"Adrian? Hazırsan içeri alıyorum."
Adrian oflayarak önündeki dosyayı kapadı. Bugün çok hızlı geçmişti ve adam şimdiden, Pazar günü işle ilgilenmemiş olmaktan pişmandı.
Golf sahasına gitmek yerine işine bakmalıydı.
"Tamam. Al."
Adrian suyunu içti ve omzundaki ağrıyı görmezden geldi. Bugünkü son toplantısı, Madalyon'la uzun zamandır çalışan Will Dash idi.
"Bay Rake."
Yaşlı adam odaya girerken onu selamladı. Adrian kısaca başını salladı.
George da adamın peşinden içeri girdi ve kapıyı kapadı. Lucy olmadan Madalyon'da işler yürüyordu yürümesine ancak o kadar pürüzsüz değildi.
Lucy olduğunda sorunsuz akan bir şelaleyse, kadın olmadığında önündeki kocaman taşlara vurarak seken sular gibiydi.
"Acil olduğunu söyledin. Ne oldu Will?"
Adrian siyah sandalyesinde arkaya yaslandı. Camlardan, batmakta olan güneşin saçtığı ışıklar içeri giriyordu.
"Bu Burjour anlaşması vardı ya? Hastanelerle ilgili olan?"
George Adrian'ın çaprazına oturdu ve başını salladı.
"Sonunda hazırlar mıymış?" Adrian sordu. Birkaç hafta önce Madalyon, özel birkaç kuruma çok iyi bir anlaşma sunmuştu. Adrian, kliniklere de el atıp, onları büyütmek ya da dekorasyonunu tamamıyla değiştirmeyi planlamıştı. Açıkçası teklifi, herkesin üzerine atlayacağı kadar cömertti. Ancak nedense geri çevrilmişti.
"Sorun da bu... Geri çevirdiklerinden beri içimde bir huzursuzluk vardı." Will ciddi gözüktü. Kaşları çatıktı ve yüzündeki kırışıklıklar, ciddi bir adam olmanın getirisiydi. "Bu yüzden küçük bir araştırma yapmaya karar verdim."
Adrian ile George birbirlerine baktılar. Anlaşmayı sundukları klinik ve kuruluşlar gizliliğe çok önem verirdi: Adrian, teklifi kabul etmeseler bile bu konu hakkında konuşmamalarını tembihlemelerini adamlarına söylemişti.
"Ve?"
"Konuşturmak zor oldu. Lucy onları bayağı tembihlemiş."
George'un yüzünde büyük bir gülümseme vardı. Adrian kendini tuttu.
Elbette Lucy Miller, gerektiğinde çok ciddi ve korkutucu olabilirdi. Hoş, Adrian'a hiç öyle gelmiyordu çünkü adamın gözünde Lucy hep sempatik ve sıcakkanlıydı. Ama dört yıl biriyle paylaşmak için uzun bir süreydi ve bu sürede Adrian'ın kulağına, çeşitli söylentiler çalınmıştı.
Bazılarının çalınmasına da gerek kalmamıştı. Adrian, birebir buna şahit olmuş sayılırdı...
3 Yıl Önce
Londra'nın en şık restoranlarının, sadece en özel üyelere ayrılan kısmında şampanya bardaklarının sesleri çınlıyordu. İnsanlar gülüşüyor, içiyor ve her zamanki gibi umursamaz davranıyorlardı.
Lucy, gözünü birkaç metre ötesindeki açık barda duran patronundan ayırmadı. Bugün baştan aşağı siyah giyinmiş adam, bar masasına hafifçe yaslanıyor ve etrafındaki insanlara, onlarla olmaya dayanamıyormuş gibi bakıyordu.
Madalyon'un kısa süre önce baştan aşağı yenilediği bir restorandı bu. Aslında bu akşam için Adrian'ın hiçbir planı yoktu ancak restoranın yeni halinin kutlamasına katılmak zorundaydı.
Yol boyunca huzursuzdu, buradaki insanların çoğundan nefret ettiğini fark etmesi ise uzun sürmemişti. Lucy onun herkesten hoşnutsuz kalmasını, sakladığı gülümsemesiyle izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAPELLA
RomanceCapella: Arabacı takımyıldızındaki en parlak yıldız, gece gökyüzündeki en parlak on birinci yıldız ve Arcturus ve Vega'dan sonra kuzey göğündeki en parlak üçüncü yıldızdır. Çıplak gözle tek yıldız olarak görünür ama iki çift yıldız sistemidir. Lucy...