Kadın bir şey demedi ve hemen yola koyuldu. Buraya gelirken büyük bir market görmüştü. Arabasına atlayan Lucy'nin markete gidip gelmesi yirmi dakikasını aldı.

Terlerini silerek dik duran ve görünüşünün düzgün olduğuna emin olan genç kadın derin bir nefes alarak mutfağa gitti. Patronunun orada olduğunu görünce duraksadı.

Adam sırtını döndü ve kadına baktı. Elindeki poşeti görünce, "Sonunda gelebildin," dedi ve kolunu kaldırarak saate baktı. "Yirmi dakikanı aldı."

"Evet, markette sıra bekledim."

Adam bir şey demese de kasılmış vücudundan ve kaşları çatık surat ifadesinden hoşnut olmadığı belliydi. Lucy beklemeyerek sütü poşetten çıkardı ve tezgaha koydu. Bir bardak için kocaman dolaplara yönelirken kayıp bir köpek yavrusu gibiydi.

"Bu ne?"

Arkasından gelen sesle Lucy bardakların hangi dolapta olduğunu tahmin etmeyi kesti ve adama baktı. Adrian süt kartonunu eline almış, Lucy'e dik dik bakıyordu.

Genç kadın bir hata yaptığını hissetti ama ne olduğundan emin olamadığından, "Süt almamı istemiştiniz?" diyebildi. Adam Tanrı'dan güç dilercesine dudaklarını birbirine yapıştırıp derin bir nefes aldı. Genişleyen burun delikleri, Lucy'nin kesinlikle bir hata yaptığının kanıtıydı.

"Bu normal süt. Ben sadece badem sütü içerim."

Kadın önündeki adama ve elindeki süte bakakaldı.

"Ben, bilmiyordum. Yani belirtmediniz-"

"Belirtmek zorunda olduğumu bilmiyordum. Hayley'den ne yeyip içtiğime dair listeyi almadın mı?"

Lucy, adamın ne kadar sinirlendiğini görebiliyordu bu yüzden kendi öfkesini yutmaya çalıştı.

"Bana hiç öyle bir listeden bahsetmediniz. Geri kalan her şeyi aldım."

Adam hayal kırıklığına uğramış gibi süt kutusunu bıraktı ve öfkeyle başını iki yana salladı.

"Neler yiyip içtiğimi bilmeden nasıl bana yardımcı olabilirsin? Nelere alerjim var biliyor musun?"

Lucy tek elini yumruk haline getirdi. Tezgahın arkasında durduğundan neyse ki adam bunu görmüyordu.

Aslında adama lanet okuyup buradan çekip gitmek çok kolay olurdu ancak Lucy, böyle kolay pes eden bir insan değildi. Vücudundaki kaşıntıyı göz ardı etti.

CAPELLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin