İki Yıl ÖnceLucy, bulunduğu yatakta huzursuzca kıpırdandı.
Hastane odasının iyi bir manzarası olması bile kadına iyi hissettirmiyordu. Hastanelerden hoşlanmıyordu, en azından bu konuda Adrian'la aynı fikirdeydi.
Ancak geçirdiği küçük zehirlenme sonucu gelmek zorunda kalmıştı.
Koluna hâlâ bir serum bağlıydı ve Lucy çok halsizdi ancak tek istediği kalkıp evine gitmekti. Ne yazık ki ailesi kalması konusunda doktorun ısrarlarını dinlemişlerdi.
Annesi ve üvey babası eve dönmüşlerdi ancak kız kardeşi Lara, gece onunla kalacaktı. Lucy genç kızı azıcık hava alması ve bir şeyler yemesi için dışarı göndermişti.
İyi bir hastanedelerdi bu yüzden her yer temizdi ancak Lucy yine de iyi hissetmiyordu. Odanın duvarlarıyla uyumlu renkteki kahverengi kapısı açıldığında Lucy oraya baktı.
İçeri gireni gördüğünde kaşlarını neredeyse saçlarına kadar kaldırdı.
"Luce."
Adrian içeri girerken konuştu. Kolunun altında birkaç torba vardı ve bu, Lucy'i iyice şaşırttı.
"Burada ne işin var?" diye sordu genç kadın, adam torbaları koltuğun üzerine bırakırken. Adrian gözlerini yuvarlarken kadının sorusunu görmezden geldi ve ceketiyle elini örterek kapıyı kapattı.
"Zehirlendiğini duydum. George'tan."
Lucy dudaklarını büzdü. Ailesi, işe gelemeyeceğini bildirmek için George'u aramış olmalılardı.
"Önemli bir şey değil. Sadece bozuk bir şeyler yemişim."
Adrian ellerini beline koydu ve kadına baktı. Evden gelmiş olmalıydı çünkü takım elbise yerine kot pantolon, siyah bir üst ve üstüne de deri ceket giymişti.
Adamın kaşları bilmiş bir şekilde havaya kalktı.
"Sen ve bozuk şeyler yemek? Ne kadar şaşırdığımı hayal edemezsin."
Lucy, onun alaycı sözlerine bozularak somurttu.
"Hastayla dalga geçmeye mi geldin?"
Adrian başını iki yana sallarken biraz önce bıraktığı torbaların yanına gitti ve içlerini karıştırmaya başladı.
"Sana biraz meyve getirdim. Belki vücuduna sağlıklı bir şeyler girince kendine gelirsin."
Adam dediği gibi meyveleri dışarı çıkardı. Özel bir ambalajla sarılmışlardı.
"Ne yediğine niye hiç dikkat etmiyorsun, bilmiyorum ki." Adrian söylendi. Lucy adama dik dik baktı.
"Nereden bilebilirdim ki tavuğun bozuk olacağını?"
"Güvendiğin yerlerden alarak." Adrian ona bakarak, üzerine bastıra bastıra söylendi. "Neyse, bundan sonra daha dikkatli olursun umarım."
"Olacağım. Üstelik bu soruma hâlâ cevap değil."
Lucy, adam bir kutu çıkarırken söyleyiverdi. Adamın kutunun içinden bir makine çıkarmasını izledi.
"Neden hastaneye geldin? Sen hastanelerden nefret edersin. Üstelik burada en çok nefret ettiğin bir diğer şey: bir sürü hasta insan var. Her yer hapşıran ve öksüren dolu."
Adrian fişi prize takarken kadının dediklerini kulak ardı etti. Sonra makineyi çalıştırdı ve Lucy'e döndü.
Yüzünün rengi kendine geliyor gibiydi. Kadını tanıdığından beri çok kez makyajsız ya da hasta gördüğünden karşısındaki hali yabancı değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAPELLA
RomanceCapella: Arabacı takımyıldızındaki en parlak yıldız, gece gökyüzündeki en parlak on birinci yıldız ve Arcturus ve Vega'dan sonra kuzey göğündeki en parlak üçüncü yıldızdır. Çıplak gözle tek yıldız olarak görünür ama iki çift yıldız sistemidir. Lucy...