23. Bölüm - Kış Mucizesi

1.7K 198 60
                                    


Adrian, ne yaptıklarından emin değildi. Ama arabadan çıktı ve kadını buz pistine kadar takip etti.

Lucy, bir adamla birkaç dakika konuştuktan sonra elinde iki çift patenle döndü. Yüzünde ise Adrian'ın içini ısıtan bir gülümseme vardı.

"Kaymak mı istiyorsun?" diye şaşkınlıkla sordu Adrian. Lucy gözlerini yuvarladı ve banka oturarak, ayakkabılarını çıkardı.

"Herhangi bir yerde kaymak değil. Biraz kaydıktan sonra ilerideki büyük ağacın ışıkları ve süslemeler tekrar yanacak."

Genç kadın patenini giymeye başlarken Adrian da yanına oturdu. Adrian, Lucy'nin tanıdığı hiçbir kadın gibi olmadığına karar verdi. Sürekli adamı şaşırtma yeteneğine sahipti ama bundan öte...

Çok temiz, çok masum bir kalbi vardı. Hayalperestliğinin ve romantik doğasının yanında, her şeye sırf mantık çerçevesinde bakmıyordu. Her şeyden zevk almaya, manalı bir şeyler çıkarmaya alışmıştı. Her şeyin bir büyüsü olduğunu düşünüyordu.

Adrian kadının omzuna düşen saçlarına, oradan da diğer patenini giyerken zorlandığından çatılan kaşlarına baktı. Yüzündeki kararlı ifade adamı gülümsetirken, Lucy'nin şu an içine çektiği soğuk havadan daha tazeleyici olduğunu düşünmeden edemedi.

"Patenlerini giysene!"

Kadın ona baktı ve mızmızlandı. Adrian elinde olmadan gülümsedi, sonra patenleri giydi.

Lucy'e karşı koymak pek mümkün değildi.

Sonra kadınla birlikte buz pistine girdi. Lucy tek başına birkaç tur atarken kahkaha attı ve Adrian'a baktı. Adrian ise hâlâ durduğu yerden kadını izliyordu.

Kayarken saçları geriye gidiyordu ve rüzgâr yüzünden burnu ve yanakları biraz kızarmıştı. Ama en önemlisi, gözlerine kadar yansıyan o gülümsemeydi.

O kadar içten, o kadar masum ve o kadar sıcaktı ki... Adrian hipnotize olmuş bir aptal gibi ona bakmayı kesemedi.

"Sorun nedir?" diye sordu Lucy, kayarak adamın önüne geldiğinde. Kaşları çatılmıştı, elleri ise belindeydi.

"Kaymayı bilmiyor musun?" diye merakla sordu kadın. Adrian kahkahasını yuttu. İsviçre'de, dünyanın en ünlü ve girilmesi neredeyse imkânsız olan pistlerinde kaymıştı.

Ama Lucy'nin bunu bilmesi gerekmiyordu. Dudağı biraz kıvrılırken, yaramaz bir düşünce beynine yerleşti.

"Sanırım pek hatırlamıyorum."

"Oh."

"Bana yardım edecek misin?"

Lucy adama baktı ve onu çözmeye çalışıyormuş gibi gözüktü. Sonra sabırsız bir nefes verdi, Adrian ise gülümsememek için dudağının içini ısırıyordu.

Genç kadın uzanıp, adamın kollarına ellerini yerleştirdi.

"Benden güç alabilirsin. Yavaşça hareket etmeye çalış."

Adrian kahkahasını son anda yuttu. Lucy'nin ona gerçekten kaymayı öğretmeye ve adama yön vermeye çalışması çok tatlıydı.

"Böyle mi?" diye sordu Adrian, biraz Lucy'e doğru hareket ederken.

"Evet, aynen öyle!" Lucy heyecanla söylendi, sonra duraksadı. Tekrar bakışlarını adamın gözlerine çevirdi ama bu sefer yüzünde düşmanca bir ifade vardı.

"Kaymayı biliyorsun, değil mi?" diye sordu. Adrian en sonunda rahatça gülümsedi. Foyası ortaya çıkmıştı.

Adrian hiç pişman değilmiş ve utanmıyormuş gibi sırıtarak omzunu silkti. Lucy dudaklarını birbirine tatlı bir öfkeyle bastırdı.

CAPELLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin